Ayağa Kalkmak Ingilizcesi

ayağa kalkmak ingilizcesi

İngilizce-Türkçe sözlükte stand'ın çevirisi

This former self, we learn, stood before two paths, one leading to a hill, the other to a meadow.

Cambridge English Corpus kaynağından

Unless the architectural profession and schools of architecture are prepared to look outwards, our standing in research could slip ever lower.

Cambridge English Corpus kaynağından

Cultural studies, standing against all universalistic notions of form, usually prefers "discourse" as a generalizing category.

Cambridge English Corpus kaynağından

But for both groups, might not these specific symptoms also be standing for something deeper?

Cambridge English Corpus kaynağından

Second, the present analysis as it stands cannot predict another possible reading of (27).

Cambridge English Corpus kaynağından

Most of these logic trees can be used as stand-alone tools, depending upon the nature of the questions under consideration.

Cambridge English Corpus kaynağından

The three men were knowledgeable, responsible, and hard-working, but what stands out even more is the intensity of their commitment to the search.

Cambridge English Corpus kaynağından

Örneklerdeki görüşler Cambridge Dictionary'nin editörlerinin, Cambridge University Press'in ya da lisans sağlayıcılarıın görüşlerini temsil etmez.

"ayağa kalkmak" kelimesinin İngilizce'e çevirisi

rise, stand, alight on one's feet , "ayağa kalkmak" ifadesinin İngilizce içine en iyi çevirileridir. Çevrilmiş örnek cümle: Ulusal marşımızı söylemek için lütfen ayağa kalkar mısınız? ↔ Will you please rise for the singing of our national anthem?

+Çeviri ekleEkleayağa kalkmak

Ulusal marşımızı söylemek için lütfen ayağa kalkar mısınız?
Will you please rise for the singing of our national anthem?
GlosbeMT_RnD
Kat üyeleri lütfen ayağa kalkar mısınız?
Would the members of the floor please stand up?
GlosbeMT_RnD

- get on one's feet
- get up

Örnek ekleEkle

Yazarlığın iyi ama yazmaya oturmanın tek sebebi artık ayağa kalkmakta zorlanman.

Your writing's good but you only finally sat down to do it because it became too painful to stand up

OpenSubtitlesv3

Bazı bebekler 6 aylıkken ayağa kalkmak için yardıma ihtiyaç duyabilirler.

They're trying to get up, they're trying to get up all day and working on their abs.

QED

Belki bizim için ayağa kalkmak ister.

Maybe he'll stand up for us. [ APPLAUSE ]

OpenSubtitlesv3

Ayağa kalkmak zorundasın "

I'd have to get up- - "

OpenSubtitlesv3

Ayağa kalkmak mı heyecanlı?

Standing is exciting?

OpenSubtitlesv3

Ve ister inan, ister inanma ayağa kalkmak bile istemedim.

And, believe it or not, I found I just didn’t want to stand up.

Literature

Tekrar ayağa kalkmak için ihtiyacım olan şey.

It's exactly what I need to get on my feet.

OpenSubtitlesv3

Sonra da, arabadaki silah yüzünden deliye döndüklerinde ayağa kalkmakta biraz güçlük çektim, Andy.

And then I had a little trouble getting up, Andy, when they freaked out about the gun that was in the car.

OpenSubtitlesv3

Ayağa kalkmak ne güzel.

It's nice to stand up.

OpenSubtitlesv3

Ayağa kalkmak için 48 saatin var, Luke.

You have 48 hours to walk tall in your boots, Luke.

OpenSubtitlesv3

“Ayağa kalkmak için bana bir şans vermeyecek misin?”

“Aren’t you going to give me a chance to get up?”

Literature

Ayağa kalkmak istedi, ama Adam elini onun omzuna koyarak bunu engelledi ve eğilip alnından öptü.

She made to get up, but he laid a hand on her shoulder to stop her and bent down to kiss her forehead.

Literature

Zoey mutfağa kadar sürünerek geldi. Ayağa kalkmak için tezgâha tutundu.

Zoey crawled into the kitchen, grabbed the counter to pull herself up, then reached for the phone, giving her a perfect opportunity

OpenSubtitlesv3

Birkaç kez düşmek, yaralanmak, tekrar ayağa kalkmak, birkaç kez yoldan çıkmak iyidir.

It is good to fall a few times, get hurt, stand up again—to go astray a few times.

Literature

▪ Sert ve öne doğru hafif eğimli sandalyelerden ayağa kalkmak, alçak derin ve yumuşak olanlara oranla daha kolaydır.

▪ Firm chairs, slanted forward, are easier to get out of than low, deep, soft ones.

Ayağa kalkmakla ilgili küçük bir sorunu var mıydı?

He have a little trouble standing up?

OpenSubtitlesv3

Bu tür zamanlarda tekrar ayağa kalkmak zordur.

You know, it's times like these it

OpenSubtitlesv3

Ve ister inan, ister inanma ayağa kalkmak bile istemedim.

And, believe it or not, I found I just didn't want to stand up.

Literature

Şimdi ayağa kalkmak ister misin bakalım?

Would you be wantin'to get up now?

OpenSubtitlesv3

Ama suçluluk duygusu kendimizden nefrete yol açtığında veya bizi tekrar ayağa kalkmaktan alıkoyduğunda, tövbemizi desteklemekten ziyade engeller.

But when guilt leads to self-loathing or prevents us from rising up again, it is impeding rather than promoting our repentance.

LDS

Ayağa kalkmakta zorlanıyorum.

'I can scarce stand up.'

OpenSubtitlesv3

Fakat ayağı kalkmak zorundasın

But you have got to get up

opensubtitles2

Bunu sadece ayağa kalkmak için yapıyorum.

I just need to get back on my feet.

OpenSubtitlesv3

Ayağa kalkmak istiyorum sanki!

I feel like I should stand!

OpenSubtitlesv3

"'Şimdi zor bir şey deneyelim ayağa kalkmak gibi. "'

"'Now let's see you do something really tough, like gettin'up. "

OpenSubtitlesv3

En kullanışlı sorgu listesi: 1K, ~2K, ~3K, ~4K, ~5K, ~K, ~K, ~K, ~K, ~kK, ~K, ~1M

nest...

135884 135885 135886 135887 135888