hım hım hım da hım hım yar / Hım Hım Yar (Entarisi Dım Dım Yar) - song and lyrics by Ceylan | Spotify

Hım Hım Hım Da Hım Hım Yar

hım hım hım da hım hım yar

Benzer albümler

    Harici Bağlantılar

    Bu sanatçı hakkında

    Ceylan

    dinleyici

    İlgili etiketler

    Ceylan (26 Haziran , İstanbul) Babasi Dersimli Annesi ise Bayburtludur, tam adı Ceylan Avcı, Türk halk müziği ve arabesk kürtçe müzik sanatçısı yılında meslek hayatında 25 yılı geride bırakmıştır. Sanatçı birçok albüm çıkarmış, birçok da sinema filminde rol almıştır. "Seni Sevmeyen Ölsün" albümü 1,3 milyon satış rakamına ulaşmayı başarırken, "Ah Gönlüm" albümü Mü-yap tarafından ceylan altın plak ile ödüllendirilmiştir. Kral TV tarafından iki kere En İyi Kadın THM sanatçısı seçilmiştir. Albümleri Yaktı Beni (, Şah Plak) Kaderin Tuzakları (1… Devamını oku

    Ceylan (26 Haziran , İstanbul) Babasi Dersimli Annesi ise Bayburtludur, tam adı Ceylan Avcı, Türk halk müziği ve arabesk kürtçe müzik sanatçısı yılında meslek hayatında 25 yılı … Devamını oku

    Ceylan (26 Haziran , İstanbul) Babasi Dersimli Annesi ise Bayburtludur, tam adı Ceylan Avcı, Türk halk müziği ve arabesk kürtçe müzik sanatçısı yılında meslek hayatında 25 yılı geride bırakmıştır. Sanatçı birçok albüm çıkar… Devamını oku

    Sanatçının tam profilini görüntüle

    Benzer sanatçılar

      Benzer sanatçıları göster

      HIM HIM YAR

      Ömer Şan'dan derlenen hareketli, coşkulu bir Tokat türküsünün kavuştak (nakarat) bölümü beklenmedik bir anda bastıran yağmur gibi düşüyor, beynime:  Hım hım hım da hım hım yar! Vıy vıy vıy da vıy vıy yar! Bu türküyü ne zaman radyodan ya da televizyondan dinlesem bir hoş oluyor içim. Bir duygu seline kapılıyorum. Suları kumsalda durulan, taşlarda köpüren, yağmurda çamurlaşan derelere dönüyorum.  Geriliyorum, yumuşuyorum… 

      “Vıy vıy,  hım hım!” ünlemeleri bir öfke mi, bir sitem mi, bir coşku mu? Kestiremiyorum, doğrusu.  Her nedense sinir tellerime dokunuyor 'vıy vıy  vıy da vıy vıy yar'!..  Yâre yakıştırılan bu vıy vıy; bu hım hım ne anlama geliyor? 

      Hım hım; sesleri genizden çıkaran, burundan konuşan kimseler için kullanılır, Anadolu'da. Bunun bir adım ötesi, içten pazarlıklı, uyuşuk kimse anlamı taşır. Buna mı öfkeleniyorum? Ya da bu sözcüğün bir uzantısı olan “hımbıl”'a mı? Güçsüz, yavaş, gevşek, beceriksiz, eline iş yakışmayan, tembel, üşengeç kişiler için kullanılır bu deyiş. Beni rahatsız eden de bu, bence: Tembellik, uyuşukluk, üşengeçlik…

      Bu kıpır kıpır türkü ağlıyor mu, gülüyor mu? Kestirmek oldukça güç!   Bu, hem ağlayan hem gülen;  hem sevilen hem kızılan bir türkü! Ritmiyle, melodisi ile yüreğe işliyor; coşku veriyor, fakat kırıcı sözleriyle şaşkınlık ve düş kırıklığı yaratıyor.  Sevgiliye “hım hım ya da vıy vıy” diye seslenilir mi hiç? Karaman olarak bilinen kemençe üstadı Halil Kodalak “Denizin ortasında / Var adalar adalar / Kucak ettik yar ile / Çiçek açtı odalar” diyor; “Şırıp Şırıp” türküsünde. 

      Karaman “Kucağında uyusam / Öpe gözünden öpe” övgüleri ile sevdiğine seslenirken şu işe bakın ki Ömer Şan'ın derlediği türkü bir başka telden çalıp söylüyor: 

      Entaresi dım dım yar

      Gelir diye umdum yar

      Yatsıya kadar bekledim

      Gözlerimi yumdum yar

      Hım hım hım da hım hım yar

      Vıy vıy vıy da vıy vıy yar

      Hımı hımı hım da hım hım yar

      Vıy vıy vıy da vıy vıy yar

      Dizelerden öğreniyoruz ki “entarisi dım dım yâr”e bir gönül koyma,  bir sitem var. Yatsıya kadar gelir diye beklenen sevgili ne yazık ki gelmemiş. Âşık gücenmiş, kırılmış, darılmış. Ve ardından kavuştak bölümünde düş kırıklığını dizelere dökmüş: Hım hım da hım hım yar /  Vıy vıy da vıy vıy yar… 

      Üzüntü, şaşma, kırılma bildiren bir ünlemedir, vıy. Bir yandan gıdıklıyor; bir yandan taşlıyor. Yedili hece ölçüsü üzerine kurulmuş “Entarisi Dım Dım Yar” türküsünün son dörtlüğünde aşk ateşinden, talihsizlikten söz ediliyor. Sevgilinin hayırsızlığına vurgu yapılıyor:

      Entarisin ben biçtim

      Ateşine ben düştüm

      Ne talihsiz başım var

      Hayırsız yâre düştüm

       Oysaki sevgiliye sitem etmeyen nazikçe seslenen, severek dinlediğim yumuşak tonlu türküleri de vardır, Tokatı'ın: Bunlardan biri de yüreğe dokunan “ Akkuş'un Gürgenleri”dir. 

      Reşadiye önünden de akıyor ırmak

      Her yiğidin karı değil sözünde durmak

      Irmaklarım çağlıyor da çağlatma yârim

      Yetimlikten büyüdüm de ağlatma yârim

      At belinden tabancayı dağlar inlesin

      Yat kolumun üstüne de canın dinlensin

      Gelir misin gelmez misin ayva dibine

      Kemer olup sarılsam da ince beline

      Aşk, sevgi, sevda temalı türkülerin bir kısmında, bir yandan becerileri, güzellikleri öne çıkarılır, övülürken diğer yandan ilgisizlikleriyle, nazlanışlarıyla, vurdumduymazlıklarıyla yerilir sevgili. Vefasız denilir, hayırsız denilir; hayın, zalim denilir…  Buna en güzel örnek  “Hele yar yar zalim yar / Hain yar kâfir yar çapkın yar…” ünlemeleri ile kulaklarda yer eden Diyarbakır yöresine ait hareketli bir türküdür.  Devamında “seni görmemişem / yamandır ahvalim” Aynı türküde hem yerilir, hem övülür, sevgili! Önce 'zalim' denilir, ardından 'sultanım'! Bu, içi dışa vurma; yanan yüreğin ateşini savurmadır, bir anlamda.  “Hem ağlarım hem giderim” diyen gelinler gibidir, bu tarz türkülerimiz. Hem üzer hem baş tacı eder, sevdiğini. 

      Ne zalimsin yârim

      Ben sana kurbanım

      Yüzüne müştakım

      Sevgili sultanım

      Türkülere konu edilen sevgi böyle bir şeydir; sevda böyle bir şey! Aşk temasını en güzel dile getiren şairlerden biri, kuşkusuz, Yüzyılda yaşamış olan Kadı Burhanettin'dir.   Bu 'tuyuğ' ustası ozan önce sevgilinin olumsuz yönlerini dile getirir; sonra aşığın nasıl davranarak sevgiliye ulaşabileceğini. Hem uyarır, hem öğüt verir.  İşi azarlama ve naz olan sevgilinin gözü cadı, yan bakışı fitne çıkarıcıdır. Bu sıkıntılı durum, bu aşılması zor karlı dağ karşısında sevene sabır düşer:

      Dilberün işi itâb u nâz olur

      Çeşmi câdû gamzesi gammâz olur

      Ey gönül sabr it tahammül kıl ana

      Yâre irişmek işi az az olur.

      Erişilme işi “az az” olsa da sonuçta sabırla, dayanma gücüyle aşılmaz görünen dağlar aşılır; sevgiliye ulaşılır.  “Güzellerin içinde / Sevdiğim bir tanesi” diyerek sevdiğine övgüler düzen çalıp çağıran büyük usta Neşet Ertaş'ın “ Sevda olmasaydı / Gönüle dolmasaydı / Dünya neye yarardı / Güzeli olmasaydı” sesi hâlâ kulaklarımda yankılanıyor. Sevda, gönül ve güzel üzerine nice duygulu, hareketli türkülerimiz var; o türkülerde dile getirilen nice güzellerimiz… Neşet Usta “ikisine de kıymet biçilmez” dediği iki kadına sesleniyor:

      İki büyük nimetim var

      Biri anam biri yârim

      İkisine de hürmetim var

      Biri anam biri yârim 

      Ne diyelim gülü seven dikenine katlanır.

      nest...

      batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir