nesli tükendi mi / Nesli tükendi sanılan Anadolu parsı Cudi'de ortaya çıktı

Nesli Tükendi Mi

nesli tükendi mi

kaynağı değiştir]

Anadolu coğrafi konumuyla çeşitli hayvan ve bitki türlerini içinde barındırmıştır. Günümüzde ismi çoğu kimse tarafından dahi bilinmeyen Aşağıda nesli tümüyle yok olmuş bazı türler yer almaktadır.

Dış bağlantılar[değiştir

Doğa korumada tarihi başarı: Kelaynakların yetmiş yıllık kaderi değişti

Fotoğraf: Nedim İlkin

Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin (IUCN) bugün açıklanan Kırmızı Liste’sine göre nesli tükenmetehlikesiyle karşı karşıya olan kelaynakların tehlike kategorisi bir derece düşürüldü. Doğa koruma ve nesli tükenen canlıların sembolü kelaynakların Kırmızı Liste statüsü “Yok Olmak Üzere” kategorisinden “Tehlike Altında” kategorisine taşındı. Bu tarihi değişimin nedeni özellikle son yirmi yıl içinde yürütülen koruma çalışmalarının olumlu sonuçlar vermesi.

Bir yandan pek çok canlının nesli tehlike altına girerken, diğer yandan gerçekleştirilen koruma faaliyetleri olumlu sonuçlar vermeye devam ediyor. Bu yıl, nesli dünya ölçeğinde yok olma tehlikesi altında olan iki kuş türünün, kelaynak ve pembe güvercinin tehlike kategorisi nüfuslarındaki düzenli artış nedeniyle bir derece düşürüldü. Dünyada doğa korumanın sembollerinden biri olan kelaynakların statüsündeki bu değişim, nesli tükenen canlıların ve doğanın korunmasında olumlu bir milat olarak kabul ediliyor.

Her yıl Dünya Kuşları Koruma Kurumu (BirdLife International) tarafından IUCN Kırmızı Liste’sindeki türlerle durum değerlendirme raporu hazırlanıyor. Bu senenin değerlendirmesi yapılmadan önce kelaynaklar “Yok Olmak Üzere (CR)” kategorisindeki kuş türünün arasındaydı. “Yok Olmak Üzere (CR)” olarak adlandırılan kategori, canlılar için en yüksek tehlikeyi ifade ediyor ve bu türlerin neslinin tümüyle tükenme olasılığının çok yüksek olduğunu gösteriyor. yılında tüm dünyadaki nüfusu 60 çift olan kelaynaklar yapılan koruma çalışmaları sonucunda bugün çiftin üzerinde nüfusa sahip. Bu nedenle kırmızı liste statüsü “Yok Olmak Üzere (CR)” iken ’de ilk defa “Tehlike Altında (EN)” kategorisine konarak bir derece düşürüldü. Bu değişimin ana nedeni son yirmi yılda Fas’taki doğal kelaynak nüfusun düzenli olarak artması. Türkiye’deki yarı yabanıl nüfusun da çoğalması ise kelaynakların Doğu Akdeniz’de gelecekte yeniden bir göçebe nüfus oluşturmasına dair umutları artırıyor.

Türkiye’de kelaynak koruma çalışmaları devam ediyor
Kelaynaklar Urfa Birecik’te yaygın bir göçmen kuş türüyken, geçtiğimiz yüzyılda yoğun bir şekilde kullanılan kimyasal ilaçlar sonucunda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya geldi. Geçtiğimiz yıl içinde nüfuslarındaki bu büyük düşüş sonrasında kelaynakların günümüzde varlığını sürdüren sadece iki alt nüfusu bulunuyor. Bunlardan biri Fas&#;taki yerleşik koloni iken, diğeri Türkiye Birecik’teki yarı yabani koloni. Suriye’deki göçmen nüfusun ise geçtiğimiz son iki yıl içinde tümüyle tükendiği düşünülüyor. Kelaynakların Türkiye’deki ilk kaydı yılında gerçekleşmişti. yılında Türkiye’nin güneyinde görülen ila çiftten oluşan nüfusları, yılına gelindiğinde 5 çifte kadar düştü.

Bu ani nüfus azalması sonucunda nesli yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olan kelaynakların korunması ve nüfus artışının sağlanması için Milli Parklar teşkilatı tarafından yılında Birecik’te Fırat Nehri kıyısına Kelaynak Üreme İstasyonu kuruldu. yılına gelindiğinde türün göç eden nüfusu tümüyle tükendi ve Türkiye’deki mevcut kelaynak nüfusu yarı yabanıl bir nüfus olarak koruma altında alındı. O tarihten bu yana Türkiye’de kelaynakların Mart ile Temmuz arasında serbestçe dolaşan, ancak, göç sırasında yaşanan kayıpları önlemek amacıyla, sonbahar ve kış aylarında üreme istasyonuna alınan yarı yabanıl bir nüfusu bulunuyor. Yapılan çalışmalar sonucunda ’da 40 birey olan Birecik’teki yarı yabanıl kelaynak nüfusu yılına gelindiğinde bireye kadar yükseldi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Doğa Derneği Genel Koordinatörü Dicle Tuba Kılıç: “Bu başarı, hala yüzleşmekte olduğumuz büyük tehditlere rağmen uzun soluklu koruma programlarının türleri yok olmaktan kurtarabileceğini gösteriyor. Doğa Derneği kelaynakların sayısının artması için Urfa Birecik’teki üye ve gönüllüleriyle birlikte ’ten bu yana kesintisiz olarak bu bölgede, Güney Fırat Vadisi Önemli Doğa Alanı’nda çalışıyor. Milli Parklar teşkilatının Birecik’te elli yıla yakın süredir devam eden projeleri, şüphesiz bu noktaya ulaşmamızdaki en temel nedenlerden biri. Öte yandan kelaynakların nesli halen daha dünya ölçeğinde tehlikede ve Türkiye’de yapılması gerekenlerin yalnızca birinci aşaması tamamlandı. Yani yarı yabanıl nüfusun ciddi bir şekilde artması sağlandı. Asıl gayretimiz, Türkiye’de eskisi gibi sağlıklı üreyen, kendi kendine nüfusunun devamlılığını sağlayan ve göç eden bir kelaynak nüfusunun oluşması. Sadece kelaynaklar değil bir çok tür yok olma tehdidiyle karşı karşıya. Bu tehditler ile etkin bir şekilde mücadele etmek ve kelaynaklarda olduğu gibi olumlu sonuçlar almak, konuyla ilgili kuruluşların ve yerel toplulukların iş birliğini gerektiriyor” dedi.

Nesli tükenmiş hayvanları 'geri getirmek' neden zor?

tazmanya kaplanı ve mamut

Kaynak, Getty Images

Bilim insanları, nesli tükenmiş hayvan türlerini geri getirmeye çalışıyor.

Geçen yıl ABD'de kurulan bir şirket, gelecek beş ila 10 yıl içinde sadece bir değil, iki türü geri getirebileceğinden emin.

Jurassic Park gibi fimlerde bunu yapmak kolay görünmüş olabilir ama gerçek yaşamda hiç de kolay değil ve bunun yapılabileceği, hatta yapılıp yapılmaması gerektiği konusunda herkes ikna olmuş da değil.

Peki şirket ne planlıyor ve yok olmuş hayvanları geri getirmek gerçekten mümkün mü?

Ne planlanıyor?

Colossal Biosciences, ABD'li genetik uzmanı George Church ve CEO Ben Lamm tarafından kuruldu ve tüylü mamutları 'ye dek geri getirebileceklerini umuyorlar.

Aynı zamanda, Melbourne Üniversitesi'nin yardımıyla 'larda nesli tükenen Tazmanya kaplanını geri getirmek üzere bir projeye başladıklarını duyurdular.

Nasıl yapılabilir?

Bir yöntem, tersine mühendislik. Bilim insanları benzer DNA'ya sahip yaşayan türlerden kök hücre alıyor ve daha sonra gen kurgulama teknolojisini kullanarak soyu tükenmiş türleri "geri getiriyor".

Tüylü mamuta en yakın yaşayan hayvan Asya filleri.

Tazmanya kaplanı DNA'sı için de Melbourne müzesinde alkol içinde tutulan bir yavru üzerinde çalışılıyor.

Yapılması neden zor?

Bilim insanlarının önündeki en büyük engel, yeniden yaratmaya yetecek kadar sağlam bir DNA örneği bulmak.

Sorun, hayvanlar öldüğünde DNA'larının da parçalı hale gelmesi ya da daha küçük şeritlere bölünmesi. Bunları doğru sırada dizmek büyük bir zorluk.

Yararları ne?

Collosal'ın kurucularından Ben Lamm soyu tükenmiş hayvanları geri getirmenin, gerileyen ekosistemlerin yeniden kurulması ve insanoğlunun verdiği zararın tamir edilmesine yardımcı olacağını söylüyor.

"Hem tüylü mamutlar hem de Tazmanya kaplanları, çevrelerinde önemli bir rol oynadı. Her ikisinin de geri getirilmesi bu türlerin yok olmasıyla oluşan boşluğu doldurmak anlamında olumlu rol oynayabilir."

Lamm ayrıca, araştırmalarının diğer türlerin soyunun tükenmesini de önleyebileceğini savunuyor.

"Tazmanya canavarları 20 ila 30 yavru yapabiliyor. Ancak yavruların sadece birkaçı hayatta kalabiliyor. Tazmanya kaplanı projesinde üzerinde çalıştığımız dış kese Tazmanya canavarlarının korunmasında müthiş yardımcı olabilir."

Riskleri ne?

Londra'daki Ulusal Tarih Müzesi'nden evrim biyoloğu Victoria Herridge gibi bu projenin karşıtları, yaşayan bir yavru mamut yaratma sürecinin diğer hayvanlara risk oluşturabileceği görüşünde. Özellikle de genleriyle oynanmış bir embriyonun taşıyıcı bir file konulması halinde.

"Bu embriyonun 22 ay boyunca anne karnında kalması gerek. Anneye risk oluşturur ve farklı bir türün yavrusunu taşımakbu tamamen istilacı bir süreç.

"Cidden etik dışı davranışlar olmadan mümkün değil. Taşıyıcı bir anne olarak bir fili kullanmak korkunç olur. Başka türlü olmaz çünkü yapay rahim kullanamazsınız."

Ancak Ben Lamm, Colossal'ın bu konuda adım attığını söylüyor ve "Dışarıda rahim oluşturma ekibimize ek olarak, taşıyıcılık üzerinde çalışan bir ekibimiz de var" diyor.

Etik mi?

Bazıları yok olmuş hayvanları geri getirme fikrinin etik olmadığı görüşünde. Dünya üzerinde 4 bini aşkın yıldır dolaşmayan tüylü mamut gibi bir türü geri getirmenin potansiyel etkilerini kimse bilmiyor. Ayrıca bu teknoloji işe yararsa, bilim insanlarının nerede duracakları sorusu var.

Herridge ayrıca, bu şekilde geri getirilecek herhangi bir hayvanın, eskisiyle bire bir aynı olmayacağını bilmenin önemli olduğu görüşünde.

"Türleri geri getirmek diye bir şey yok. Tamamen yeni bir tür yaratılacak. Bir şey yok olmuşsa, yok olmuştur. Gitmiştir, kaybetmişsinizdir. Sadece silik bir kopyasını geri getirebilirsiniz."

Ancak Ben Lamm'a göre önemli olan insanoğlunun yanlışlarını düzeltmek. Lamm "Kaybolmuş türleri geri getirmek ve insanoğlunun verdiği zararı tamir etmeye başlamak için gereken kaynaklara sahibiz" diyor.

Bilim insanları, soyu tükenmiş Tazmanya Kaplanı’nı gen düzenleme yoluyla geri getirmeyi planlıyor

Nesli tükenen hayvan klonlarından 'hayvanat bahçesi'

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır