kartografi ne demek / То там наверху - Çeviri Türkçe | Rusça-Türkçe | seafoodplus.info

Kartografi Ne Demek

kartografi ne demek

Значение слова "tipografi" в словаре турецкий языка

НОВОСТИ, В КОТОРЫХ ВСТРЕЧАЕТСЯ ТЕРМИН «TIPOGRAFI»

Здесь показано, как национальная и международная пресса использует термин tipografiв контексте приведенных ниже новостных статей.

Ankara'nın Bağrından Keşfedilmemiş Bir Sürrealist: Marek Brzozowski

Türkiye'ye geldikten sonra Bilkent Üniversitesi Sanat Tasarım Fakültesi'nde grafik tasarım illüstrasyon ve tipografi dersleri vermeye başlamış. 'ten beri de  «ListeList, Сен 15»

Google'ın yeni logosu Material Design'ın bir parçası

Eski logosundaki dijital öğrelere karşın bu logosunda temel tipografi temelleri kullanılmış, tasarımcılıkta ve tipografide ne temelse o uygulanmış yeni logoda. «Technotoday, Сен 15»

Begini Tips Hias Dinding Kamar dengan Seni Tipografi

Tipografi bisa dibuat dengan dua cara, manual dan digital. Belakangan ini, banyak kafe yang menggunakan tipografi untuk menuliskan menu makanan di  «seafoodplus.info, Авг 15»

Türk ve İranlı sanatçılardan Ankara'da ortak sergi

Çağdaş Sanatlar Merkezinin(Ankara) tüm galerilerinde izlenebilecek sergi kapsamında, kaligrafi, deneysel tipografi, resim ve heykel performans çalışmalarına  «Mürekkep Haber, Июн 15»

REHBER: Kendi Fotoğraflarınızı Tipografik Porte Haline Getirmeniz …

Ünlü yıldızların, başkanların, siyasetçilerin tipografik fotoğraflarını görmüşsünüzdür mutlaka. Halihazırda var olan fotoğrafı tamamen yazılaştırma işlemine  «Onedio, Июн 15»

Duvar Yazılarını Griye Boyayan Sansürcü Zihniyete Karşı Af Örgütü …

Uluslararası Af Örgütü ise kelimelere uygulanan bu sansürü vurgulamak amacıyla “Sansürün Tipografisi” isimli anlamlı bir kampanya yayınladı. Detaylar ise  «ListeList, Июн 15»

Hababam Sınıfı Uyanıyor "Ben Bu Yaz Nerdeydim?" Hareketli …

Hareketli(Kinetik) Tipografi örneklerini sosyal medyada ve reklamlarda sıkça görmeye başladık ve daha da göreceğiz gibi. Hepimizin hiç bıkmadan defalarca  «Onedio, Апр 15»

ISType , tipografi sanatçılarını yeniden İstanbul'da buluşturacak

Istanbul Type Seminars ISType Geçtiğimiz yıllarda da sizleri haberdar ettiğimiz Istanbul Type Seminars (ISType), bir kez daha dünyaca ünlü yazı tipi, tipografi ve  «Webrazzi, Апр 15»

MAPPİNG TEKNİĞİYLE OLUŞTURULAN TİPOGRAFİ ÇALIŞMASI …

Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü öğrencilerinin Tipografi dersi (TİP) kapsamında hazırlamış oldukları üç boyutlu tipografi  «Milliyet, Апр 15»

Francia: sciopero dei tipografi blocca i giornali, Le Figaro va gratis …

Accade oggi in Francia al prestigioso e più antico quotidiano francese, Le Figaro che per uno sciopero nazionale dei tipografi del sindacato Cgt non sarà nelle  «La Repubblica, Мар 15»


ССЫЛКИ

« EDUCALINGO. Tipografi [онлайн]. Доступно на <seafoodplus.info>. Июн ».

Перевод "Hasat Zamanı" на русский

Жатва — это перевод «Hasat Zamanı» на русский. Пример переведенного предложения: Hasat zamanı ve sen kasabaya gitmek istiyorsun. ↔ Жатва скоро, а ты хочешь в город ехать?

+Добавить переводДобавитьHasat Zamanı

  • Hasat zamanı ve sen kasabaya gitmek istiyorsun.

    Жатва скоро, а ты хочешь в город ехать?

    HeiNER - the Heidelberg Named Entity Resource

  • Glosbe
  • Google

Добавить примерДобавить

Hasat zamanı da ne demek oluyor?

Что, черт возьми, за урожай?

OpenSubtitlesv3

Din, kartografya, hasat zamanı görünen takımyıldızlarını baz alarak.

Религия, картография, время урожая, в зависимости от того, какое созвездие было видно.

OpenSubtitlesv3

Hasat zamanıdır.

Ранняя осень.

OpenSubtitlesv3

Baba, bu buğdayın hasat zamanı gelmemiş mi?

Сначала придется поработать.

OpenSubtitlesv3

13 Otuz komutandan üçü+ hasat zamanı Adullam Mağarasına,+ Davut’un yanına indiler.

13 Во время жатвы трое из тридцати начальников+ пришли к Давиду в пещеру Одолла́м+, филисти́мляне же, разбив палаточный лагерь, стояли в долине рефаи́мов+.

jw

Hasat zamanı bittiğinde, Bozolar artık samanı alır ve çamurla karıştırarak köydeki çatı ve camileri güçlendirmek için kullanır.

После сбора урожая Бозо смешивают оставшуюся рисовую солому с грязью и этим составом укрепляют крыши домов и местной мечети.

ted

Bu semboller eski takvim veya hasat zamanı çizelgelerinde var mı bir kontrol et.

Проверьте, не связаны ли эти символы с расписанием древних календарей.

OpenSubtitlesv3

İlk hasat zamanı yaklaştığından, Lin ailesi önemli bir karar almak zorundaydı.

Когда же близился сбор первого урожая, они столкнулись с необходимостью принять важное решение.

jw

Ve hasat zamanı, faiziyle yerine koyun, gıda faizi.

А в урожай верните еду в банк, уже с процентом, добавив еще еды.

QED

Hasat Zamanı Tam Bir Paya Sahip Olmak

Всеми силами участвуйте в жатве

jw

Hasat zamanı Capranica'da çalışıyordum.

Я нашла работу, собирала пшеницу возле Капраники.

OpenSubtitlesv3

Ben de adamlarımla tarladaydım, hasat zamanıydı ve yapılacak bir sürü iş vardı.

А я находился в поле с остальными мужчинами — приближалось время сбора урожая, так что работы хватало.

Literature

Hasat zamanı gelip, kuşlar uçtuğunda zamanı gelmiş demektir.

Когда придёт пора сбора урожая, и птицы улетят, тогда и настанет моё время.

OpenSubtitlesv3

15 dk: “Hasat Zamanı Tam Bir Paya Sahip Olmak”.

15 мин. «Всеми силами участвуйте в жатве».

jw

Hasat zamanı gelmiş.

Мы движемся вперед с урожаем.

OpenSubtitlesv3

Yılın bu zamanı, galip gelenleri diğerlerinden ayırdığımız bir çeşit hasat zamanı gibi birşey.

Это своего рода наш время сбора нашего урожая когда мы отделяем победителей от эээ мертвого груза.

OpenSubtitlesv3

Hasat zamanı mart ya da nisanda başlar.

В марте—апреле начинается сбор урожая.

jw

Hasat zamanı ve sen kasabaya gitmek istiyorsun.

Жатва скоро, а ты хочешь в город ехать?

OpenSubtitlesv3

Şimdi hasat zamanıydı ve ürün boldu.

Теперь пришло время жатвы, и урожай оказался очень обильным.

jw

Hasat zamanı boyunca, Tassa tekniği uygulanmayan tarlada hektar başına 11 kilogram akdarı hasadı yapıldı.

Во время сборки урожая с участка земли, на котором не применялся метод Тасса, собрали 11 килограммов проса с гектара.

ted

Hasat zamanı geldiğinde, neşeli şarkılar söyenirdi. Şarkıların sözleri, o yıl doğan bebeklerin isimlerinden oluşurdu.

Но когда наступало время жатвы, Они пели песни радости, сложенные из имен каждого из детей, рожденных в тот год.

QED

Hasat zamanı, sevgilim.

Время собирать урожай, дорогая.

OpenSubtitlesv3

Sakızın hasat zamanı

Сбор мастики.

jw

Takvimdeki her gün bir işle meşgul olmama rağmen hasat zamanı gibi önemli olayların farkına varmamıştım.

ѕросто отмечала каждый день в календаре, не записыва € никаких важных событий, вроде заготовки сена.

OpenSubtitlesv3

Daha hasat zamanı gelmedi.

Еще ведь не время сбора урожая.

OpenSubtitlesv3

Список самых популярных запросов: 1K, ~2K, ~3K, ~4K, ~5K, ~K, ~K, ~K, ~K, ~kK, ~K, ~1M

Турецкий язык и проблема языковых заимствований Текст научной статьи по специальности «Языкознание и литературоведение»

Ученые записки Таврического национального университета им. В. И. Вернадского Серия «Филология. Социальные коммуникации». Том 25 (64). № 2, ч. 2. г. С.

УДК =

ТУРЕЦКИЙ ЯЗЫК И ПРОБЛЕМА ЯЗЫКОВЫХ ЗАИМСТВОВАНИЙ

Оздемир Д. А.

Таврический национальный университет им. В.И. Вернадского, г. Симферополь, Украина

e-mail: [email protected]

Türk^e ve Odün^leme problemi

Bugüne kadar ki yapilan fali§malarda genel olarak ele alinan ödünflemeler, dilin en önemli problemi olarak, insanlar arasinda ili§kileri de ifine alacak §ekilde incelenmemi§ olarak kar§imiza fikiyor. Türkfe olu§um süreci itibariyle fe§itli dillerle ili§ki ifine girdi ve ku§kusuz bunun dil üzerinde dönemler itibariyle az veya fok birtakim etkileri oldu. Degi§ik yönleri itibariyle kar§ilikli etkile§im hala bugün de devam etmektedir. Bu etkile§imin gelmi§ oldugu son durum tam olarak mercek altina alinmami§ olup problem güncelligini korumaktadir.

Ama? ve hedefimiz. Bu makalede, Türkiye ve Dünyada yer alan bazi Türk ve yabanci dilcilerin alintilar üzerine fikirlerine temas edip gefecegiz. Bunun yaninda yerküre üzerinde konu§ulan dil ge§itliligine bakacak, alintilarin daha fok nasil kategorize edildigine yer verecek ve ödünfleme türleri üzerinde duracagiz. Daha da özelde Türk yazi dilinin tarihine kisaca deginip devri itibariyle ödünflemeler hakkinda bilgi verilecek ve günümüzdeki duruma bakilacaktir.

Makalede §u yollar (metot) takip edildi. Konu incelenirken, kelimeler üzerine gözlemleme metodundan en ba§ta faydalanildi. Onlarin yazi ifindeki pozisyonlari tasvir edilmeye fali§ildi. Alintilarin yogunlugu ve durumunun tarihsel ve kar§ila§tirilmali halleri incelendi. Bunun yaninda konuya leksikolojik afidan bakilip, kartografik metotlar göz ardi edilmedi.

Bilindigi gibi, en eski yazili belgeler olarak nitelendirilen Sümerce metinler, günümüz-den ancak yil öncesine dayanmaktadir [2, 16]. insanin, dolayisiyla insan dilinin olu§masinin ifinde bulundugumuz zamandan 1 milyon yil geriye götürülmesi durumunda bile, yazinin yillik tarihfesinin sözlü insan dilinin tarihine orani 1/ olarak ortaya fikmaktadir. Hesap, dakika cinsinden verilince ise üf bufuk saatten fazla bir sürenin sadece son dakikasi hakkinda bilgiye sahip oldugumuz görülmektedir [10, ; 15, 1].

Dilin ve sözlerin tarihi, millet tarihiyle siki ili§kilidir. Bundan dolayi sözün kökeniyle ilgili köken bilimi ara§tirmalari, tarihi ve etnik köken meseleleri fözmede de ayri bir öneme sahiptir. Sözler bir dilden ba§ka bir dile gefmege elveri§lidir. Köken biliminde bir dilin söz varligina, eski zamanlarda giren alinti sözlerin (loan word) giri§ tarihi ile giri§ yollari da ara§tirilir. Bir dilden ba§ka bir dile gefen alinti sözlerden yola fikarak farkli milletlerin tarihte birbirleriyle kurduklari ili§kileri belirlemek mümkündür. Sözlerin tarihi, kökeni ve geli§me §ekilleri hif bir §ey ifade etmeyen ve kendi haline birakilacak bir durum degildir. Sözlerin degi§ip geli§me tarihinde ve özellikle anlam bakimindan geli§me tari-hinde, insan dü§üncesinin tabii ve sosyal varliklari zaman ifinde tanima a§amalarinin tarihi saklidir.

Söz biliminin geniç bir sahasi olan karçilaçtirmali söz bilimi, akraba dillerin söz varligini ve bu akraba dillerdeki sözleri birbirleriyle karçilaçtirarak inceler. Karçilaçtirmali söz bilimi yalnizca akraba dillerin söz hazinesini karçilaçtirmakla kalmaz, onlari tarihî geliçimi ve degiçmesi bakimindan da degerlendirir. Dilin eski zamanlardaki sinirli söz varligi zaman içinde bir taraftan çeçitli degiçmeler göstermi§, diger taraftan türeme ve gel-içmelerle bu varliga binlerce söz eklenmiç ve günümüzdeki çeklini almiçtir. Çagdaç dillerin söz zenginligi geliçme sürecinde söz biriktirme yoluyla oluçmuçtur. Söz varliginin zaman içinde çekillenmesinin esaslarini ve dilin tarihini ögrenme, ancak akraba dillerin söz varligini tarihî açidan inceleyip, birbiriyle karçilaçtirmak suretiyle mümkün olacaktir [1, 80].

Bugün yeryüzünde kaç dil konuçuldugunu, kesin bir sayi vererek söylemek güçtür. Bu g^lük, kimi lehçelerin bir dil durumuna gelmeleri dolayisiyla ayri birer dil sayilip sayilmayacaklari konusundaki kararsizliktan, yeryüzünün iyi taninmayan bölgelerinde daha içlenmemiç, incelenmemiç, yazi dili durumuna gelmemiç dillerin varligindan ve bir dile ya da dil ailesine bagliligi kesinleçmemiç dillerin bulunmasindan doguyor. Bununla birlikte Aksan; yeryüzünde konuçulan dil sayisini, ortalama bir hesapla olarak gösterebiliriz der.

Yine Aksan kitabinda dipnot olarak; dünya dilleri üzerinde yetkili bilginlerin i§-birligiyle hazirlanan Les langues du monde adli yapitta ( basimi, s. XXIX) kesin bir sayi belirtmenin olanaksizligina deginilmekte, kadar dilin varligindan söz edilmektedir. A. Dilâçar (Dil, Diller ve Dilcilik, s), ikinci Dünya Savasindan önce yapilan iki sayima göre-lehçeler bir yana birakilirsa-dünyada yaçamiç ve yaçayan dillerin sayisinin oldugunu belirtir. Britannica Ansiklopedisi ( basimi, 13, ) bu sayiyi , Americana Ansiklopedisi ise (16, ) olarak gösterir. Bugün kimi yazarlar da bu sayiyi 'e çikariyorlar bilgilerini verir [5, ].

Diger taraftan Kaken Ahavov, Dil Bilimin Esaslari adli eserinde, Yeryüzündeki dillerin tam sayisinin kapsamli bir araçtirma sonucunda ancak netlik kazanacagini fakat yinede bir sayi söylemek gerekirse ^ bin civarinda dilin oldugunu söyler [1, ].

Bir dil toplulugunun farkli konuçma çekilleri, konuçanlarin hafizasinda elbette hava geçmez tarzda kapali olarak yan yana durmaz; çeçitli ifade imkânlari, teoride farkli dil çekillerine ait olsalar da, kendilerini kullanima ayni anda sunarlar. Sonuç, kariçimlardir, yani bir dil çeklinden öbürüne aktarmalar. Dil çekilleri arasindaki farklar, seslenme yaninda esas olarak kelime hazinesindeki farklara dayandigi için, onlarin temaslari da baçlica kelime aktarmalari biçiminde kendini hissettirir [20, ].

§üphesiz her kiçi ve toplumun kendisinden farkli tarihî ve cografi ortamlarda yaçayan, farkli bilgilenme yollarindan geçmiç kiçi ve topluluklardan, akraba veya komsu kavimlerden bir çeyler ögrendigi, ögrendigi çeyleri de kendi diline taçidigi ve onlarin dilinden alintilar yaptigi bir gerçektir. Bu tür alintilarin temelinde ögrenme yatmaktadir ve bunlara bilgi alintilari (cultural borrowings) adi verilmektedir. Bu tür alintilarin yani sira bilgilenme ve ögrenme olmaksizin da alintilarin yapildigi görülmektedir. Bunlar, birden çok kavmin ayni siyasi ve cografi birlik içinde yaçadiklari yer ve zamanlarda görülürler [19, 95; 15, 2].

Dil, hiçbir zaman tümden benzeçik (homogene) olamaz. Zira dillerin ve dil düzey-lerinin, dil çeçitlerinin kariçimi söz konusudur [13, 11].

85

Sözlükgeyi zenginle§tirmeye fali§an yeni sözlükle§mecilik, sessel ya da yazinsal yeni sözlüklemeye (50k ender olarak), ba§ka bir dilden alintiya, anlamsal yeni sözcüklemeye ve de dizimsel yeni sözcüklemeye baglanabilir [13, 19].

Tam da bu noktada, dillerin birbirleriyle etkile§melerinde söz konusu olan §u ü? kavram ortaya 5ikar.

1) Yan katman etkisi fadstrat, adstratum, Adstratum), kom§uluk, bir arada ya§ama nedeniyle diller arasindaki etkile§melere verilen addir. Bu kavram igine, azinlik dillerinin, gögmen dillerinin ortak dili etkilemesi durumu da girer. Yunancayla Latincenin, £inceyle Japoncanin, Türkgeyle Fars^anin, kültür akrabaligi adi verilen yakinliga örnek sayilacak kadar birbirleriyle ili§kide bulunmalarinda, kom§uluk ili§kilerinin de rolü olmu§tur. Bel-5ika'da, Kanada'da, Kibris'ta, Isvi^re ve Amerika'nin ^e§itli bölgelerinde görülen durum yine ayni nedene dayanir.

2) Alt katman etkisi (substrat, substratum,- Substrat), Herhangi bir ülkede konu§ulan dilin, orayi fethedenlerin dilini etkilemesidir ki, yerli dil ülkeden silinse bile, sonradan egemen olan toplumun dilinde izler birakabilir

3) Üst kalman etkisi (superstrat, superstratum, Superstratum), bir ülkeyi egemenligi altina alanlarin dilinin, o ülkede konu§ulan dili etkilemesidir. Buna örnek Osmanli egemenligi altindaki Balkan dillerinde, Türkgenin, bugün de ya§ayan izleri verilebilir [6, 29].

I§gal edilen veya yönetilenin temsil ettigi alt katman dili (substratum/lower language) ile i§gal edenin veya yönetenin temsil ettigi üst katman dili (superstratum/upper/ dominant language) arasindaki alintilarda ise siyasi ve iktisadi üstünlük, yönetici-yönetilen ili§kisi, özenti ve modala§ma gibi dil di§i konular öne ^ikmaktadir. Bu tür alintilara özenti alintilari (prestige/intimate borrowings) denilmektedir. Alt katman dili, üst katman diline ancak bilgi alintilari verirken, üst katman dili, alt katman diline hem bilgi hem de özenti alintilari verebilmektedir [19, 96; 15, 2].

Büyük bir kültür ve toplumsal yapi degi§ikligi olmadan da her dilde zaman zaman yeni kelime akiminin gok belirginle§tigi görülür. Dil olaylarinin özelliklerini bilmeyenleri §a§irtabilir bu durum. Yeniliklere, bazi fantezi meraklilarinin azizligi gözüyle bakildigi bile olur. Oysa yeni bir kavram ku§agi 5ikmi§tir ortaya ve akimi önlemek kimsenin elinde degildir [22, 24].

Her dilde -§u ya da bu öl^üde- ba§ka dillerden alinma sözcüklerin bulundugu, ba§ka toplumlarin kavramlarinin var oldugu görülür. £ünkü ba§ka dillerle hig ili§kisi olmamak demek, bir toplumun ba§ka toplumlarla hig ili§kisi bulunmamasi demektir; böyle bir du-rumun da hele günümüzde olanaksiz oldugunu söyleyebiliriz. Ancak hemen belirtmeliyiz ki bu, dili yabanci etkilere bütünüyle agik tutmak gerektigi bigiminde anla§ilmamalidir. Eger" yabanci dillerin etkisi a§iri ölgüde olursa, bunun sonucunda dil kendi benliligini yava§ yava§ yitirmekte, yabancila§ma, temel sözvarligina kadar inerek dilin pek gok kavraminin kendi ögeleriyle anlatilmasina, yeni kavramlarin anlatim bulmasina, egitim ve ögretimin anadiliyle gergekle§tirilmesine engel olmaktadir [6, 25].

Ünlü Fransiz dil dü§ünürü Albert Dauzat'ya göre, alinma sözcükler gözümlenebilirse bir dilin tarihi aydinlatilabilir. Bilgin, yabanci ögelere dayanarak uluslar arasindaki ili§kil-ere i§ik tutmakta, Hagli Seferlerinin birgok Arapga sözcügün Avrupa dillerine girmesine neden oldugunu, Yil Sava§lari'yla Fransizcaya ingilizce sözcüklerin, 30 Yil Sava§lari'yla italyan ve ispanyol terimlerinin girdigini belirtmektedir [6, 25].

86

Özenti ve ögrenmeden kaynaklanan alintilann kaynagi iki türlüdür: ig alintilar ve di§ alintilar. i? alintilar; ki§i, sosyal grup ya da §ivelerden yapilan alintilardandir. Di§ alintilar ise kom§u kavimlerden yapilan alintilardir. i? alintilar, hem yaki§tirma degi§melerine yol a?makta hem de anlam alanlarinin daha kü?ük par?alarina ad olarak anlam örgüsünün daha ince ve daha siki dokunmasini saglamaktadirlar (19, 98). Di§ alintilar ise bir dilin ses ve yapi düzeninin ?atlayip kirilmasina, anlam örgüsünün dagilmasina sebep olur. Di§ alintilarin, bilhassa özenti alintilarinin fazlaligi, melez dilleri (pidgin/creolized languages) ortaya ?ikarmi§tir [19, 99; 15, 2].

Alintilar niteliklerine göre genellikle söyle siniflandirilmi§lardir:

1. Ödüng Kelimeler: Ayni dil ailesinde veya ki§i, sosyal grup ve meslek dilleri arasinda görülürler. Bunlar i? alintilardir. Bu tür alintilarda kelimelerin ses, sekil ve anlam özellikleri degi§iklige ugramaktadir. Akraba diller arasindaki alintilar genellikle bu tür alintilardir [19, ; 15, 2].

2. Melez Kelime (hybrid word / loanblend): En yaygin alinti bi?imi olan bu tür alintilar di§ alintilardir. Daha ?ok ses yapisi ve anlam örgüsü farkli olan diller arasinda görülür. Alinan kelime, alindigi dilin ses yapisina ve anlam örgüsüne uydurulmaktadir [19, ; 15, 2].

3. Anlam Aktarmasi (Loan translation/semantic loan/calque/loanshift): Bir kelimenin anlaminin morfem morfem alici dile aktarilmasi olayidir. Bu durumda kelime, verici dilin anlam örgüsünün özelligini ta§imakta; fakat alici dilin ses ve yapilariyla kar§ilanmaktadir. Bu tür alintilarda, kelimenin ses ve kurulu§ yapisi, alici dilden; anlami ise, verici dilin anlam örgüsünden kopyalanir. Verici dilden bu §ekilde harfiyen yapilan tercüme, alintilardaki yerlile§tirmenin en u? noktasini olu§turmaktadir. ing. snowman "kar adam" > Tür. kar adami, ing. cold war "soguk sava§" > Tür. soguk sava§ [19, ; 15, 3].

Johanson, dil ili§kilerinde sosyal etkenlerin, etkinin yön, tür, kapsam ve yogunluk oranini önemli öl?üde etkilemi§ oldugundan bahseder. Johanson'a göre ili§ki bölgesinde yerle§ik olmak kadar politik, ekonomik, kültürel ve sayisal üstünlük de sosyal a?idan baskinlik faktörleridir [18, 5; 15, 4].

Johanson, ödüngleme ve transfer gibi terimlerin yanli§ anla§ilabilecegine deginerek yukarida Menz tarafindan da belirtildigi gibi kopyalama terimini önermi§tir. Meseleye ödüngleme terimi a?isindan bakarsak Johanson'a göre dil ili§kilerinde hi?bir §ey ger?ekten ödün? alinamaz [18, 8; 15, 5].

Kod kopyalama modeli, dil etkile§mesinde, sosyal olarak üstün durumdaki dilin, yani baskin kodun ögelerinin, zayif koda kopyalanmasi esasina dayanmaktadir. Buna göre, burada kopyalanan unsurlann, 'verici dil'e ait unsurlarin 'alici dil'e eklenmesinden ?ok, alici sisteminde benzerlerinin ortaya ?ikmasina örnek olu§turmasi söz konusudur. Bu sebeple burada ödün?lemeden söz edilemez. Kopyalanan unsurlar, alici dilin sistemine uymak i?in belli süre?lerden ge?erler. Uyarlama süreci, verici dilde mevcut olmakla birlikte alici dilde gereksiz olan ses, bi?im, söz dizimi gibi dil bilgisel özelliklerin atilmasi, buna kar§ilik alici dilde gerekli eklemelerin yapilmasi §eklinde ortaya ?ikmaktadir. Neticede kopya, alindigi dilde kullanilabilir häle getirilmi§ olur. Ortaya ?ikan son bi?im, asila yakin benzerlikten önemli degi§melere ve §ekil degi§tirmeye kadar uzanabilir. Böylece kopyalar, baskin bir dile ait olarak görülmekten de ?ikarlar. Kopya, verici dilin sistemine degil, alici

87

03remmp a. a.

dilin sistemine ait oldugu igin kopya ile orijinal arasinda ufak tefek farklarin her zaman olabilecegi kabul edilebilir [12, 3; 15, 5].

Diller arasindaki iligkiler sonucunda bir dilden ötekine gegen ögelerin baginda, sözcük-lerin geldigi görülür. Bu durumun ortaya gikiginda, toplumlar arasindaki iligkilerde, belli mallara, arag ve gereglere, kigiye ve topluma iligkin kavramlar olarak sözcüklerin, dilin ses, bigim, sözdizimi ögelerinden daha gok yer almalari etkili olmugtur, saniyoruz [6, 25].

Diller arasindaki etkilegimler yalniz toplumsal, siyasal ve terimsel iligkilerle gergek-legmez. iki dilin degigik nedenlerle ve degigik kogullar altinda kargilagmalari, bagka bir deyigle, bir arada yagar ya da kullanilir oluglari, bunlar arasinda gegigme ve etkilegmelere, bu dillerden birinde görülen ses, bigim ve dizimle ilgili egilimlerin, kimi kurallarin ötekine yansimasina, aktarilmasina yol agar [6, 26].

Burada, deginmek istedigimiz bir sorun da diller arasindaki iligkilerin yalnizca toplumlarin birlikte yagamalarindan, günlük yagamda sözlü iletigim kurmalarindan kaynaklanmadigi, etkilenmelerin dogrudan dogruya yazili gereglere de dayali olabile-cegidir. Bunun en güzel örneklerini ise, birbirlerine gok uzak ülkelerin ayni dini benim-sedikleri, ya da edebiyat, kültür yoluyla bir dilin bagka dili etkiledigi durumlarda görüy-oruz.

Diller arasinda iligkiler konusu üzerinde dururken degindigimiz gibi, toplumlar arasindaki kültür, terim ve siyaset iligkileri, en gok bu [6, 29] toplumlarin sözvarliklari üzerinde etkili olmakta, iligkide bulunulan ulusun dilinden somut ve soyut kavramlari yansitan sözcükler alinmakta, o uluslara da sözcükler verilmektedir. Bir toplumun bagka toplumlarla bütün baglarini koparmasi, kabuguna gekilmig, dig dünyayla iligkilerini kes-mig olarak yagamasi olanagi bulunmadigina göre her dilde gu ya da bu ölgüde yabanci ögelerin bulunmasi dogaldir.

Bir dil birligi yabanci dillerden gelen bir sözcükle kargilagtigi anda gegitli dilbilimsel sorunlar belirir; degigik kavramlar söz konusu olur. Bu sözcük, gogunlukla, degigik bir ses dizgesine sahip kimselerce söylenir ve yazilir duruma gelir. Türkgenin kendine özgü / ö / ve /ü / sesleriyle kargilanarak söylenir duruma gelmigtir.

Yabanci sözcükler hangi dilde olursa olsun, yabanci dil bilen ve kültürlü kesimlerde genel olarak aslina uygun bigimde söylenmeye galigilir. Ancak dilin ses egilimleri agir basar, halk söyleyigi yayginlagirsa sözcük yazi diline degigik bigimiyle geger [6, 30].

Yabanci ögelerin, girdikleri dillerde gok ilgi gekici geligmeleri, bir bakima se-rüvenleri vardir. Kimi zaman da bu sözcükler bir yabanci dile girip orada kullanildiktan sonra tekrar yerli dile -bu kez degigip bagkalagarak- dönerler. Bunun ilging örnekleri, Fr. Kökenli /Türkge de tenis, bütge ve flört bigiminde yagayan sözcüklerde görülür. Fr. da 'tu-tunuz' anlamina gelen tenez ile anlatilan oyun ing. de tennis bigiminde yerlegtikten sonra oradan, bu bigimiyle Fr. ya; dönmüg ve kullanilir olmugtur. ingilizceden Fransizcaya gegen budge. sözcügünün asli ise Eski Fr. bougette 'kügük ganta, para kesesi' dir. Ayni bi-gimde, seafoodplus.info Fr. ya gegen flirt sözcügünün kökeni de Fr. dir [6, 31].

Bir yabanci dilden alinan ögeleri iki bölümde incelemek dogru olur:

1) Sözcükbilimde aligilmig terimleriyle yerle§mi§ yabanci sözcükler, bir dilin ses egilim ve kurallarina uymug, yabanciligi artik belli olmayan ögeler.

88

2) Yerle§memi§ yabanci sözcükler olarak niteledigimiz örnekler ise dilin ses egilim ve kurallarina uymayan, yabanciligini hemen belli eden, Türk?edeki oksijen, lokomotif, de-valüasyon gibileridir [3, 29; 21, ].

ili§kide bulunulan bir yabanci dilden gelen ögeler kimi zaman degi§ik kavram alanlarindan, degi§ik kanallardan dile girmekte, ?e§itli bile§imler i?inde kendini belli et-mektedir [3, 29].

Ba§ka bir dilden alinan yabanci sözcükler de, bi?im degi§ikliginin yani sira anlamca degi§ikliklere de ugrar. Örnegin dilimizde yalniz, sahne ve perde sanat?ilari i?in kullanilan artist sözcügü, alindigi dilde (Fr. da, artiste) her tür sanat?iyi anlatir; bir ressam, bir yon-tucu, bir müzisyen artisttir. Türk?ede yalnizca 'nikähsiz kadin e§' anlami görülen metres 'in (Fr. da inaitresse) alindigi dilde eril bi?imi olan maitre'in 'buyruk veren, yönelen, hizmet edenleri bulunan, efendi, usta, kalfa patron'.. gibi anlamlarinin hemen bütününü ta§idigi, bizdeki anlaminin yani sira seafoodplus.info 'bayan ögretmen' demek oldugu görülür. Ayni bi?imde, Fransizcada 'kuma§ par?asi, pa?avra, kadin giyim ku§ami' anlamlarina gelen chiffon Türk-?eye girince 'ipek iplikle dokunmu? kuma§, tül' anlaminda kullanilir olmu§tur [3, 30] (2. bölümde devami var).

Bibliyografya

1. Ahanov, Kaken. Dil bilimin Esaslari / Kaken Ahanov. - Ankara: TDK Yayinlari, - s. -ISBN

2. Aksan, Dogan. En Eski Türkfenin izlerinde / Dogan Aksan. - istanbul: Multilingual Yayinlari, s. - ISBN

3. Aksan, Dogan, Türk?enin Söz Varligi / Dogan Aksan. - Ankara: Engin Yayinevi, - s. -ISBN X

4. Aksan, Dogan, Türkiye Türk?esinin Dünü, Bugünü, Yarini / Dogan Aksan. - Ankara: Bilgi Yayinevi, , s. - ISBN

5. Aksan, Dogan, Her Yönüyle Dil / Dogan Aksan. - Ankara: TDK Yayinlari, - C 1, s. - ISBN ISBN

6. Aksan, Dogan, Her Yönüyle Dil / Dogan Aksan. - Ankara: TDK Yayinlari, C 3. - S. -ISBN ISBN

7. Arat, Re§it, Rahmeti. Türk Milletinin Dili / Re§it Arat / Türk Kültürünü Ara^tirma Enstitüsü . - Ankara: Türk Dünyasi El Kitabi.- 2. Cilt, - s. - ISBN ISBN

8. Banguoglu, Tahsin. Eski Türkfe Üzerine / Tahsin Banguoglu // Türk Dili ve Edebiyati Dergisi, S.

9. Banguoglu, Tahsin.Türkfenin Grameri / Tahsin Banguoglu. - istanbul: Baha Matbaasi, s.

Balkan, Özcan. Insan Dilinin Dogu^u / Özcan Balkan // TDAY Belleten. - Ankara, - S.

Decsy, Gyula. The Turkic Protolanguage: a Computational Reconstruction / Gyula Decsy. - Indiana: Eurolingua Yayinlari, s. - ISBN ISBN

Demir, Nurettin. Popüler Dil Tarti^malarma Dil ili§kileri Afisindan Baki§ / Nurettin Demir // Cum-huriyetimizin Yilinda Türkfemiz. - Ankara: Anafev Yayinlari, - s. - ISBN ISBN

Durak, Mustafa. Terimden Anlama Dilbilim / Mustafa Durak. - istanbul: Multilingual Yayinlari, s. - ISBN ISBN

Ercilasun, Ahmet, Bican.Türk Dünyasi Üzerine incelemeler / Ahmet Bican Ercilasun. - Istanbul: - s. - ISBN

Ersoy, Feyzi. Türk Mogol Dil ili^kisi ve Quva^fa / Feyzi Ersoy : Doktora Tezi. - Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. - Türk Dili ve Edebiyati. - Ankara, - s.

Huber, Emel. Dilbilime Giri§ / Emel Huber. -istanbul: , Multilingual Yayinlari, s. -ISBN

89

Isen, Mustafa. Ba^langiftan XVIII. Yüzyila Kadar Türk Edebiyati / Mustafa Isen // Türkler. - Ankara: Yeni Türkiye Yayinlari, - S. - ISBN

Johanson, Lars. Structural Factors in Turkic language Contacts / Lars Johanson. - London and New York: Taylor&Francis publication, , s. - ISBN

Karaagaf, Günay. Dil, Tarih ve insan / Günay Karaagaf. - Ankara: Akfag Yayinlari, s. -ISBN

Porzig, Walter. Dil denen mucize / Walter Porzig . - Ankara: TDK Yayinlari, - s. - ISBN -

Toklu, M, Osman. Dilbilime Giri§ / Osman Toklu M. - Ankara: Akfag Yayinlari, s. -ISBN

Vardar, Berke Dilbilim Yazilari / Berke Vardar.- Istanbul: Multilingual Yayinlari, , s. -ISBN X

Оздемир Д. А. Турецкий язык и проблема языковых заимствований / Д. А. Оздемир // Ученые записки Таврического национального университета имени В. И. Вернадского. Серия «Филология. Социальные коммуникации». - - Т. 25 (64), № 2, ч. 2. - С.

В статье рассматривается проблема контактов языков и языковых заимствований, место турецкого языка среди других языков мира, исторические предпосылки формирования словарного состава турецкого языка.

Ключевые слова: лингвистика, языковые контакты, турецкий язык, французский язык, лексика, словарный состав языка, языковые заимствования.

Оздемiр Д. А. Турецька мова i проблема мовних запозичень / Д. А. Оздемiр // Вчеш записки Тавршського нацюнального унгверситету iменi В. I. Вернадського. Серш «Фшологш. Сощальш кому-нжацп». - - Т. 25 (64), № 2, ч. 2. - С.

У статп розглядасться проблема мовних контакпв i мовних запозичень, мгсце турецько! мови серед гнших мов свггу, гсторичт передумови формування словникового складу турецько! мови.

Ключовi слова: лшгвютика, мовш контакти, турецька мова, французька мова, лексика, словнико-вий склад мови, мовш запозичення.

Özdemir D. Turkish language and word borrowing problems / D. Özdemir // Scientific Notes of Taurida V. I. Vernadsky National University. - Series: Philology. Social communications. - - Vol. 25 (64), No 2, part 2. - P.

The problem of languages contacts and linguistic borrowing, the place of Turkish language among other languages, the historical background of the formation of the Turkish languages vocabulary are decribed.

Keywords: linguistics, languages contacts, Turkish, French, vocabulary, vocabulary of a language, the languages borrowing.

Поступила в редакцию г.

90

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir