nutuk belgeler pdf / (DOC) YOKTAN VAROLUŞUN BELGESİ : BÜYÜK NUTUK | Çiçek Cihangir - funduszeue.info

Nutuk Belgeler Pdf

nutuk belgeler pdf

YOKTAN VAROLUŞUN BELGESİ : BÜYÜK NUTUK Sekiz yıl, yüz bir ay, dört yüz altmış sekiz hafta, üç bin yetmiş üç günlük bir yaşanmışlığın yansımasıdır Nutuk. 19 Mayıs günü Atatürk’ün Samsun’a çıkışı ile başlayıp, 20 Ekim CHP II. Kurultayı’nda noktalandırdığı tarihi, siyasi bir hesaplaşmalar bütünüdür. Yıkılma sürecine giren imparatorluğun izlerinin silindiği ve topraklarının Batı tarafından pay edildiği bir dönemde, Atatürk ve silah arkadaşları tarafından başlatılan tam bağımsızlık mücadelesinin adım adım anlatıldığı ve her anın kaleme döküldüğü büyük ve eşsiz bir eserdir. Bizzat Mustafa Kemal Atatürk tarafından altı gün altışar saatlik toplam otuz altı saate ulaşan bir anlatım ile yaşanılanların gelecek nesillere ulaştırıldığı Türkiye Cumhuriyeti Tarihi’nin kült eseridir. Nutuk, dönemin koşullarını bizzat yaşamış bir kişinin ağzından belgelenerek anlatılması açısından eşsiz bir özellik taşımaktadır. Nutuk’un asıl önemi; Atatürk’ün yok olmaya başlayan bir toplumu yeniden var etmeye çalışırken karşılaştığı zorlukları, mücadele ettiği kişiler ile kurumları ve zihinlerini cehalete teslim etmiş, gücünün farkında olmayan Türk halkının meşakkatli bir süreç sonunda kendine güven duymasının mücadelesini, Nutuk’u okurken dahi sanki hala orada, o tarihte, ’da nefes alıyormuş gibi duygu yüklü anlatmasıdır. ‘Biricik olan ulusal bir tarih çerçevesini aşarak, özellikle yöntemi ve ilkeleriyle evrensellik sınırına ulaşmış’ bir eserdir Nutuk.1 Sadece okunması değil, anlayarak okunması ve Atatürk’ün yaptıklarına, düşüncelerine, eleştirilerine ve geleceği şekillendirmek için verdiği öğütlere dikkat edilmesi gereken temel bir stretejik, tarihi, siyasi bir kitap özelliği taşımaktadır. Birçok dile çevrilen eser, ingilizcede ‘Six- Day Speech’ ya da ‘Marathon Speech’ şeklinde çevrilmiş ve bir Amerikan dergisi de ondan ‘Türk Cumhurbaşkanının kelimelik mesajı’2 diye söz etmiştir. Nutuk, ilk olarak yılında İtalyanca olarak yayınlanmıştır. yılında Almanca dört cilt olarak yayımlanmıştır. yılında Fransızca ve İngilizce, yılları arasında dört cilt olarak Rusça, yılında da Bulgarca yayımlanmıştır.3 1 Cavit Orhan Tütengil, “Söylev’in Öğretisi”, Okunuşunun Yılında Söylev Özel Sayısı Türk Dili Dergisi, Sayı, Kasım , s 2 Literary Digest, Cilt, 19 Kasım , s Akt: İsmail Arar, “Büyük Nutuk’un Kapsamı, Niteliği, Amacı”, Atatürk’ün Büyük Söylevi’nin Yılı Semineri, TTK Yay., Ankara, , s 3 Fahir Kılıç, “Nutuk’un Analitik Bir İncelemesi”, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, s 1 sayfalık4 Büyük Söylev, Türk insanının verdiği mücadelelerin ne kadar zor ve akıl almaz şartlar altında gerçekleştiğinin kelimelere dökülmesidir, gelecek nesillere aktarılması için bırakılan bir vasiyetnamedir, devletin izleyeceği yolları çizen örnek alınıp uygulanması gereken bir belgedir. Büyük Söylev’in hazırlanması ve okunması sırasında Atatürk’ün kendi sesinden işittikleri Nutuk, Yakup Kadri, Afet İnan ve Necmettin Sadak ile Amerikan Büyükelçisi Joseph J. Grew, Yusuf Akçura, Siirtli Mahmut, Falih Rıfkı gibi güçlü kalemlerin anılarında yaşam bulmuştur. Falih Rıfkı Atay, Nutuk’un yazılış sürecinde gerçekleşen bir olayı anlatmıştır: Çalışma odasında yarı ayaküstü, yarı oturarak ve yüzlercesi arasından vesikalar ayırarak Nutuk’unu dikte ederdi. Yorulan değişirdi. Bir defasında pek genç bir arkadaşı baygınlık geçirmişti. Akşama doğru bir banyo aldıktan sonra, hiç dinlenmeden sofraya iner, o gün yazdıklarını bize okutur, hadiseler üzerinde taze bir muhakeme ile tartışmalar yapardı.5 Aynı şekilde Atatürk’ün, kendi hayatı için öneminin ve değerinin tartışılmaz olduğu kişilerden Afet İnan da anılarında Nutuk’un Gençliğe Hitabe kısmının Atatürk tarafından kendilerine okunduğunu dile getirmiştir: Yaz aylarının sıcak bir gününün gecesi Atatürk’ün çevresinde daha kalabalık bir aydınlar topluluğu vardı. O, arkadaşlarına adeta bir sürpriz hazırlamanın sevinci içinde “Oturunuz ve dinleyiniz” dedi. Nutuk’un sonuna koyacağı satırları yüksek sesle okumaya başladı. Dinleyicilerin nefes dahi almadıklarını sanıyorum. Çünkü, ben kendimi öyle hissediyor ve milli heyecanın etkisinde yaşıyordum. Bütün Milli Mücadele’nin tarihi olan Nutuk, bu satırlarla son bulacaktı. Atatürk, bu metni okuyup bitirdiği zaman, derin bir nefes almış, fakat iki damla gözyaşını da bizlerden saklamamıştı.6 Bir başka kalemde ise yaşanılan duygu yoğunluğu şu satırlarla bir kez daha yaşatılmıştır. Altı gün, beş yüz kişilik dinleyiciler kitlesini, bin sergüzeştin sırları içinde heyecandan heyecana sürükledi ve nihayet bu gece en son haddini bulan hislerin taşkınlığı içinde, tasvir ve tasavvuru kabil olmayan bir heyecan dalgası halinde 4 Arar, a.g.m., s 5 Falih Rıfkı Atay, Çankaya, Atatürk Devri Hatıraları, İstanbul, , s Akt: Mehmet Akif Tural, “Atatürk’ün Yurt Gezileri, Büyük Nutuk Adlı Eseri ve Hayattan Ayrılışı”, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi II, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, , s 6 Afet İnan, “M. kemal Atatürk’ün ‘Büyük Nutku’nu Söylediğinin Ellinci Yılı”, Okunuşunun Yılında Söylev Özel Sayısı Türk Dili Dergisi, s 2 bütün dinleyicileri vecdin en yüksek şâhikalarına götürdü. Hıçkırıklar duyulmaya başladı. Etrafıma baktım, kurtarıcıyı dinleyenler hep ağlıyordu. Yukarıya başımı kaldırdım, locadaki kumandanlar, sefirler ağlıyordu. Gaziye baktım, sesine ulvî bir titreklik gelmişti, mendilini çıkardı, göz yaşlarını sildi; Gazi de ağlıyordu.7 ‘Nutuk, Eşsiz Bir Tarihi ve Siyasi Metin Örneğidir’ Atatürk, 19 Mayıs’ta Samsun’a ulaştığında Anadolu’yu gözlemlemeyi ve Türk insanının zincirlerini kırmayı amaçlamıştır. Balkan Savaşları ve ardından dört yıl süren Cihan Harbi ile Anadolu halkı son enerjisini de harcayarak, gerek maddi gerek psikolojik açıdan tükendiği sırada, Mondros Mütarekesi ile İtilaf Devletleri hiçbir gerekçe göstermeden Anadolu’da işgallere başlamış, İstanbul Hükümeti bu duruma tepkisiz kalarak sadece kendi varlığını devam ettirme peşine düşmüş, saraya tehlike yaratacak kişileri başkentten uzaklaştırarak saltanatlarını yaşatmak istemişlerdir. Atatürk’ün Samsun’a gönderilmesinin bir tesadüf olduğunu veya Atatürk lehine bilinçli olarak yapıldığını düşünmek, o dönemin gerçeklerini inkar etmektir. Osmanlı İmparatorluğu üzerinde gerçekleştirilmek istenen emellere karşı, İngiliz ve Amerikan mandaterliğini savunanlar ve bölgesel kurtuluş yolları düşünenler gibi farklı çıkış yolları aranmıştır. Bu düşüncelerin tek bir ortak noktası bulunmaktadır: Bağımsızlığı yadsıyan bir varoluş düşüncesi. Bu görüşlerin hiçbirini kabul etmeyen Atatürk, ‘milli kurtuluşun tek çaresinin ve yolunun milli egemenliğe dayalı yeni ve milli devlet kurmak’ 8 olduğunun bilinci ile Büyük Nutuk’ta bu konu hakkında şunları söylemiştir: Efendiler, bu durum karşısında bir tek karar vardır. O da ulus egemenliğine dayanan, bağsız ve koşulsuz, bağımsız yeni bir Türk devleti kurmak. İşte, daha İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.9 7 Bu pasaj, 27 Ekim tarihli Hayat Dergisi’nde Sosyoloji Profesörü Necmettin Sadak tarafından söylenmiştir. Selahattin Demirkan, Bir Milletin Yarattığı Lider Mustafa Kemal Atatürk, İstanbul, Akt: Muhsine Börekçi, “Atatürk’ün Nutuku’nda Söz Dizimi ve Üslup Özellikleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt:1, Sayı:5, , s 8 Hamza Eroğlu, Atatürk ve Milli Egemenlik, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, , s 9 Gazi Mustafa Kemal, Söylev, Haz. Vecihi Timuroğlu,, Tüze Yay., Ankara, , s 3 Bu kararına uygun olarak hareket eden Atatürk, sağlam temeller üzerine inşa etmek istediği milli egemenlik ve tam bağımsızlık düşüncesine göre, önce kongreler düzenlemiş, sonrasında da dağınık halde bulunan cemiyetleri tek bir yapı haline getirerek, Milli Mücadele’ye giden süreci bu şekilde ortaya çıkarmıştır. Fakat bu süreçte kongrelerde dile getirilen fikirler Milli Mücadele’ye ve tam bağımsızlığa aykırı olmuş, Atatürk daha yolun başında en zorlu mücadeleyi vermek durumunda kalmıştır: Milletin temsilcileri olarak kongreye vekalet eden kişilerin birçoğu dahi bağımsızlık fikrinden uzakken bu mücadele nasıl verilebilirdi? Bir devletin sömürgesi olmadan nasıl var olunabilirdi? Bu soruların cevapları, belgeleri ile Nutuk’ta yer almış ve bu süreçte Atatürk’ün arkadaşı olarak bilinen isimlerin, aslında ondan ne kadar farklı düşündükleri de gözler önüne serilmiştir. Nutuk, kronolojiye dikkat edilerek, Atatürk’ün hatıralarını yer yer dile getirdiği, ancak konudan kopmayarak, gerçekleri tarihi sırasına göre anlattığı bir eserdir. Olaylar zincirinin ilk halkası 19 Mayıs ile başlamıştır. Nutuk’ta geçen konulardan bahsedilme süresi önem sırasına göre değişmektedir. Özellikle üzerinde durulan konular: Erzurum ve Sivas Kongreleri, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin aldığı rollerdeki değişim ve dönüşümü 10 Damat Ferit Hükümetinin düşmesi ile Ali Rıza Hükümeti’nin kurulması, Yahya Kaptan’ın şehid edilmesi, Abdülkerim Paşa ile Atatürk arasındaki yazışmalar, İstanbul’un işgali ile başlayan yabancı istilası, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılması, dış politikada Rusya ile yakınlaşma, Batı’da Yunanlılar ile Doğu’da Ermenilerle yapılan silahlı mücadeleler, Yunanlılara ve dolayısyla Milli Mücadele’nin karşısında olanlara karşı kazanılan başarı, barış müzakereleri sonunda önce Mudanya, ardından Lozan Antlaşması ile tam bağımsızlığa erişilmesi, Saltanatın kaldırılarak Cumhuriyetin ilan edilmesi, çok geçmeden Hilafetin de kaldırılması, eğitimde birlik, yobaz kurumların kapatılması, Batı ile temasları arttırmaya yönelik toplumsal inkılaplar, hukuki yenilikler olmuştur. Ancak özellikle belirtilmesi ve Nutuk’u daha iyi kavrayabilmek için bilinmesi gereken dönem; Cumhuriyetin ilanı ile başlayan ve yılını içine alan iki yıllık süreç olmuştur. Atatürk’ün en yakınındaki isimler ile düşünce yapılarının ne kadar farklı olduğunu ve eskiye bağlılığın devrimci kadro içinde ne kadar tehlikeli roller üstlendiğini iyice algılamak gerekmektedir. Cumhuriyetin ilanına yönelik tepkiler, Mecliste yüksek sesle tartışılmış, ancak yine de Atatürk devletin rejimini ilan ederek yeni bir dönemi hukuki alanda da kabul ettirmiştir. Bunun akabinde muhalefetin tepkileri giderek şiddetlenmiş ve meclis içindeki ilk muhalif parti Atatürk ile birlikte yola çıkan kişilerce kurulmuştur. Hilafeti kalkan olarak kullanan partinin kurulması ile birlikte, Şeyh Sait isyanı da patlak vermiş ve ardından Atatürk’e İzmir’de suikast girişimi planlanmıştır. Bunların bize gösterdiği en önemli sonuç, hala kurtuluşu tam 10 Değişim ve dönüşümden kastedilen; ilk başta tek bir cemiyeti ifade ederken, sonrasında tabanda genişlemesi, tüm cemiyetleri içine alan merkez bir grup haline gelmesi, bu grubun Millet Meclisi kurulduktan sonra en büyük grup olması ve Atatürk’ün cemiyeti partiye dönüştürerek Cumhuriyet Halk Fırkası adıyla bir parti haline getirmesidir. 4 bağımsızlıkta değil, hilafette ve dinde görenlerin azımsanmayacak boyutlarda ve sadece halk arasında değil, devlet adamları ve eğitimli kişilerde de görülmesidir. Bu nedenle iki kat daha çaba sarfeden Atatürk, yılından sonra da inkılaplarına devam etmiş, bu inkılapların halk tarafından anlaşılması için elinden geleni yapmıştır. ile yılları ise, yeni Türk devletinin kurulmasıyla ilgili, pek çok temel devrimin ‘tepeden inme’ yapıldığı yıllardır Türk milletinin yeniliklere karşı olan kalın duvarlarının, attığı her adımın uygun ortam ve zaman ile yıkılacağını bilen Atatürk, bu dönemde gerçekleştirdiği yeniliklerin, ve yıllarında yaptıkları ile temelini atmıştır. Atatürk, halkın zihinsel olarak yeniliklere adapte olmasına çaba göstermiştir. Sonrasında da yapılan geziler ile önce kılık kıyafet değişimi gerçekleştirilmiş, sonrasında hukuki alanda bir Medeni Kanun ile toplumda kadın-erkek eşitliği sağlanılmaya çalışılmıştır. Nutuk, Gençliğe Hitabe ile bitirilmiş, Türk gencine büyük bir sorumluluk yüklenmiş ve umut bağlanmıştır. Geleceğin bağımsızlığı, yurdu korumanın ve bu yolda yapılması gerekenlerin neler olduğu, akıllı ve bilinçli bir nesil ile çağdaş ülke konumuna gelinmesi, aklı ve bilimi rehber alan bir ülkenin var edilmesi, Atatürk’ün beklentisi olmuş ve bunu başaracak olanın da Türk gençliği olduğu vurgulanmıştır. Atatürk’ün gençlere verdiği değer ve güveninin sonsuzluğu, Gençliğe Hitabe’nin duygusal ve yol gösterici bir metin olduğunu göstermektedir. Kurtuluş Savaşı’nı başlatan o tarihi günden inkılapları tamamlayıncaya kadar Atatürk, merkezine ulusu yerleştirmiş, her zaman -Nutuk’ta da en çok geçen kelimelerden olan- tam bağımsızlık düşüncesini dile getirmiştir. Bir halkın, okuma-yazma dahi öğrenemediği, düşündüğünü ifade edemediği, ekonomik bağımsızlığını kaybettiği, özgürlüğün gerçek anlamını bilmediği, yeniliklere kapalı olduğu, felsefe, tarih, edebiyat, sanat konularında yeterli donanıma sahip olmadığı, yaşamanın sadece nefes almaktan ibaret olduğu fikrinde olan insanlardan oluştuğu düşünülürse, Atatürk’ün Nutuk’un kapsadığı dönem içinde ve sonrasında yapılan devrimlerle ne boyutlarda bir iş başardığı görülmektedir. ‘Nutuk, Bir Eleştiri Metnidir’ Atatürk, halkına yaptıklarının ve söylediklerinin, düşündüklerinin ve uyguladıklarının hesabını vermiş bir liderdir. ve yılları arasında mümkün görünmeyen işler başarılmıştır. Atatürk, konuşmasının büyük kısmını, Milli Mücadele döneminin hazırlık süreci olarak bilinen Kongrelere ve İstanbul Hükümeti’nin bu örgütlenmeyi parçalamak istemesine ayırmıştır. Damat Ferit Paşa kabinesine yönelttiği ulusun haklarını ayaklar altına alan aymazca girişim ve davranışlarına ve işbirlikçi olduğuna dair getirdiği eleştirileri gibi, yerine gelen Ali 11 Emre Kongar, “Söylev Hangi Koşullar Altında Söylendi?”, Okunuşunun Yılında Söylev Özel Sayısı Türk Dili Dergisi, s 5 Rıza Paşa kabinesine de güçsüz ve cılız düşündüğü ve gerçekleri görmekteki kısa görüşlülüğü ile iki yüzlü olanlardan oluştuğu eleştirisinde bulunmuştur. Padişaha ve geleneksel yönetim biçimine bağlı olan bir milletin bu bağları bir anda koparıp, yeni bir düzen kuramayacağının bilincinde olan Atatürk, üzerinde düşünüp zamanı gelince kararları uygulamaya geçirmiştir. Aldığı kararlar, başta padişah ve İstanbul Hükümeti olmak üzere birçok engelleme ile karşılaşmışsa da asıl dikkat çekici olan, Atatürk’ün yakın çevresinden gelen gerici fikirlerin mücadele öncesinde ortaya çıkarak süreci zorlaştırması olmuştur. Bu gerici anlayış, Sivas Kongresi toplanmadan önce kongre başkanlığı konusunda Rauf Orbay’ın Atatürk’ün başkan olmasını istememesi olayı ile dikkat çekmeye başlamıştır -Rauf Orbay’ın benzer bir tutumu da Lozan Konferansı’na gitmesi düşünülen İsmet İnönü’ye karşı gösterdiği tepki ile benzerlik taşımaktadır-. Aynı şekilde Sivas Kongresi sonunda Kazım Karabekir de illere yapılacak genelgelere ve yönergelere Mustafa Kemal adının kullanılmaması gerektiğini belirtmiştir. Mustafa Kemal de Kazım Karabekir’in padişaha inandığı ve bu nedenle ‘saf’ görüşlü olduğu eleştirisinde bulunmuştur. Kazım Karabekir’in Millet Meclisi’ndeki kişilerin hükümet işlerinde olmaması fikrini ayrıca eleştirmiştir. Amerikan mandaterliğini savunan Refet Bele’nin de dile getirdiği sözleri, Atatürk ile arasında ne kadar tezat fikirleri olduğunun en büyük kanıtı niteliğindedir: (…) Söz olarak güdüm ile bağımsızlık birbirine engel şeyler değildir; yalnız eğer biz gerçekte güçlü olmazsak, işte o zaman, güdüm altında eziliriz ve o zaman güdüm bizim için bağımsızlığı bozucu olur. Bir de, diyelim ki, biz, içerde ve dışarda tam bağımsızlık isteriz. Fakat, acaba kendi başımıza yapabilecek miyiz, yapamayacak mıyız? (…) herhalde bir Amerikan kefilliğini kabul etmek zorundayız. Yirminci yüzyılda beş yüz milyon lira borcu, yıkık bir yurdu, pek verimli olmayan bir toprağı ve ancak on, on beş milyon lira geliri olan bir halk, bir dış yardım almaksızın yaşayamaz. 12 Yine Kara Vasıf Bey de mandaterlik konusunda yaptığı konuşması ile Atatürk’ün eleştirdiği kişiler arasında yer almaktadır. Kara Vasıf Bey, Sivas Kongresi’ndeki konuşmasında şu ifadeleri kullanmıştır: Bütün devletler, bizi tam bağımsız bile bırakacaklarını söyleseler, yine de desteksiz yapamayız.(…) sonra, yanıbaşımızda bizi paylaşmayı amaç edinmiş hükümetler var; onların bu açgözlülükleri karşısında yok oluruz. Parasız, ordusuz ne yapabiliriz? Onlar, uçakla havada uçuyorlar, biz daha kağnı arabasından kurtulamıyoruz. Onlar zırhlı yapıyorlar, biz yelkenli bir gemi bile yapamıyoruz. Bu durumumuzla, bugün, bağımsızlığımızı kurtarsak bile, yine günün birinde bizi paylaşırlar Atatürk’ün yakın arkadaşı olarak bilinen Ali Fuat Cebesoy da Nutuk’ta eleştirilen diğer bir isimdir. Atatürk’ün okul ve gençlik arkadaşı Cebesoy ile aralarındaki anlaşmazlık Paşa’nın Batı Anadolu Kuvayi Milliye Komutanlığı sırasında başlamıştır. Cebesoy’un Genelkurmayca karşı çıkıldığı halde giriştiği hatalı Gediz taarruzunun başarısızlıkla sonuçlanması Çerkez 12 Timuroğlu, a.g.e., s 13 Timuroğlu, a.g.e., s 6 Ethem’le kardeşlerinin düzenli orduya karşı Milis örgütünü yaygınlaştırma isteklerine hak kazandıracak bir durum sayılmıştır Nutuk’ta Şeyh Recep, Ahmet Kemal ve Celal adındaki kişiler de eleştirilmiş, Atatürk aleyhine çektikleri tellerle, Atatürk’ü düşman olarak göstermeye çalışmışlardır. Aynı şekilde Sait Molla ve Rahip Frew arasındaki konuşmalarla da düşmanla işbirliği yapıldığı ve bu kişilerin hain oldukları Atatürk tarafından dile getirilmiştir. Özellikle de Sait Molla’nın mektuplarında Damat Ferit ile yaptığı görüşmede, bu ulusal hareketin derhal bastırılması ve Mustafa Kemal’in ortadan kaldırılması gerektiğini söylemesi en çarpıcı örneklerden biridir ve Atatürk Sait Molla’nın hainliklerini belgelemiştir. Çürüksulu Mahmut Paşa da Ermenilere taviz verme konusunda Atatürk’ün eleştirdiği isimler arasında yer almaktadır. Ayrıca Nutuk’ta Binbaşı Necati ve Yüzbaşı Nail’in bir çete oluşturarak bölgeyi karıştırdıkları belgelerle ortaya konmuştur. Bu farklı ve tam bağımsızlık fikri ile örtüşmeyen görüşleri benimsemiş olan isimler, saraydan veya ‘dış bağlılıktan’ yana tutumları ile Atatürk tarafından Nutuk’ta sert bir şekilde eleştirilmiştir. Bu eleştirilerdeki sert duruş, yabancı devletlerin fiili işgallerine karşı birlik olunması gerekirken ve dönemin ağır koşulları altında halkın tam bağımsızlığa ulaşmasını amaçlarken, halkçı değil, saraycı tutuma karşı bir dışa vurumdur. Bağımlı ve ‘bağlı’ bir halkı, direnişi gerçekleştirecek olan kadroya güvenmekle kazanacağını bilen Atatürk’ün haklı eleştirisi, kimi kesimlerce gereğinden fazla sert bulunsa da, Nutuk’un kapsadığı dönemin ne kadar kırılgan olduğu unutulmamalıdır. Burada asıl dikkat çekici olan, düşman diye nitelediği kişilerden ziyade, tanıdığı arkadaşlarının tutumlarına getirdiği eleştirilerdir. Atatürk, daha Erzurum ve Sivas kongrelerinin toplanma süreci içerisinde Ömer Feyzi Bey’i düşman casusu, padişaha, güç ve gösterişe bağlı olanları iki yüzlüler ve ikili oynayanlar olarak nitelendirmiş, Temsilciler Kurulu’nun Erzincanlı Nakşi şeyhi ve Mutkili bir aşiret reisi gibi zavallılardan kurulamayacağını, Damat Ferit Paşa’nın hainlerle işbirliği yapan bir zat olduğunu belirtmiştir. Damat Paşa’nın çevresinde toplanan sadrazam ve nazırlara beyinsizler, alçak bir padişahın alçakça düşünceleri söylemlerini yönelterek eleştirilerde bulunmuştur. Tokat Milletvekili Nazım Bey’in yabancı devletlere casusluk ettiği de eleştirilmiştir. İnançsız, bilgisiz ve korkak, iyilik bilmez ve bencil, ulusal düşünce ve ulusal örgütün sağladığı onuru küçümseyenler, çirkin büyüklenme duyguları olanlar olarak nitelendirdiği isimler, yine Nutuk’ta ayrıntılı bir şekilde Atatürk tarafından dile getirilmiştir. Bu eleştiriler, yazılıp gönderilen kapalıteller, yazışmalar ile birlikte Nutuk’ta kanıtlı birer vesika olarak yer almıştır. Ayrıca, Millet Meclisi Başkanı olarak işleri daha hızlı yürütmek amacında olan Atatürk’ün Başkan olmasına gelen tepkilerin yakınındaki kişilerce yapılması sonucu, bu kişiler bir kez daha Atatürk tarafından eleştirilmiştir. Baskın bir kişilik olan Atatürk’ün kısa zamanda bu başarılara imza atması, bazı kimseleri rahatsız etmiştir. Bu kişiler de uzakta değildir. 14 Konur Ertop, “ Söylev’de Atatürk’ün Arkadaşları”, Okunuşunun Yılında Söylev Özel Sayısı Türk Dili Dergisi, s 7 Atatürk tarafından yöneltilen eleştiriler, Milli Mücadele’nin silahlı aşamasına kadar genel olarak, ulusun tam bağımsızlığı ve egemenliği için tehlikeli görülen kişiler, atılan yanlış adımlar ve zararlı düşünceler etrafında gerçekleşmiştir. Eleştirilerin, Milli Mücadele’nin Yunanlılara karşı girişilen savaş sırasında ve sonrasında siyasi bir boyut kazandığı ve Meclis içinde gerçekleştirilen muhalif grupların tutumlarına doğru bir eğilim gösterdiği göze çarpmaktadır. Bu noktada yine en önemli eleştiri, ilk olarak Çerkez Ethem ve yandaşlarının düzenli ordu kurulduktan sonraki tutumları ve isyanlarına gelmiş, başarılı oldukça herkesi küçümsemeleri ve kendilerini üstün görmeleri eleştirilmiştir. Atatürk, Çerkez Ethem ve kardeşlerini, ‘askersel hareketi çapulculuk sanan, devlet kurup yönetmeyi, şunun bunun suçsuz çocuklarını, kurtulmalık dilenmek için dağlara kaldırma haydutluğu sanan; şarlatanlıklarıyla, yaygaralarıyla bütün bir Türk yurdunu tedirgin eden ve Türk ulusunun Büyük Meclis’ini kendileriyle uğraştıran utanmaz, kendini bilmez, saygısız ve herhangi bir düşmanın boğaz tokluğuna, casusluğunu, uşaklığını yapacak kertede alçak ve aşağılık yaratılışlı’15 şeklinde oldukça sert sözlerle eleştirmiştir. Ethem ve kuvvetleri üzerine gönderilen Refet Paşa’yı da gerekeni yapmamakla ve görevinde başarısız olmakla eleştirmiştir Atatürk. Meclis içinde yürütülmeye çalışılan padişah ve hilafet yanlısı gruplara da Nutuk’ta yer veren Atatürk’ün burada eleştirdiği ilk isimlerden biri Erzurum Milletvekillerinden Hoca Raif Efendi olmuştur. Fakat yine dikkat çekici nokta, Kazım Karabekir’in de yenilikçi bir görüşe sahip olmamasıdır. Hükümet biçimine karşı eleştirel yaklaşması, anayasanın çıkışında niçin acele edildiğini, padişahlık ve saltanatın kaldırılması yerine padişahlığın sınırlarının belirlenmesi gerektiğini savunduğu ve Atatürk’ün Müdafaa-i Hukuk Grubu’nun başında bulunması ile partide öne çıkmasını uygun bulmadığını dile getiren Karabekir, ilginçtir ki kısa bir süre sonra kurulacak olan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın Genel Başkanı olacaktır. Nutuk’ta yer alan en önemli eleştirilerden biri de, askeri başarılar sonrası toplanılacak olan Lozan Konferansı öncesinde kaldırılan saltanat noktasında Rauf Bey, Refet Bey ve onların destekçilerine karşı yapılmış olan eleştirilerdir. Atatürk, Rauf Orbay’a padişahlık ve hilafet hakkındaki görüşlerini sorduğunda aldığı yanıt şu olmuştur: Ben, padişahlık ve halifelik makamına vicdanımla ve duygusal olarak bağlıyım. Çünkü, benim babam, padişahın ekmeğiyle yetişmiş. Osmanlı devletinin ileri gelen adamları sırasına geçmiştir. Benim de kanımda, o nimetin bir parçası vardır. ben iyilik bilmez değilim ve olamam. Padişaha bağlı kalmak borcumdur. Halifeye bağlılığım ise, görgümün gereğidir. Bunlardan başka genel görüşlerim de vardır. bizde toplumsal birliği sağlamak güçtür. Bunu, ancak, herkesin erişemeyeceği kertede yüksek görülmeye alışılmış bir makam sağlayabilir. O da, padişahlık ve halifeliktir. Bu makamı kaldırmak, onun yerine başka nitelikte bir makam koymaya çalışmak, yıkıma yol açar ve büyük acı doğurur. Bu, hiç uygun bir iş olamaz 15 Timuroğlu, a.g.e., s 16 Timuroğlu, a.g.e., s 8 Aynı zamanda Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat’ın kurduğu Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’na yönelik Atatürk’ün getirdiği eleştiri, şu şekilde Nutuk’ta yer almıştır: Cumhuriyet sözcüğünü söylemekten bile çekinenlerin; cumhuriyeti daha doğduğu gün boğmak isteyenlerin kurdukları partiye “Cumhuriyet”, hem de “İleri Cumhuriyet” adını vermeleri, içten gelme ve inanılır bir davranış sayılabilir mi? (…) Yeni parti, dinsel düşünce ve inançlara saygı perdesi altında: “Biz halifeliğin yeniden kurulmasını isteriz. Biz, yeni yasalar istemeyiz. Bize eski yasalar yeter. Medreseler, tekkeler, bilgisiz softalar, şeyhler, müritler, biz sizi koruyacağız; bizimle birlik olunuz! Çünkü Mustafa Kemal’in partisi halifeliği kaldırdı. Müslümanlığı zedeliyor. Sizi gavur yapacak, size şapka giydirecek!” diye bağırmıyor muydu? Yeni partinin ilke edindiği sözler, bu gerici haykırışlarla dolu değil midir?17 Atatürk’ün önce saltanatın kaldırıp cumhuriyeti ilan etmesi, sonrasında hilafeti kaldırması konularında eleştirilerini sertleştirmesinin en önemli gerekçesi, kuşkusuz, geleneksel bir yönetim ile halkını esir eden bir rejimin tekrarlanmasını engelleyerek, tam bağımsızlığa ve ulusal egemenliğe kavuşmuş, modern bir yeni Türk devleti yaratmaktır. Bu nedenle, yakını olarak gördüğü isimleri eleştirmekten geri durmamıştır. ‘Nutuk, Bir Kişiler Zinciridir’ Nutuk, gerek yaşanılan olayların kronolojik olarak anlatılan, gerek eleştirel bakılarak kaleme alınan bir hesap verme belgesidir. Edebi, tarihi ve siyasi bir metin olarak karşımıza çıkan eser, çok fazla kişinin isminin geçmesi ile zengin bir kaynak olma özelliği taşımaktadır. Sadece yakınındaki isimler değil; halk adamları, padişah, nazırlar, mebusan vekilleri, hocalar, din adamları, azınlık din adamı, İngiliz, Amerikan, Fransız, İtalyan, Yunanlı devlet adamları ve diplomatları, yazar, asker gibi geniş yelpazeye sahip olan eserde toplam kişi sayısının ‘’ 18 olduğu saptanmıştır. Bu kişilerin bir kısmından, Nutuk’ta çok az bahsedilmişken, Rauf Orbay, Kazım Karabekir, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Vahdettin, Damat Ferit, Bekir Sami gibi isimlerin oldukça sık kullanıldığı görülmektedir. Bunun yanında Nutuk’ta açıkça belirtilmeyen ancak Hasan Tahsin’in anlatıldığı pasaj bulunmaktadır Nutuk’ta adı geçen isimlerin bir kısmı Ek-2’de gösterilmiştir. 17 “Söylevin Güncelliği”, Söylev Özel Sayısı Türk Dili Dergisi, Sayı, Kasım , s 18 Arar, a.g.m., s 9 ‘Sonuç: Nutuk’u Anlamak, Geleceği Kurtarmaktır’ Nutuk’un okunması, 20 Ekim günü sona erdiğinde, Türk halkı, kendilerini esaretten kurtaran liderin mücadele öyküsünü kendi sesinden dinlemiştir. Orada okunan metin, sadece sayfalar dolusu cümlelerin ifadesi değildir. İnsanca yaşamak için savaşmak zorunda kalan bir milletin var oluş hikayesidir. Mazi olmuş bir devrin hikayesidir Bir milletin özgürlüğünü kaybettiğini belgeleyenlere karşı, Atatürk ve silah arkadaşlarının tarihi yeniden yazmalarının hikayesidir. Dünya üzerinde bir liderin, halkının karşısına çıkarak, yaptıklarını anlattığı nadir bir eserdir. “Ben ne yaptım, niye yaptım, nasıl yaptım, kimlerle yaptım, karşıma kimler çıktı” 21 sorularının cevaplarını kanıtları ile beraber sunan liderin, pragmatist tutumudur Nutuk. Nutuk, her şeyden önce Atatürkçe’dir. Her zaman dilsel olmasına rağmen seçilen söz varlığı, bağdaştırmalar, söz dizimi ve cümleden büyük birimlerin 22 ilişkilendirilmesi bakımından Atatürk’ün kişiliğini yansıtmaktadır. Yayınlandığı dönem gazetelerinde baş haber olarak verilen Nutuk, Hakimiyet-i Milliye, Cumhuriyet, Akşam, Vakit, İkdam, Milliyet, Ahenk, Haber, Hür Fikir ve yerel gazetelerin bir kısmında 23 yer almış, Ata’nın Büyük Nutku yurdun dört bir tarafına ulaştırılmıştır. Ahenk Gazetesi’nin 26 Ekim’de yayınlanan Gazinin Rekoru: Taymsın Baş 19 “(…)Yunanlıların İzmir’e gireceğinin açık belirtilerini gören, İzmir’de birtakım genç yurtseverler, ayın 14/15’inci gecesi, bu acıklı durumu aralarında görüşmüşler; bir olupbittiye geldiği kuşku götürmeyen bu girişin, katma (ilhak) ile sonuçlanmasını önlemek düşüncesinde birleşmişler ve Reddi İlhak ilkesini ortaya atmışlardır.(…) Buradaki yurtseverin Hasan Tahsin olduğu bilinmektedir. Samim Kocagöz, “Söylev’de Halk Adamları”, Söylev Özel Sayısı Türk Dili Dergisi, s 20 Börekçi, a.g.m., s 21 Sadık Tural, “Aydınlar Büyük Nutuk’u Anlayarak Yeniden Okusalar”, yetmişbeşinci Yılında Büyük Nutuk’u Anlayarak Okumak, Bilgi Şöleni Ekim , Ankara, Atatürk Araştırma Merkezi Yayınları, Ankara, , funduszeue.info-XI. Akt: Serap Taşdemir, “Türk Basınında Büyük Nutuk’un Yansımaları”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılâp Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı, Güz, 22 Kerime Üstünova, Dil Yazıları, Akçağ Yay., Ankara, , s Akt: Börekçi, a.g.m., s 23 Yerel Gazeteler; Kızılırmak Gazetesi, Sinop Gazetesi, Balıkesir Gazetesi, Bartın Gazetesi, Yozgat Gazetesi, Malatya Gazetesi, Amasya Gazetesi, Yeşil giresun Gazetesi, Bilecik Gazetesi, Çankırı Gazetesi, Güzel İnebolu Gazetesi Serap Taşdemir’in makalesinde haberleri ile birlikte yer almıştır. 10 Makalesi adlı haberinde: “Tayms gazetesi Gazi hazretlerinin muazzam nutukları münasebetiyle ‘Gazi’nin Rekoru’ serlevhası altında mühim bir baş makale neşretmiştir. Times bu başmakalesinde Gazi Hazretlerinin nutuklarından takdirkarane bahsederek Gazi hazretlerinin hitabet rekorunu kazandığını söylüyor”24 yazısını kaleme almış, dönemin dış basınında da Nutuk için gösterilen ilgiyi halka aktarmıştır. Nutuk, tarihi yaşayanların tarihi öyküsüdür, siyasi bir belge ve hesaplaşma metnidir. Gençliğe verilen bir nasihatnamedir, Atatürk’ün vasiyetidir. Devrimin ne şartlar altında yaşandığının ve dönemin bilançosunun gözler önüne serilmesidir. Nutuk’ta Atatürk’ün sürekli merkezine aldığı, tam bağımsızlık ve egemenlik kavramlarına karşı duranlara getirdiği eleştiridir. Yeni bir devletin ileride nasıl bir yol haritası çizmesi gerektiğini gösteren bir pusula niteliğindedir. Bu öğretici ve pragmatist metin, her dönemde ve herkes tarafından dikkatle ve anlayarak okunması gereken değerli bir eserdir. Nutuk’u anlamak, yaşanılan tehlikeleri görebilmektir, verilen bağımsızlık savaşının ve yapılan devrimlerin niçin ve ne şartlar altında yapıldığının farkına varabilmektir. Nutuk’u anlayarak okumak, tarihi hatırından çıkarmamaktır. Bu nedenle Nutuk, okumaktan vazgeçilmemesi gereken temel kaynaklardan biridir. “Ey Türk Gençliği Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegane temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahili ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vaziyete atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin! Bu imkan ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kareleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil isgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve delalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evladı! 24 “Gazi’nin Rekoru”, Ahenk, 26 Teşrin-i Evvel , s. 1. Akt: Taşdemir, a.g.m., s 11 İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi, vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!Kurultayı’nda Büyük Nutuk’un okunması 15 EK 2- NUTUK’TA GEÇEN KİŞİLERE ÖRNEKLER Vahdettin Damat Ferit Ermeni Patriği Zaven Efendi Dahiliye Nazırı Ali Kemal Bey Dahiliye Nazırı Adil Bey Dahiliye Nazırı Mehmet Bey Sait Molla Rahip Frew Kolordu Komutanı Yusuf İzzet Paşa 3. Kolordu Komutanı Albay Refet Bele Kolordu Komutanı Kazım Karabekir 9. Tümen Komutanı Rüştü Bey 3. Tümen Komutanı Halit Bey Rauf Orbay İsmet İnönü Yirminci Kolordu Komutanı Ali Fuat Cebesoy Ali Fethi Okyar Harbiye Nazırı Şakir Paşa Birinci Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Bey Genelkurmay Başkanı Cevat Paşa Yaver Cevat Abbas Kurmay Başkanı Albay Kazım Dirik Atatürk’ün Kurmaylarından bildirim işi ile görevli ve sonrasında da elçi olan Hüsrev Bey Yaver Muzaffer Bey 16 Ordu Komutanı Ali İhsan Fransız Olağanüstü Komiseri General Pelle Bay Franklin Bohillan İngiliz Delegesi General Harrigton Fransız Delegesi General Charpy İtalyan Delegesi General Manbelli Doktor Rıza Nur Dışişleri Bakanı Yusuf Kemal Gazi Nurettin Paşa Yunus Nadi Bey 19 KAYNAKÇA Kitaplar Cumhuriyet Dönemi Demokratikleşme Faaliyetleri Sempozyumu Bildirileri, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, Cumhuriyetin Yılına Armağan, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü, Ankara Üniversitesi Basımevi, Ankara, Okunuşunun Yılında Söylev Özel Sayısı, Türk Dili, Ankara, Feroz AHMAD, Modern Türkiye’nin Oluşumu, Kaynak Yayınları, İstanbul, Abdurrahman ÇAYCI, Gazi Mustafa Kemal Atatürk Milli Bağımsızlık ve Çağdaşlaşma Önderi (Hayatı ve Eseri), Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, Hamza EROĞLU, Atatürk ve Milli Egemenlik, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, Turhan FEYZİOĞLU, Mustafa AYSAN, Hamza EROĞLU, İsmet GİRİTLİ, Mehmet GÖNLÜBOL, Atatürk Yolu, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, Utkan KOCATÜRK, Doğumundan Ölümüne Kaynakçalı Atatürk Günlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, Sinan MEYDAN, Nutuk’un Deşifresi, İnkılap Kitabevi, İstanbul, Vecihi TİMUROĞLU, Söylev, Tüze Yayıncılık, Ankara, Seda Bayındır ULUSKAN, Atatürk’ün Sosyal ve Kültürel Politikaları, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, Durmuş YALÇIN, Yaşar AKBIYIK, Yücel ÖZKAYA, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi II, Atatürk Araştırma Merkezi, Ankara, Makaleler 20 Suat AKGÜN, “Nutuk’ta Azınlıklar Meselesi ve Atatürk’ün Azınlıklar Hakkındaki Görüşü”, T.C. Başbakanlık Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, funduszeue.info hakkindaki-gorusleri (son erişim: ) Cihat AKÇAKAYALIOĞLU, “Nutuk Nasıl İncelenmeli-Nasıl Tanıtılmalı ve Öğretilmelidir?”, T.C. Başbakanlık Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, funduszeue.info ogretilmelidir (son erişim tarihi: ) İsmail ARAR, “Büyük Nutuk’un Kapsamı, Niteliği, Amacı”, Atatürk’ün Büyük Söylevi’nin Yılı Semineri, TTK Yay., Ankara, İnal Cem AŞKUN, “Söylevdeki Kişiliği ile Atatürk”, funduszeue.info (son erişim tarihi: ) Muhsine BÖREKÇİ, “Atatürk’ün Nutuk’unda Söz Dizimi ve Üslup Özellikleri”, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Cilt:1, Sayı:5, Yusuf ÇAM, “Gazi Mustafa Kemal ve Büyük Nutuk”, İstanbul Ticaret Üniversitesi Fen Bilimleri Dergisi, Cilt:2, Sayı Oktay ÇANAKLI, “Atatürk’ün Büyük Nutku”, funduszeue.info (son erişim: ) Orhan ÇEKİÇ, “ Yılında Büyük Nutuk (Söylev), Anafilya, Sayı, funduszeue.info?go=7df52 (son erişim: ) Cezmi ERASLAN, “Nutuk”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi, Cilt İsmet GİRİTLİ, “Okunuşunun Yılını Kutladığımız Büyük Nutuk Nedir?”, T.C. Başbakanlık Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi, funduszeue.info (son erişim tarihi: ) Hasan GÜRKAN, “Atatürk’ün Söylevi (Nutuk) Üzerine Bir Bibliyografya Denemesi”, Çağdaş Türkiye Tarihi Araştırmaları Dergisi, XIII/27, Güz Necdet HAYTA- Nadire Emel AKHAN, “Türkiye Cumhuriyeti İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Dersinde Örnek Bir Uygulama: ‘Bir Devrin Analizi: Nutuk’”, Kastamonu Eğitim Dergisi, Cilt: 22, Sayı:3, Eylül Fahri KILIÇ, “Nutuk’un Analitik Bir İncelemesi”, AİBÜ Eğitim Fakültesi Dergisi, funduszeue.info? q=cache:ze9qQJ5lY54J:funduszeue.info 6+&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr (son erişim: ) 21 İlhan ÖZDİL, “Büyük Nutuk’un Kemalist Öğreti ve Eğitim Sürecindeki Yeri ve İşlevi”, funduszeue.info, (son erişim: ) Serap TAŞDEMİR, “Türk Basınında Büyük Nutuk’un Yansımaları”, Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, Sayı, Güz Feza TİRYAKİ, “Nutuk Üzerine Düşünceler, Nutuk’u Anlama, Türkiye’yi Tanımak, Türkiye’yi Anlamaktır”, funduszeue.info nutuk-u-anlama-turkiye-yi-tanimak-turkiye-yi-anlamaktir-thtml (son erişim: ) Hakan UZUN, “Büyük Nutuk”, funduszeue.info? q=cache:JmM0i3bwMUEJ:funduszeue.info~facun/Siyasi_tarihle_ilgili_funduszeue.info +&cd=1&hl=tr&ct=clnk&gl=tr (son erişim: ) Selim YILDIZ, “Mustafa Kemal Atatürk’ün Nutuk Adlı Eseri Üzerine Bir Değerlendirme”, funduszeue.info MUSTAFA_KEMAL_ATATURKUN_NUTUK_ADLI_ESERI_UZERINE_BIR_DEGERLE funduszeue.info (son erişim: ) Ebubekir S. YÜCEL, “Nutuk’ta Atatürk’ün Milli Şuur ile İlgili Görüşleri”, funduszeue.info (son erişim: ) İnternet Kaynağı Ahmet AKYOL, “Nutuk’taki Büyük Taarruz”, funduszeue.info taarruz/ (son erişim) “Nutuk”, İstanbul Aydın Üniversitesi Atatürk İlke ve İnkılap Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi, funduszeue.info (son erişim: ) “20 Ekim Gazi Mustafa Kemal Büyük Nutuk’u Okudu”, funduszeue.info funduszeue.info (son erişim: ) 22

Nutuk

Nutuk E-Kitap Açıklaması

Nutuk - Gazi Mustafa Kemal tarafınfan
(Ciltli, Kutu içinde, özel haritalarıyla beraber)

Atatürk'ün yakın tarihimiz açısından büyük önem taşıyan ünlü eseri Nutuk, yıllar sonra Arap harflerinden bir kez daha çevrildi. Uzun soluklu bu çeviri süreci, eserin baskısında var olan ve günümüze ulaşan çeşitli hataları da ortaya çıkardı.

Ekim tarihleri arasında Cumhuriyet Halk Fırkası kongresinde bizzat Mustafa Kemal Paşa tarafından okunan büyük Nutuk, iki yıllık bir çalışma sonunda baskısından Latin harflerine aktarılarak Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlandı.

Nutuk'un Arap harfli ilk baskısının metni , belgeleri ise sayfaydı. yılındaki ilk Latin harfli yayını belgeler dâhil üç cilt yapılmış, Milli Eğitim Bakanlığı daha sonraki baskılarda eseri çoğunlukla üç cilt halinde yayımlamıştı. Yapı Kredi Yayınları Delta Dizisi'nden çıkan baskının tamamı tek cilt olarak sayfada toplandı ve orijinaldeki 10 renkli harita da eklendi.

Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanan Nutuk'un çevirisi tarihli orijinal baskıdan yapıldı. Bu nedenle, eserin 'teki ilk Latin harfli baskısında yer alan hatalı okumalar ve bu baskıya dayanarak daha sonraki baskılarda yapılan hatalar Yapı Kredi Yayınları'nın bu yayınıyla düzeltilmiş oldu. Yapı Kredi Yayınları, bundan sonra araştırmacılar, bilimadamları ve her zaman Nutuk okuyacaklar için, ilerde "Yapı Kredi Yayınları baskısı" diye anılacak bir yayın yapmış oluyor.

Ciltli:

Sayfa Sayısı:

Baskı Yılı:

e-Kitap:

Sayfa Sayısı:

Baskı Yılı:

Dili: Türkçe
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları

  • &#;r&#;n Adı Nutuk
  • Mustafa Kemal Atat&#;rk
  • Barkod

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası