Hemen hemen tüm kanallarda yer aldı ama bir türlü adını not edemedim şu Japonlara ağlamayı öğreten adamın. Tam yedi buçuk yıldır insanlara ağlama dersi veriyormuş. Söylediğine göre bugüne kadar 50 bin kişiye gözyaşı döktürmüş. Duyan, gören bir dolu espri türetebilir haliyle. Çünkü adamın yaptığı “iş” buna pek uygun. Hele bizim, “biz doğarken ölmüşüz”cülere bakarsak bu işi kimseden öğrenmeden ağlama konusunda üzerimize yok. “17 yıldır bizi de anamızı da ağlatan var, sen ne diyorsun” diye twitter mesajı atıp Japon uzmana yanıt verene bile rastladım.
Şaka iyidir, yapılsın. Çünkü güldürmek daha zordur, o nedenle Japon’a verilen tepkilere gülmenin de ruha iyi gelen yanları var. Ama mesele ciddi. Bu zat da bana sorarsanız gerçekten hayırlı bir iş yapıyor. Özellikle ağlamanın neredeyse lanetlendiği, hadi en hafif deyimle söyleyeyim, ayıplandığı bir toplumda, vatandaşlarının ağlayarak hem rahatlamalarını hem de - iddiasına göre - “yenilenmelerini” sağlıyor. Ağlamanın rahatlatıcı bir tarafı olduğunu deneyimlemeyenimiz yoktur malum, o nedenle bu konuda son derece haklı.
Nacizane gözyaşının kültür tarihini incelediğim bir dosyam da olduğu için bu haber beni özellikle ilgilendirdi. Çünkü şu gözyaşı insanlık tarihini hayli meşgul etmiş bir konudur. Dosyam için çalışırken, başka kaynakların yanı sıra, tabii ki temel kaynağım Tom Lutz’un Crying adlı kitabıdır. Öyle kapsamlı incelenmiş ki gözyaşı elimden bırakamadım kitabı. Oradan kimi notlarım var. Bir bölümünü paylaşmamak olmaz şimdi.
Gözyaşının en eski yazılı kayıtları, MÖ yüzyıldan kalma Kenan kil tabletlerinde bulunur. Arkeologlar tarafından Suriye'nin kuzeybatısındaki köyden adını alan Ras Şamra Metinleri, MÖ yüzyılın başlarında meydana gelen bir depremle tahrip olan Ugarit antik kentinde bulunmuş bir dizi kil tablet ile tablet parçalarıdır. Deniyor ki, 'de Ras Shamra'da bir Ugarit mezarı ortaya çıkana kadar kimse bu tabletlerin tam olarak nerede olduğundan emin değildi. Kazılarda bulunan tabletler birkaç eski Orta Doğu kültürünün taptığı yeryüzü tanrısı Ba'al'ın ölümü hakkında bir anlatı/ şiir içeriyor. Parçalardan biri, Ba'al'ın kız kardeşi bakire tanrıça Anat'ın, ağabeyinin ölüm haberini duyduğu anın hikayesini anlatır. Haberi duyunca çok ağlamış tanrıça. Tarihte gözyaşından söz eden ilk metinin bu olduğunu söylerler. Tabii dinler tarihinde bu böyle değil. Her şeyin ilki Adem’le başlatıldığı için, ilk gözyaşı döken de o haliyle. Ben, doğrusu, arkeolojinin, antropolojinin belirlemelerinin doğruluğuna inanırım.
Tanrı, Halife, Kral fark etmez, herkes ağlıyor işte. Lutz tanrıça Anat örneğini vermiş ama başkaları da var. Bunlardan biri Fransızların XI. Louis adlı kralıdır. Yeni doğan oğlunun ölüm haberini aldığında o sırada gezmekte olduğu Loches ormanının bir bölümünü yaktırmış, deliler gibi de gözyaşı dökmüştür. Öyle derler.
Gözyaşısız insan olur mu? Sadece ağlamakla kalmayız ki. Bizanslılar Lacrima Fails adı verilen küçük şişelerde toplarlardı gözyaşlarını, kutsal saydıkları için. Mutfakta bile var ayrıca; Zavuş adlı bir Ermeni yemeği vardır, içine gözyaşı koyarlar. Bir kitabımda yazdım uzun uzun, hatırlatayım yine: “Narla mercimekle yapılan bir yemektir bu. Narları tane tane ayırıyor, bir bez torbanın içine koyup suyunu çıkarıyor, ardından bir tülbente koyup ağzını bağlıyorsunuz. Bundan sonrası biraz zor gibi; nar suyunu bir testinin içine koyduktan sonra bir tepe bulmanız gerekiyor çünkü. Bulduktan sonra testinin içerisine mercimekleri atıyorsunuz. Testinin ağzını bezle bağlayıp üzerini çalı çırpıyla kapatıp, iki ay tepede bırakıyorsunuz. Her on beş günde bir gelip etrafında “zavuş Meryem, zavuş Meryem” diye üç kere bağırmanız gerekiyor”. Bu tarifi bize ulaştıran Musa Dağdeviren’e saygılarımı sunuyor, yine de bu yemeği tüm mutfak sevgime rağmen asla yapamayacağımı belirtiyorum. Ama bakın gözyaşı insanoğlunun/kızının mutfağında bile var.
Her dinde olduğu gibi İslam’da da önemlidir gözyaşı. “Gözyaşı Medeniyeti” de denir İslam için. O arınçların, şevkiyılmazların, davutoğluların, tayyiplerin ağlamaları da bu “medeniyet”in içinde değerlendirilir ama onlarınki “politik gözyaşı” kategorisine girer. Var böyle bir kategori ama yerimiz sınırlı, ne örnekler var oysa. İslamiyet’te önemli olduğu içindir ki Bukain adlı bir ağlayıcılar topluluğu vardır İslam’da. Öyküsü uzundur. Bitsin kitabım orda okursunuz umarım. İmam Gazali, önemli bir İslam bilgini. Elli yıl şüpheci bir yaşamdan sonra İslam’da karar kılmıştır, malum. Kuran okurken gözyaşı dökülmesi gerektiğini öğütler örneğin.
Yani Japon önemli bir iş yapıyor. Müşterilerini ağlatmak için ne tür bir tekniği var bilemem. Ama alsın yanına birkaç müşterisini, gelsin misafirimiz olsun, insan nasıl ağlar ya da ağlatır gösteririz.
Yabana atılmayacak deneyimlerimiz var çünkü.
Gözyaşı şişesi, ölen kişiye olan sevgi ve saygıyı göstermek amacıyla yapılmış genellikle çok ince kap ve şişelerdir. Bu şişelerde biriktirilen gözyaşları ölüyle birlikte gömülürdü. Gözyaşı şişelerinin genel kullanım amacı budur. Ancak tarihte değişik amaçlarla kullanıldığı da görülmüştür.
Örneğin birbirine hasret olan sevgililer göz yaşlarını biriktirerek birbirlerine verirdi. Yada dertli, kederli insanlar gözyaşlarını bu şişelere biriktirip dere, nehir gibi akıp giden sulara atarlardı. Dertlerinin de bu şekilde akıp giderek sona ermesini beklerlerdi.
Gözyaşı şişeleri kimi dönem sembolik olarak kullanılmıştır. Özellikle bir çok Roma dönemi mezarlarında gözyaşı şişelerine rastlanmaktadır.
Gözyaşı şişesi fiyatlarını müzeler belirler, bu gibi şeyleri tesadüfte bulsak müzelere ve jandarmaya teslim funduszeue.info halde tarihi eser kaçakçılığına girerki bununda cezası 3 yıl hapisten başlar 35 yıla kadar çıkar.
Göz yaşı şişeleri çok ince ve hassas oldukları için resmi kazılarda topraktan çıkarılırken çok titiz davranılmalıdır. Hemen kırılıp deforme olabilirler. Maddi ve manevi zarar oluşabilir.
<< Geri dönerek diğer yazılarımızı okumak için burayı tıklayın…
-
Haberler - Anadolu Ajans
Tarihi, milattan önce yılına kadar dayandığı belirtilen, kadınların askere giden ya da hayatını kaybeden eşleri için akıttıkları gözyaşlarını sakladıkları şişeler, hem tarihe hem de hem de aşkın geçmişine ışık tutuyor.
Kayseri Arkeoloji Müzesi'nde bulunan ve milattan önce 4. yüzyıla kadar dayandığı belirtilen gözyaşı şişeleri, 14 Şubat Sevgililer Günü öncesi ilgi çekiyor.
Farklı dönemlerde kadınların sevgilerini ve aşklarını anlatmada kullandıkları gözyaşı şişelerine akıtılan gözyaşları, aşkın geçmişte nasıl yaşandığına dair ipuçları da veriyor.
Erciyes Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nilay Çorağan, yaptığı açıklamada, gözyaşı şişelerinin hikayesinin antik döneme kadar uzandığını söyledi.
Gözyaşı şişeleriyle "Unguentarium" adı verilen objelerin, aynı kap formuna sahip olduğu için birbiriyle özdeşleştiğini belirten Çorağan, bu objelerin Roma dönemi sonu ve Bizans dönemine kadarki süreçte insanoğlunun hayatında önemli yere sahip olduğunu ifade etti.
Unguentariumların camdan ve seramiklerden üretildiğine dikkati çeken Çorağan, yağ, parfüm, krem ve farklı sıvıların da bu şişelerde saklandığını dile getirdi.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası