edat ünlem bağlaç / Edat (İlgeç) Konu Anlatımı | seafoodplus.info

Edat Ünlem Bağlaç

edat ünlem bağlaç

Edat Bağlaç Ünlem Konu Anlatımı - AYT, TYT, Türkçe Edat Bağlaç Ünlem Örnek Soru Çözümleri

Edat ve bağlaçlar Türkçe dil bilgisinin en önemli kurallarındandır. Sıklıkla karıştırılan bu konular AYT ve TYT sınavlarında da öğrencilerin karşısına çıkmaktadır. Bu nedenle edat ve bağlaç konusunu doğru şekilde bilmek hem öğrencilik açsısından hem de Türkçe'yi doğru kullanma bakımından oldukça elzemdir. Peki, Edat bağlaç ve ünlem nasıl kullanılmalıdır. Türkçe edat bağlaç ünlem örnek soru çözümleri nelerdir? İşte, AYT, TYT 'de çıkacak olan edat bağlaç ünlem hakkında tüm detaylar…

Edat Bağlaç Ünlem Konu Anlatımı

Edat Konu Anlatımı

Edatlar tek başına anlamı olmayan ve kendisinden önce gelen kelimeler ile ilgi kurarak cümle bütünü içerisinde bir anlam kazanan kelimelerdir. Türkçe'de edat olan kelimeler; gibi, kadar, dolayı, ile, ötürü, dolayı, sanki, üzere, a karşı vb.

Edatların Özellikleri

  • Tek başlarına kullanılmazlar.
  • Genellikle kendinden önceki sözcük ile ilgi kurar.
  • Cümle içerisinde sözcükler arasında benzerlik, nedensellik, yön vb. şekilde anlam ilgileri kurar.
  • Başka kelimelerle birleşerek zarf veya sıfat görevi görebilirler.

Bağlaç Konu Anlatımı

Bağlaçlar sözcük ve sözcük gruplarını anlamca birbirine bağlayan sözcüklerdir. Bağlaçlar da edatlar gibi tek başlarına bir anlam ifade etmezler.

Bağlaçların Özellikleri

  • Tek başlarına kullanılamazlar.
  • Cümle içerisinde bir anlam kazanırlar.
  • Bağlaçlar cümleden çıkarıldığında anlam bozulmaz. Eğer anlam bozulursa bu "de" ve "da" ektir.
  • İle bağlacı hariç tüm bağlaçlar önceki ve sonraki cümleden ayrı yazılır.
  • Bazı bağlaçların yerine noktalama işaretleri de kullanılabilmektedir.

Ünlem Konu Anlatım

Ünlem, içerisinde seslenme, hitap ve uyarı bildiren cümle ve kelimelerden sonra kullanılır. Üzüntü, sevinç, acı, korku, hayret, heyecan, nefret, coşku vb. duyguların olduğu kelime ve cümlelerde de ünlem kullanılır.

Ünlemin Özellikleri

  • Ünlem işareti, ünlem ifade eden kelimeden sonra kullanılabileceği gibi cümle sonunda da kullanılabilmektedir.
  • Ünlem, parantez içerisinde de kullanılabilir. Parantez içerisinde (!) kullanılan ünlem, alay eme, küçümseme, kinaye gibi anlamlar ifade eder.

6. Sınıf Edat Bağlaç Ünlem Konu Anlatımı

Edat, bağlaç ve ünlem konu anlatımları özellikle 6.sınıfta detaylı bir şekilde öğretilmektedir. 6. sınıf edat bağlaç ve ünlem onu başlıkları müfredatta şu şekildedir:

Tek başlarına kullanılan edatlar: üzere, diye, denli, için, gibi, kadar, sadece, değil, mi

"e" hal ekiyle kullanılan edatlar: e doğru, e karşı, e kadar, e rağmen, e dek, e değin, e dair, e karşın, e göre

"den" hal ekiyle kullanılan edatlar: den beri, den dolayı, den önce, den sonra, den itibaren, den başka, den evvel, den ötürü, den yana

"da/de" bağlacı

"ki" bağlacı

Edat ve Bağlaçlarda Dikkat Edilmesi Gerekenler

  • Edat olarak kullanılan sözcükler cümle içerisinde sıfat, isim gibi farklı görevlerde kullanılabilir.
  • Yalnız, ancak, tek ve bir sözcükleri "sadece" anlamında kullanılırsa edat olur.
  • "İle" edat ve bağlacı karıştırılmamalıdır. Eğer cümle içerisinde "ile" yerine ve getirilebilirse bağlaçi getirilemezse edat olur.
  • Bağlaçlardan önce ve sonra noktalama işareti kullanılmaz.
  • Bağlaç olan de/da her zaman ayrı yazılır. Birleşik yazılan de ve da edattır.
  • Bağlaç olan de ve da hiçbir zaman te ve ta şeklinde yazılmaz.
  • Bağlaç olan de ve da kesme işareti ile ayrılmaz.

Edat Bağlaç ve Ünlem Örnekleri

  • Teyze ile halası geldi. (Bağlaç)
  • Annem, babam ile birlikte geldi. (Edat)
  • Bahçeye kiraz ve vişne ağacı ektiler.( Edat)
  • Eyvah! Yangın çıktı. /Eyvah, yangın çıktı!
  • Seni de aramızda görmekten mutluyuz. (Bağlaç)
  • Elbisen bende kalabilir mi? (Ek)
  • Senin gibi olmak en büyük hayaliydi. (Edat)

Edat (İlgeç), Bağlaç ve Ünlem

Edatlar (İlgeç)

Tek başına bir anlamı olmayan, cümle içinde başka sözcüklerle birlikte bir anlam kazanan kelimelere &#;edat&#; denir. Edat türünde kelimeler, kavramlar arasında çeşitli anlam ilgileri kurmaya yarar ve anlamları da bu ilgiler ışığında ortaya çıkar.

Örneğin &#;kadar&#; tek başına anlamı olan bir kelime değildir. Bu kelime,

Ovada yüz kadar izci çadırı vardı.

cümlesinde bir anlam değeri kazanmıştır. Burada “kadar&#; kelimesi, “yüz&#; sözcüğüyle etkileşime girerek cümleye “civarında, yaklaşık&#; anlamını kazandırmıştır. Demek ki &#;kadar&#; kelimesi, bir edattır. Türkçede en yaygın kullanılan edatlar şunlardır:

GİBİ

Türk edebiyatında benzetmenin ayrı bir yeri vardır. Gerek şiirlerde gerekse roman, hikâye vb. yazı türlerinde benzetmeye başvurulur. Bu başvuru sırasında da en sık yararlanılan kelime &#;gibi&#; edatıdır. Bu bağlamda &#;gibi&#; sözcüğü için “benzetme edatı&#; ifadesini kullanmak mümkündür. &#;Gibi&#; sözcüğü benzetmenin yanında başka anlam ilgileri de kurar.

dizelerinde “gibi” sözcüğü de tek başına bir anlam taşımaz. Ancak yukarıdaki dizelerde “ana sütü&#; sözüyle bir söz öbeği oluşturacak biçimde kullanılmıştır. Buradan da &#;türküler&#;in “ana sütü&#;ne benzetildiğini anlıyoruz.

Kız Kulesi, Boğaz&#;ın maviliklerinde bir biblo gibi duruyordu.
cümlesinde de “gibi” edatı benzetme ilgisi kurmuştur. “Kız Kulesi&#;, &#;biblo&#;ya benzetilmiştir.

Babam, haberi aldığı gibi yola çıktı.
cümlesinde “gibi” edatı &#;haber almak&#; sözüyle etkileşime girerek “o anda, tam o sırada&#; anlamını kazanmıştır.

Yarın saat gibi tiyatronun önünde buluşuruz.
cümlesinde “civarında&#; anlam ilgisini kurmuştur.

Sen anlatınca filmi seyretmiş gibi oldum.
cümlesinde &#;gibi&#; edatı yakınlık ilgisi kurmuştur. Yani gerçekleşmemiş bir yargıyı gerçekleşmiş gibi göstermiştir.

SANKİ

Bu da bir benzetme edatıdır. Ancak şunu belirtmeliyiz ki &#;gibi&#; edatında açık bir benzetme söz konusudur, &#;sanki&#; edatıyla yapılan benzetmeler biraz örtülü ve kapalıdır. Bunun yanında alaysamalı anlatımlarda da “sanki&#; edatı kullanılabilir.

Çocuk, sanki babası, görsen şaşırırsın.
cümlesinde “sanki&#; edatı benzetme ilgisi kurmuştur.

Bülbüller öter sanki güllerin arasında.
cümlesinde “sanki&#; edatı yine benzetme ilgisi kurmuştur ancak bu, kapalı bir benzetmedir. Sözü söyleyen kişi, bir benzetme yapmıştır ancak bundan emin değildir. Bu yönüyle &#;sanki&#; edatının kullanıldığı cümlelerde gizli birtahmin de olabilir.

KADAR

Cümle içinde benzetme, karşılaştırma vb. anlam ilgileri kuran bir edattır.

Yaşadığı yer, han kadar genişti.
cümlesinde &#;kadar&#; sözcüğü &#;han&#; kelimesiyle birlikte “han kadar&#; söz öbeğini oluşturmuş ve benzetme ilgisi kurmuştur. Söz konusu kişinin yaşadığı yer &#;han&#;a benzetilmiştir.

Antalya da güzel bir kent ancak İstanbul kadar etkileyici değil.
cümlesinde &#;kadar&#; edatı karşılaştırma ilgisi kurmuştur. Antalya ile Istanbul etkileyicilik yönünden karşılaştırılmıştır.

Sabaha kadar gözüme uyku girmedi.
cümlesinde &#;süre, zaman&#; anlam ilgisi kurmuştur.

“Kadar” edatı,

Sağolun, kahvenizi içmiş kadar olduk.
cümlesinde &#;yakınlık&#; (eylemin gerçekleşmesine yaklaşma) anlam değerini,

Ben de onun kadar güçlüyüm.
cümlesinde &#;ölçü, miktar&#; anlam değerini,

Ağacın dalında on kadar serçe vardı.
cümlesinde “yaklaşık, civarında&#; anlam değerini kazanmıştır.

İLE

Cümlede genellikle &#;beraberlik, vasıta, durum&#; ilgisi kuran bir edattır. Başındaki ünlüsü genellikle düşer ve kendinden önceki sözcüğe &#;-la, -le&#; biçiminde eklenir. Ünlüyle biten sözcüklere ise “-yla, -yle&#; şeklinde gelir.

Bu konuyu başkan ile konuşması gerekiyormuş.
cümlesinde “ile&#; edatı beraberlik ilgisi kurmuştur. “Kiminle konuşması gerekiyormuş?&#; sorusunu yönelttiğimizde “başkan ile&#; cevabını alırız.

Tabloda kağnıyla giden bir köylü vardı.
cümlesinde &#;ile&#; edatı &#;vasıta, araç&#; ilgisi kurmuştur. “Ne ile giden?&#; sorusunu sorduğumuzda &#;kağnıyla&#; cevabını alıyoruz. Ayrıca &#;ile&#; edatının başındaki ünlü düşmüştür. &#;Kağnı&#; kelimesinin sonunda ünlü olduğu için edat “-yla&#; biçiminde eklenmiştir.

Taşlık alanı tarla yapabilmek için yıllar yılı sabırla çalıştı.
cümlesinde &#;ile&#; edatı başındaki ünlüyü yitirerek &#;sabır&#; sözcüğüne &#;-la&#; şeklinde eklenmiştir. Cümlede &#;Nasıl çalıştı?&#; sorusuna cevap verdiğinden &#;durum&#; ilgisi kurmuştur.

Yağmurun başlamasıyla insanlar evlerine çekildi.
cümlesinde “ile&#; edatı, “başlamasr” sözcüğüne &#;-yla&#; biçiminde eklenmiştir. Edat, cümlede neden &#; sonuç ilgisi kurmuştur. Yağmurun başlaması&#; neden, &#;insanların evlerine çekilmesi&#; ise sonuçtur.

İÇİN

Cümlede genellikle amaç-sonuç, neden-sonuç ilgisi kuran bir edattır. Bunun yanında cümleye görecelik anlamı da katar.

Konsere gitmek için az önce evden çıktı.

cümlesinde “için&#; edatı, amaç ilgisi kurmuştur. Söz konusu kişinin, evden &#;konsere gitmek amacıyla&#; çıktığı anlaşılmaktadır. Zaten bu edat amaç ilgisi kuruyorsa cümleye &#;amacıyla&#; anlamı katar. Yani “için&#; sözcüğünün yerine &#;amacıyla&#; sözcüğü geliyor ve anlam bozulmuyorsa orada amaç ilgisi var demektir. Yukarıdaki örnekte bunu yaptığımızda cümlenin anlamının bozulmadığını görürüz.

Yüksek sesle konuştuğu için yanındakiler ona kızdı.

cümlesinde &#;için&#; edatı &#;neden-sonuç&#; ilgisi kurmuştur. &#;Niye kızdı?&#; sorusunu yönelttiğimizde &#;Yüksek sesle konuştuğu için&#; cevanı alırız. Demek ki &#;yüksek sesle konuşma&#; neden, &#;yanındakilerin ona kızması&#;&#; ise sonuçtur.

“için&#; edatı,

Benim için bu tablonun bir değeri yok.
cümlesinde “görecelik, bana göre&#;,

O adam için neler söylenmedi ki&#;
cümlesinde “hakkında”,

Neler yapmadık şu vatan için
dizesinde &#;uğruna&#;,

Böyle etkinlikler tam senin için
cümlesinde &#;uygunluk&#; anlamında kullanılmıştır. Kelimenin bu anlamları kazanması, cümlede etkileşime girdiği sözcüklerle ilgilidir.

GÖRE

Cümleye daha çok, &#;karşılaştırma, görecelik&#; anlamı katan bir edattır. &#;Göre&#; edatı, yönelme eki (-e hâl eki) almış sözcüklerle birlikte kullanılır.

Mardin&#;in öteki kentlere göre farklı, efsunlu bir havası var.
cümlesinde &#;göre&#; edatı karşılaştırma ilgisi kurmuştur. &#;Mardin&#; ile diğer kentler karşılaştırılmıştır.

Anneme göre bilgisayar lüzumsuz bir alet.
cümlesinde “göre” edatı, &#;görecelik&#; ilgisi kurmuştur. Yani öznel bir görüşün aktarılmasına aracılık etmiştir.

YALNIZ

Cümleye &#;sadece, olsa olsa, en fazla&#; anlamını kattığı durumlarda edat görevini yüklenen bir sözcüktür.

Yalnız senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek
Bizim diyarımız da binbir baharı saklar.
dizelerindeki &#;yalnız&#; sözcüğü “sadece&#; anlamı taşımaktadır. Dizede “Sadece senin gezdiğin bahçede açmaz çiçek&#; anlamı vardır. Demek ki &#;yalnız&#; sözcüğü edat görevinde kullanılmıştır.

Bu yiyecekler bize yalnız bir hafta yeter.
cümlesinde &#;yalnız&#; sözcüğü &#;olsa olsa, en fazla&#; anlamı taşıdığı için edat görevindedir.

Beni yalnız annem anlar.
Sana yalnız üç yüz lira borç verebilirim.
cümlelerindeki “yalnız&#; sözcükleri de edat görevindedir.

ANCAK

“Yalnız&#; sözcüğü gibi, cümleye “sadece, olsa olsa, en fazla&#; anlamını kattığı durumlarda edat görevini yüklenen bir sözcüktür.

Bu parayla ancak iki bilet alabiliriz.
cümlesinde &#;ancak&#; sözcüğü &#;sadece, en fazla&#; anlamında kullanıldığı için edat görevindedir. “Ancak&#; sözcüğü yerine “sadece&#; sözcüğünü getirebiliriz.

Aradığın kitabı ancak Sahaflarda bulabilirsin.
Kadın, ancak müdür beyle görüşeceğini söyledi.
cümlelerindeki “ancak&#; sözcükleri de “sadece, olsa olsa&#; anlamını taşıdığı için edat görevinde kullanılmıştır.

ÜZERE

Cümlede &#;amaç&#; ya da &#;koşul&#; ilgisi kurmaya yarayan bir edattır.

Masal anlatmak üzere çocuklarının odasına geçti.
cümlesinde “üzere&#; ilgeci &#;amaç&#; ilgisi kurmuştur. Cümlede &#;masal anlatmak amacıyla&#; anlamı vardır.

Kitabı yarın geri getirmek üzere alabilirsin.
cümlesinde &#;üzere&#; edatı, “koşul&#; ilgisi kurmuştur. Cümlede “geri getirmek koşuluyla&#; anlamı vardır.

Acele edin, vapur kalkmak üzere.
cümlesinde “üzere&#; edatı &#;neredeyse&#; anlamını katmıştır.

Bildiğiniz üzere bu yol trafiğe kapatıldı.
cümlesinde “üzere&#; kelimesi, &#;gibi&#; edatının yerine kullanılmıştır. Cümlede “bildiğiniz gibi&#; anlamı vardır.

KARŞI

Cümleye yer-yön, zaman ilgisi katan bir edattır. “Karşı&#; edatı, yönelme eki (-e hâl eki) almış sözcüklerle birlikte kullanılır.

Tekne, rüzgâra karşı ilerlemekte zorlanıyordu.
cümlesinde “Karşı&#; edatı, yön ilgisi kurmuştur.

Mahalle sakinleri, sabaha karşı büyük bir gürültüyle sokağa fırlamış.
cümlesinde &#;karşı&#; edatı zaman ilgisi kurmuştur.

DOĞRU

Bu da &#;karşı&#; edatı gibi, cümleye yer-yön, zaman anlamı katar. &#;Doğru&#; edatı da yönelme eki (-e hâl eki) almış sözcüklerle birlikte kullanılır.

Gençler, iskeleye doğru koşarak gitti.
cümlesinde “doğru&#; edatı, yer-yön ilgisi kurmuştur.

Öğleye doğru, iyiden iyiye acıktığını hissetti.
cümlesinde “doğru&#; edatı, zaman ilgisi kurmuştur. &#;Öğleye doğru&#; edat öbeği, &#;Ne zaman?&#; sorusunun cevabıdır.

DEĞİL

Olumsuzluk bildiren bir edattır. Cümleye olumsuzluk anlamı katılacak durumlarda kullanılır.

Bu direniş çetin değil, haşin yürek burkucuydu.
cümlesindeki &#;değil&#; edatları olumsuzluk belirtmek için kullanılmıştır.

Türkçede bunların dışında da edatlar vardır. Bu edatları birer örnekle gösterelim.

Bağlaçlar

Ve Bağlacı

De Bağlacı

Ki Bağlacı

İle Bağlacı

Fakat, Lakin Bağlacı

Ancak Bağlacı

Nitekim Bağlacı

Çünkü, Zira Bağlacı

Oysa, Oysaki Halbuki Bağlaçları

Veya, Ya da Bağlaçları

Ne &#; Ne Bağlacı

Ya &#; Ya Bağlacı

Hem &#; Hem Bağlacı

Ünlem


EDAT (İLGEÇ)
 
Kendi başına bir anlamı olmayan, diğer söz ve söz gruplarıyla kullanıldığında anlam kazanan sözcüklerdir. Edatlar; farklı tür ve görevdeki kelime, kelime grupları arasında anlam ilgisi kurar. Bu anlam ilgisi kendisinden önceki ve sonraki kelime, kelime grupları arasındadır.
 
Türkçede kullanılan başlıca edatlar: "ile, için, kadar, gibi, ancak, göre, rağmen, sadece, başka, yalnız, üzere, dek, karşı, sonra, sanki, sıra, ötürü, öte, doğru, denli, dolayı, diye, değin, dair, değil, evvel, beri, gayri, bir, tek, karşın&#;"
 
Türkçede en çok kullanılan edatlar şunlardır:

"İLE" EDATI
 
"Birliktelik, araç-gereç, zaman, neden-sonuç ve durum" anlamlarıyla sözleri veya öbekleri bağlar. "-i" sesinin düşmesiyle "-le, -la" şeklinde sözcükle bitişik de yazılabilir.
 
Örnek
 
Esra ile Ankara'ya gidecek. (birliktelik)
 
Kardeşine hasret ile sarıldı. (durum)
 
Kâğıdı makas ile kesti. (araç-gereç)
 
Amcamlar uçakla gelecekler. (araç, vasıta)
 
Yolun kapanmasıyla kazalar meydana geldi. (neden-sonuç)
 
Baharla beraber hepimiz kırlara açılacağız. (zaman)
 
Uyarı: "ile" edatı ve "ile" bağlacını karıştırmamak gerekir. "İle" bağlaç olarak kullanıldığı zaman yerine "ve" bağlacı gelebilir; edat olduğunda gelmez.
 
Örnek
 
Silah ile ava çıktılar. (edat)
 
Yukarıdaki cümlede geçen "ile" sözcüğünün yerine "ve" bağlacı gelemez. Geldiği zaman cümle anlamsız olur. Şöyle ki: "Silah ve ava çıktılar." şekline dönüşür.
 
Hasan ile Hüseyin bize geldiler. (bağlaç)
 
Cümledeki "ile" sözcüğünün yerine "ve" bağlacı gelebilir. Cümle: "Hasan ve Hüseyin bize geldiler." şekline dönüşür ki bu da dil bilgisi açısından doğru bir cümledir.
 
"İÇİN" EDATI
 
"Amaç, neden-sonuç, görecelik, hakkında, aitlik, özgülük, uğruna, yolunda" anlamlarıyla sözleri ve öbekleri birbirine bağlar.
 
Örnek
 
Seni görmek için gelecek. (amaç)
 
Seni evde bulamadığı için okula gelmiş. (neden-sonuç)
 
Bu iş için Mustafa'ya kaç lira verdin? (karşılık)
 
Nihal benim için apayrı bir öğrenciydi. (göre/ görecelik)
 
Ahmet için iyi konuşmuyorlar. (hakkında)
 
Bütün bu hazırlıklar misafirler için yapıldı. (aitlik)
 
Vatan için her şeyini feda edebilecek biriydi. (uğruna, yolunda)
 
"KADAR" EDATI
 
"Karşılaştırma, eşitlik, benzerlik, ölçü, yaklaşıklık, zaman" gibi anlamlarla sözleri ve söz öbeklerini bağlar. Yönelme hâl ekiyle (-e, -a) kullanılır. Yani "-e kadar" şeklinde cümlede yer alır.
 
Örnek
 
Bin kadar kişi mitinge gidiyordu. (aşağı yukarı)
 
Cennet kadar güzel bir şehirdir. (ölçüsünde)
 
Akşama kadar annesini beklemiş. (zaman)
 
Elma kadar büyüklükte dolu yağıyordu. (eşitlik)
 
Sınavlara Mustafa kadar çalışmamış. (karşılaştırma)
 
Tilki kadar kurnaz bir öğrenciydi. (ölçü, derece)
 
Dolu taneleri elma kadar vardı. (benzerlik)
 
Bidonu ağzına kadar doldurmuştu. (ölçü)
 
Uyarılar
 
1. "Kadar" edatı birlikte kullanıldığı sözcükle ad, sıfat veya zarf oluşturabilir.
 
Örnek
 
Şu kadarını ilk kez görüyorum. (isim)
 
Fındık kadar boyu vardı. (sıfat)
 
Bilmiş kadar sevindik. (zarf)
 
2. "Kadar" sözcüğü isim tamlamalarında "tamlanan" görevinde kullanılabilir.
 
Örnek
 
Çaresizliğin bu kadarını yaşamadık.
 
3. Dilimizde "kadar" edatının yerine "dek, değin, denli" edatları da kullanılır.
 
Örnek
 
Sabaha değin oturmuşlar.
 
Eve dek senin izini sürmüş.
 
denli sinirliydi ki sinirlendiği zaman duvarlar titrerdi.
 
"GİBİ" EDATI
 
"Benzetme, eşitlik, çabukluk, olasılık, karşılaştırma" anlamlarıyla sözleri ve söz öbeklerini birbirine bağlayan bir edattır.
 
Örnek
 
Kuş gibi hafif bir yüreğe sahipti. (benzetme)
 
Furkan gibi güzel top oynardı. (eşitlik)
 
Dersten çıktığı gibi kendini dışarı attı. (çabukluk, tezlik)
 
Su gibi aziz bir nimettir. (benzerlik)
 
Mustafa gibi Kuran-ı Kerim okuyan birini bulamazsın. (karşılaştırma)
 
Çocuğu gördüğü gibi bağırdı. (hemen, zaman geçirmeden)
 
Öğretmenimiz bugün derse gelmeyecek gibi. (tahmin, ihtimal)
 
Ona her zaman adam gibi muamele ederdik. (yakışır, şeklinde)
 
Bir an onu sever gibi oldum. (yaklaşma)
 
Maç dokuz gibi başlar. (civarında)
 
"ANCAK" EDATI
 
"Miktar, yalnız, sadece, olsa olsa, sınırlandırma, ihtimal" anlamlarıyla sözleri veya söz öbeklerini birbirine bağlar.
 
Örnek
 
Bu soğukta ancak yarım saat durabilirim. (en fazla)
 
Mustafa'yı ancak sen anlarsın. (yalnız, sadece)
 
Bu gidişle ancak sabah gideriz. (ihtimal)
 
Bu ev ancak yüz lira eder. (olsa olsa)
 
Uyarı: "Ancak" sözcüğü, cümle içinde farklı görevlerde kullanılabilir.
 
Örnek
 
Bizimkiler ancak akşam buraya gelirler. (edat)
 
Yukarıdaki cümlede geçen "ancak" sözcüğü cümleye "zaman" anlamı katmıştır. Cümlede bağlama görevinde olmadığı için edattır.
 
Çok uğraştı ancak bir türlü yapamadı. (bağlaç)
 
Yukarıdaki cümlede geçen "ancak"sözcüğü iki cümleyi bağlama görevinde kullanıldığı için bağlaç görevindedir. Yine "ancak" sözünün yerine "ama" sözcüğü gelebildiği için bağlaçtır.
 
"GÖRE" EDATI
 
"Karşılaştırma, uygunluk, yönünden, bakımından, görüş" anlamlarıyla sözleri ve söz öbeklerini birbirine bağlar. Yönelme hâl ekiyle kullanılır. Cümlede "-e göre" şeklinde bulunur.
 
Örnek
 
Yeni arabamız eskisine göre daha atiktir. (karşılaştırma)
 
Zevkime göre bir elbise bulamadım. (uygunluk)
 
Ayağını yorganına göre uzat. (ölçüsünde)
 
Söylentilere göre yakın zamanda burada deprem olabilir. (bakılırsa)
 
"SADECE" EDATI


"Sadece, tek, yalnız" anlamlarıyla sözleri ve söz öbeklerini birbirine bağlar.
Örnek


Soruyu sadece Mustafa doğru yapmıştı. (yalnız, tek)


Beni sadece o anladı o da yanlış anladı. (yalnız, tek)
 
"BAŞKA" EDATI


"Haricinde, dışında" anlamlarıyla sözleri ve söz öbeklerini bağlar. Uzaklaşma hâl ekiyle birlikte kullanılır. Yani "-den başka" şeklinde cümlelerde yer alır.
 
Örnek


Senden başka oraya giden olmamış. (haricinde, dışında)


Söylediklerini yapmaktan başka çaremiz kalmadı. (haricinde, dışında)


Not: "Başka" sözcüğü cümlelerde farklı görevlerde kullanılabilir.


Örnek


Başka derslerden ödev almak istiyordu. (sıfat)


Sizi bilmiyorum ama bize başka konuştu. (zarf)


Başkası bizim işlerimize karışmamalıdır. (isim)
 
"YALNIZ" EDATI


"Sadece, tek" anlamlarıyla sözleri ve söz öbeklerini birbirine bağlar.


Örnek

Bütün hayatını yalnız ona adadı. (sadece)

Akşamki sohbette yalnız sen yoktun. (tek, sadece)
 
Not: "Yalnız" sözcüğü cümlede farklı görevlerde bulunabilir. "Yalnız" sözcüğü yerine "ama, fakat" bağlaçları gelirse bağlaç; "sadece, tek" sözcükleri gelirse edattır. 
 
Örnek

Toplantıda yalnız sen yoktun. (edat)

Size gelirim yalnız bize orada yanlış yapmayacaksın. (bağlaç)

Yalnız adam her zamanki gibi bir yere bakıyordu. (sıfat)

O hayatın en zor günlerini yalnız yaşadı. (zarf-belirteç)

Yalnıza dağlar dayanmaz be adam! (isim)
 
"ÜZERE" EDATI

"Zamanda yakınlık, tarz, şekil, amaç, gibilik ve şart" anlamlarıyla sözcükleri birbirine bağlar.

Örnek

Mustafa eve gelmek üzere oraları düzeltin. (zaman, az kaldı)

Arkadaşlarımız oraya ulaşmak üzere. (zaman)

Konuştuğumuz üzere oraya gideceğim. (tarz, şekil)

Seni görmek üzere okula geldim. (amaç)

Geri vermek üzere kütüphanemizden bu kitabı alabilirsin. (şart)
 
"DEK" EDATI

"Yer veya yön" bildiren bir edattır. Yönelme hâl ekiyle kullanılır. Cümlelerde "-e dek" şeklinde yer alır.

Örnek

Otomobilimiz bozulunca okula dek yürümek zorunda kaldık. (yer-yön)

Ölüme dek seni unutmayacağım Leyla. (kadar)
 
"KARŞI" EDATI


"Zaman, için, yönelme, hakkında" anlamlarıyla sözleri bağlar. Yönelme hâl ekiyle birlikte kullanılır. "-e karşı" şeklinde cümlelerde yer alır.

Örnek

Bizimkiler sabaha karşı şehre varmışlar. (zaman)

Size karşı bunların ön yargıları var. (hakkında)

Sanata karşı ilgisi vardı. (yönelik, hakkında)

Not: "Karşı" sözcüğü cümlelerde farklı şekillerde yer alabilir.

Örnek

Karşı dere hep böyle akar. (sıfat)

Adamın karşısına bu şekilde çıktı. (isim)
 
"SONRA" EDATI

Uzaklaşma hâl ekiyle beraber kullanılır. Yani "-den sonra" şeklinde cümlelerde yer alır. "zaman" anlamı ön planda olan bir edattır.
 
Örnek

Öğleden sonra oraya gideceğiz.

İlkbahardan sonra bazı illerde yaşanılmaz.
 
"SANKİ" EDATI

"Benzerlik, ihtimal ve inanmama" bildirir. Benzetme edatı olarak bilinir.

Örnek

Sanki kedi bizim civcivi yemiş. (ihtimal, tahmin)

Sanki bir ejderhanın başıydı o cisim. (benzerlik)

Sanki sözümüz orada geçecek. (inanmama)
 
"ÖTÜRÜ" EDATI

Uzaklaşma hâl ekiyle birlikte kullanılır. "-den ötürü" şeklinde cümlelerde yer alır. Sözler arasına "neden-sonuç ilişkisi" kurar. 

Örnek

Başarısızlığından ötürü morali bozuktu. (neden-sonuç ilgisi)

Okulunu sevmediğinden ötürü okuluna bazen gitmek istemiyor. (neden-sonuç)
 
"DOĞRU" EDATI

Yönelme hâl eki olan "-e, -a" ekleriyle birlikte kullanılır. "-e doğru" şeklinde cümlelerde yer alır. "Yer-yön, zaman" anlamlarıyla sözleri veya söz öbeklerini birbirine bağlar.

Örnek

Yatsıya doğru oraya vardık. (zaman)

İstanbul'a doğru yola çıktılar. (yön, cihet)

Herkes parka doğru yürüyordu. (yön)

Not: "Doğru" sözcüğü cümlede isim, sıfat ve zarf olarak kullanılabilir.

Örnek

Doğru sözlü bir insandı Muhammed. (sıfat)

Bütün ödevlerini deftere doğru yazmıştı. (zarf)

Bize doğruyu anlatmayı şiar edinmişti. (isim)
 
"DENLİ" EDATI

Sözcükleri, sözleri "derece, miktar, ölçü" anlamlarıyla birbirine bağlar.

Örnek

Sınavlarda hiçbir zaman düşük not almazdı bu denli. (miktar, kadar)

Benden o denli nefret ettiğini tahmin etmiyordum. (derece)

 
"DOLAYI" EDATI
 
Uzaklaşma hâl ekiyle birlikte kullanılır. "-den dolayı" şeklinde cümlelerde yer alır. Sözler arasında "neden-sonuç ilgisi" kurar. 

Örnek

Dik kafalı olmasından dolayı sık sık azarlanır. (neden-sonuç)

Okuldan erken ayrılmasından dolayı azar işitti. (neden-sonuç)

"DİYE" EDATI

Sözleri ve söz öbeklerini "neden-sonuç ve koşul-şart" anlamlarıyla birbirine bağlar.

Örnek

Onları göreyim diye dışarı çıktı. (amacıyla)

Mustafa üzülecek diye öğretmen notunu söylemiyor. (neden-sonuç)
 
"DEĞİN" EDATI
 
"Yer-yön ve zaman" anlamlarıyla sözleri ve öbekleri bağlar. Yönelme hâl ekiyle birlikte kullanılır. Yani cümlelerde "-e değin" şeklinde yer alır.

Örnek

Öğlene değin o şehre ulaştık. (zaman)

Okula değin cadde ağaçlarla kaplıydı. (yer)
 
"RAĞMEN" EDATI

"Tersine olarak, aksi, karşın" anlamlarıyla sözleri ve öbekleri bağlar. Yönelme hâl ekiyle kullanılır. Yani "-e rağmen" şeklinde cümlelerde yer alır.

Örnek

Parasızlığına rağmen şikâyet etmiyordu. (tersine olarak)

Çok çalışmasına rağmen istediği yeri kazanamadı. (karşın)
 
"EVVEL" EDATI

Zaman bildiren bir edattır. Uzaklaşma hâl ekiyle birlikte kullanılır. "-den evvel" şeklinde cümlelerde yer alır.

Örnek

Sizden evvel onlar buraya geldiler. (zaman)

Her şeyden evvel o işi bitirmeliyiz. (zaman)

Okula gitmeden evvel ödevlerini yap. (zaman)
 
"KARŞIN" EDATI

"Karşıtlık, tersine olarak" anlamlarıyla sözleri ve öbekleri bağlar. Yönelme hâl ekiyle birlikte kullanılır. Yani "-e karşın" şeklinde cümlelerde yer alır.
 
Örnek

Bütün çabalarımıza karşın kötü alışkanlıkları terk etmedi. (karşıtlık)

Her şeyi bilmesine karşın susmuş, konuşmuyor. (karşıtlık)

Doğruyu bilmesine karşın yanlışta ısrar ediyor. (karşıtlık) 
 
"BERİ" EDATI

Uzaklaşma hâl ekiyle (-den) birlikte kullanılır. Yani "-den beri" şeklinde cümlelerde yer alır. Eylemlerin başlangıcını ve zamanını belirtir.

Örnek

Akşamdan beri yağmur yağıyor. (zaman)

Sabahtan beri bu okulda gürültü eksik olmadı. (zaman)

Asırlardan beri atalarımız Anadolu'yu vatan eylemiş. (süreç, zaman)

Not: "Beri" kelimesi cümlelerde isim, sıfat ve zarf görevinde kullanılabilir.

Örnek

Beri yol daha düzgün görünüyor. (sıfat)

Biraz beri git de rahat edelim. (zarf)

Yolun berisinde bir ark vardı. (isim)
 
"GAYRI" EDATI


"Başka, başkalık" anlamlarıyla sözleri ve öbekleri bağlar. Uzaklaşma hâl ekiyle beraber kullanılır. Yani "-den gayrı" şeklinde cümlelerde yer alır.

Örnek

Senden gayrı kimse sevmedim. (başka)

Bu evden gayrı ev istemem. (başka)
 
"BİR" EDATI

"Yalnız, sadece" anlamlarıyla sözleri ve öbekleri bağlar.

Örnek

Hastanedeyken beni bir sen aramadın. (sadece)

Okulun, bir sabahları erken başlamasını sevmedim. (yalnız)

Uyarı: "Bir" sözcüğü cümlelerde farklı görevlerde de kullanılır.

Örnek

Bir günde bütün işlerini bitirdi. (sıfat)

Öğrencinin biri sürekli kitap okurmuş. (isim)
 
"TEK" EDATI

"Sadece, yalnız" anlamlarıyla sözleri ve öbekleri birbirine bağlar. Edat olabilmesi için sözcükler arasına "sadece" anlamını katması gerekir.

Örnek

Tek sen mi derse geç kalmışsın? (sadece, yalnız)

Soruyu herkesin içinde tek o bildi. (sadece, yalnız)
 
Edatlar ile ilgili Önemli Uyarılar

Edatlar iyelik eki aldıkları zaman isim olur.

Örnek

Evin karşısında bir iş yeri açılmış.

Herkes işin doğrusunu merak ediyor.

Edatlar, cümlelerde bazen yalnız bazen de başka sözcüklerle öbekleşerek yüklem, tümleç ve nesne olabilir.

Örnek

Futbolcular, aslanlar gibi oynadılar. (zarf tümleci)

O sabah hepimiz çocuklar gibiydik. (yüklem)

Bu kadarını bizim Mustafa yapabilir. (belirtili nesne)

Edatlar, cümledeki diğer sözcüklerle beraber sıfat ya da zarf öbeği oluşturabilir. Tek başlarına kullanılamaz.

Örnek

Buz gibi su içerdi her sabah. (sıfat öbeği)

Mustafa herkes kadar çalışmıyordu derslerine. (zarf öbeği)
 
BAĞLAÇ


  • Kendi başına bir anlamı olmayan, cümlede eş görevli söz ya da söz öbeklerini bazen de cümleleri birbirine bağlayan sözcük veya söz öbekleridir. 
  • Bağlaçlar, cümlede öğe görevinde bulunmaz.
  • Bağlaçların kendi başlarına bir anlamı yoktur. Geldikleri cümlelerin çeşitli bölümleri arasında anlam ve biçim açısından bağlantı kurar.
  • Cümlelerdeki sıralama ve anlatım bütünlüğü bağlaçlar sayesinde sağlanır.
  • Cümle içerisinde birbirine bağladıkları sözlerin görevlerinde bir değişime neden olmazlar.
  • Bağlaçlar, cümleden çıkarıldıkları zaman cümlenin anlamında değişme olsa da bozulma olmaz.
  • Bağlaçların yerine noktalama işaretleri kullanılabilir.
  • "ile" bağlacı hariç bağlaçlar kendisinden önceki ve sonraki sözlerden ayrı yazılır. Bağlaca benzeyen bitişik yazımlar bağlaç değil ektir.
  • Rabıt edatları olarak da bilinir.
 
Başlıcaları şunlardır:
 
ve, veya, ile, ama, de (da) ancak, belki, çünkü, eğer, hâlbuki, hiç değilse, ise, ki, lâkin, meğer, nasıl ki, öyle, öyle ki, sanki, şu var ki, üstelik, ya da, fakat, yalnız, oysa, oysaki, zira, madem, mademki, veyahut, yahut, şayet, öyleyse, o halde, kısacası, demek ki, nitekim, yoksa, ne ne, ya&#; ya, gerek&#; gerek, ha&#; ha, hem hem, ister&#; ister, olsun&#; olsun, kâh&#; kâh, de&#; de, hatta, ayrıca, yine, açıkçası, bile, dahi, hele, ne var ki, ne yazık ki, yeter ki, yani&#;
 
BAĞLAÇ ÇEŞİTLERİ
 
1. Sıralama Bağlaçları
 
"VE" BAĞLACI
 
Kelimeleri, kelime gruplarını, isim ve sıfat tamlamalarını, cümlenin çeşitli öğelerini birbirine bağlar.

Örnek

Mustafa ve Büşra geçen yazın evlenmişler.
(özneleri bağlamış)

Bizi seviyor ve bize değer verdiğini hissettirmeye çalışıyordu. 

(cümleleri bağlamış)

Bir gül ve bir çiçek alıp eve doğru gitti.
(sıfat tamlamalarını bağlamış)

Çalışkan ve dürüst insanları herkes sever.
(sıfatları bağlamış)

Beni, seni ve Mustafa'yı yemeğe davet etmiş.
(belirtili nesneleri bağlamış)

Bakkaldan gazete ve ekmek aldı.
(belirtisiz nesneleri bağlamış)
 
Not: "ve" bağlacından önce ve sonra kesinlikle herhangi bir noktalama işareti konulmaz. Bazı şiirlerde bu kullanıma rastlanılsa da bu bir yazım yanlışıdır.
 
 2. Eşdeğerlik Bağlaçları

"VEYA, YA DA, YAHUT, VEYAHUT" BAĞLAÇLARI
 
Aynı değer ifade eden kelime, kelime grupları ve cümleler arasında birinin tercih edilmesi durumunda kullanılır. Yani iki seçenekli ifadelerde kullanılır.

Örnek

Çabucak eve gelsin veya hemen okula gitsin.
(cümleleri bağlamış)

Çocuğuma bu yazın bisiklet veya motosiklet almayı düşünüyorum. (nesneleri bağlamış)

Bu akşam veya yarın akşam oraya gidelim.
(sıfat tamlamalarını bağlamış)

İstanbul'a ya da Ankara'ya bilet alabilirim.
(dolaylı tümleçleri bağlamış)

Annen yahut baban derhal beni bulsun. (özneleri bağlamış)
 
 3. Karşılaştırma Bağlaçları

"YA YA" BAĞLACI
 
En az iki seçenek söz konusu olduğunda kullanılır. Genellikle birbirine tezat teşkil eden durumlarda "ya&#; ya" bağlacına başvurulur. Bağlantı kurduğu öğeler arasında "seçme, üstün tutma" anlamları katar.

Örnek

Ya okula ya işe gitmeli kişi. (tümleçleri)

Yarınki maçta ya Mustafa'yı ya Furkan'ı destekle. (nesneleri)

Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin. (cümleleri)

Sen sabah ya okulun bahçesini ya salonun koridorunu temizleyeceksin. (isim tamlamasını)

Oraya ya Ali ya Ayşe hemen gitsin. (özneleri) 
 
"NE NE" BAĞLACI

Cümleye olumsuzluk anlamı katan bağlaç; aynı zamanda eş görevli sözcükleri, sözcük gruplarını, isim ve sıfat tamlamalarını, cümleleri ve cümlenin öğelerini birbirine bağlar.
 
Örnek
 
Ne şiş yansın ne kebap. (özneleri)
 
Ne fiziği ne müziği başarmışsın. (nesneleri)
 
Ne sinemaya ne tiyatroya gitmiş. (tümleçleri)
 
Ne okula gitmiş ne sinemaya gitmiş. (cümleleri)
 
O, olayda ne ağladı ne güldü. (yüklemleri)
Ne bizi anlayan ne soran var. (olumsuzluk)
 
Not: "Ne&#; ne" bağlacı, sıfat ve zarfların önüne geldiğinde zarf görevinde kullanıldığı zaman bağlaç olmaktan çıkar.

Örnek

Ne güzel ne güzel bir beldedir o belde. (zarf-belirteç)
 
"HEM&#; HEM" BAĞLACI
 
Görevdeş öğeleri, "birlikte olma, eşitlik" anlamlarıyla bağlar. Bazen zıt unsurları da bağlayabilir.
 
Örnek
 
Hem ders çalışıyor hem müzik dinliyor. (nesneleri)
 
Hem nalına hem mıhına vuruyor. (tümleçleri)
 
Hem zengin olmak istiyor hem akşama kadar yatıyor. (zıt unsurları)
 
Hem okula gidiyor hem ailesinin geçimini sağlıyor. (cümleleri)
 
Hem eski hem yeni okulunu ziyaret edecek. (sıfatları)
  
"DE DE" BAĞLACI


Cümlenin öğelerini ve cümleleri birbirine bağlar.


Örnek


Olaydan sonra evini de arabasını da satmış. (nesneleri)

Ali de Ahmet de bu olayı duymamışlardı. (özneleri)

Okula da işe de gitmemişti o hafta. (tümleçleri)

Gelmedi de gitmedi de dün akşam Semih. (cümleleri)
  
"GEREK GEREK" BAĞLACI

Cümlenin öğelerini ve cümleleri birbirine bağlar.

Örnek

Gerek Ali gerek Mustafa olanlardan çok etkilenmişlerdi. (özneleri)

Gerek Osmanlıları gerek Selçukluları anlamak için çok okumak gerekir. (nesneleri)

Gerek bize gerek size bir ön yargıları olmalı. (tümleçleri)
 
"OLSUN&#; OLSUN" BAĞLACI 
 
Aynı görevdeki sözcükleri "eşitlik, birleştirme, seçme" anlam ilgisiyle birbirine bağlar.
 
Örnek
 
Edebiyat olsun Türkçe olsun her zaman çalışırdı. (nesneleri)
 
Öğretmeni olsun arkadaşı olsun ona yanlış yapmışlar. (özneleri)
 
Evdeki kişilere olsun dışarıdaki kişilere olsun mesafeli dururdu. (tümleçleri)
 
KÂH KÂH BAĞLACI

Cümlenin öğelerini, tamlamaları ya da cümleleri birbirine bağlar.

Örnek

Kâh ağladık kâh güldük bu garip dünyada. (cümleleri)

Kâh okuluna kâh evine uğramaz olurdu. (tümleçleri)

Kâh arkadaşlarını kâh kardeşlerini üzerdi. (nesneleri)

Kâh Muhammed Furkan kâh Barış güreşi kazanırdı. (özneleri)

Kâh sınıfın kapısını kâh bahçenin kapısını kırardı. (isim tamlamalarını)

Kâh güzel bir çehreye kâh güzel bir güle vurulurdu. (sıfat tamlamalarını)
  
HA HA" BAĞLACI

Öğeleri ya da cümleleri birbirine bağlar.

Örnek

Ha Karacaoğlan ha Dadaloğlu'nun yazılarını okudun, fark etmez. (özneleri)
 
Ha geldin ha gelmedin, biz gideceğiz. (cümleleri)
 
Ha kuşa ha kurda yem oldun, neticede gidiyorsun. (tümleçleri)
 
Ha bizi vurmuşlar ha sizi vurmuşlar, ne fark eder? (nesneleri)
 
4. Karşıtlık Bağlaçları

"AMA" BAĞLACI
 
Cümleler arasında karşıtlık ilgisi kurar. Cümlelere koşul ve pekiştirme anlamı da katar.
 
Örnek
 
Derse girmiş, ama dersi dinleyememiş. (karşıtlık)

Maça hırslı çıkmışlar ama maçı kaybetmişler. (karşıtlık)

Okula gidebilirsin ama zamanında ev döneceksin. (şart-koşul)

Delikanlı ama delikanlı bir gençti Furkan. (pekiştirme)
 
Not: "ama" bağlacı cümlede farklı görevler üstlenir. Genellikle cümleleri bağlar.

Örnek

Okula gelmiş ama derse girmeden eve dönmüş. (cümleleri)

Annesini çok seviyor ama bir türlü ona gidemiyor. (cümleleri)
 
"FAKAT" BAĞLACI
 
Cümlelere karşıtlık anlamı kazandıran bağlaçtır. Genellikle cümleleri bağlama görevi üstlenir. Bazen cümlelere koşul anlamı da katar.

Örnek

Onu her yerde aradı fakat bulamadı. (karşıtlık)

Her nimetten tadın fakat onları asla israf etmeyin. (şart-koşul)

"LÂKİN" BAĞLACI
 
Cümlelere karşıtlık anlamı kazandıran bağlaçtır. Genellikle cümleleri bağlama görevi üstlenir. Bazen cümlelere koşul anlamı da katar.

Örnek

Ders zili çalmış lâkin öğrencilerin çoğu dışarıda. (karşıtlık)
 
Sizi seviyorum lâkin karşılığını göremiyorum. (karşıtlık)
 
Maç bitti lâkin hakem hâlâ maçı oynatıyor. (karşıtlık)
 
"YALNIZ" BAĞLACI
 
Cümlelere karşıtlık ve koşul anlamları kazandıran bir bağlaçtır. Genellikle cümleleri bağlama görevi üstlenir.

Örnek

Dünyamı ona açtım yalnız oralı olmadı. (karşıtlık)

Seni sinemaya götürürüm yalnız ödevlerini zamanında bitirirsen. (şart-koşul)
 
Uyarı: "Yalnız" sözcüğü cümlede niteleme sıfatı, edat, zarf, bağlaç, isim görevlerinde kullanılabilir. Bir isimden önce gelip onu nitelerse niteleme sıfatı, fiillin durumunu belirtirse durum zarfı, "fakat, ama" anlamlarında kullanılırsa bağlaç, "sadece, bir, tek" anlamlarında kullanılırsa edattır.

Örnek

Bu konuyu saatlerce anlattım yalnız o anladı. (sadece anlamında/edat)

Bu konuyu saatlerce anlattım yalnız kimse anlamadı. (fakat, ama/bağlaç)

Yalnız bir gün yaşanmamış bir gündür. (niteleme sıfatı)

Yalnız çocuklar sosyal açıdan zayıf çocuklardır. (niteleme sıfatı)

O, dünyaya yalnız geldi, yalnız gitti. (durum zarfı)

Bir yalnızı hayal edin, hayatın o zaman kıymetini anlarsınız. (isim)

Kafam çok dinlendi çünkü evde yalnızdım. (isim)
 
"ANCAK" BAĞLACI
 
Aralarında zıtlık bulunan iki ayrı ifadeyi, cümleyi birbirine bağlar. Bazen cümlelere koşul anlamı da katar.

Örnek

Akşama kadar onu aradık ancak bir türlü bulamadık. (karşıtlık)
 
Seni yanıma alırım ancak önce çalışıp biraz para biriktirmelisin. (koşul-şart)
 
Uyarı: "Ancak" kelimesi fiili durum açısından tamamlarsa zarf; "sadece, yalnız" anlamlarında kullanılırsa edat; "ama, fakat" anlamlarında kullanılırsa bağlaç olur. Bu anlamları cümlelerdeki kullanımı belirler.

Örnek

Bunu ancak bizim Osman başarır.
("Sadece, yalnız" anlamında olduğu için edattır.)

Bunu yazarım ancak sen de yardım edeceksin.
(Şart anlamı kattığı için bağlaçtır.)

Toplantıya erken çıkmasına karşın ancak yetişir.
(Fiilin durumunu belirttiğinden zarftır.)
 
"NE VAR Kİ" BAĞLACI

Aralarında zıtlık bulunan iki ayrı ifadeyi, cümleyi birbirine bağlar. Bazen cümlelere koşul anlamı da katar.

Örnek

Çok çabaladı ne var ki istediği yeri tutturamadı. (karşıtlık)

Çalışkan bir öğrenci ne var ki davranışları bozuktur. (karşıtlık)

Dışarıya çıkabiliriz ne var ki iyi giyinmelisin. (koşul-şart)

"NE YAZIK Kİ" BAĞLACI
 
Aralarında zıtlık bulunan iki ayrı ifadeyi, cümleyi birbirine bağlar. Kötü ve acı sonla biten cümlelerde daha çok kullanılır.

Örnek

Babası çok iyiydi ne yazık ki sağlığında kıymetini bilemediler. (karşıtlık)

Okulun ortamı müsait ne yazık ki öğrenciler çalışmıyor. (karşıtlık)
 
5. Gerekçe Bağlaçları

"ÇÜNKÜ" BAĞLACI
 
Cümlede neden-sonuç ilgisi kurar. Bazen bu bağlacın yerine "zira" bağlacı da kullanılır. Cümlelere "şundan, şu sebeple" anlamlarını katar.
 
Örnek

Derslerinden hep başarısız olurdu çünkü çalışmazdı. (neden-sonuç)

Uçağı kaçırmıştı çünkü yolda kaza yapmıştı. (neden-sonuç)

Eve dönmek zorundaydı çünkü annesi onu çağırmıştı. (neden-sonuç)
 
"MADEM, MADEMKİ" BAĞLAÇLARI

Bu bağlaçlar başına geldikleri cümleyi bir sonraki cümleye bağlar.

Örnek

Mademki oraya gittiniz onu ziyaret etseydiniz. (gerekçe)

Madem okula gitmeyecektin neden erken kalktın? (gerekçe)

Madem unutacaktın neden beni çok sevdin? (gerekçe)
 
"ZİRA" BAĞLACI
 
"çünkü" anlamında olup bazen "çünkü" bağlacının yerine kullanılır. Cümlede neden-sonuç ilgisi kurar. Cümlelere "şundan, şu sebeple" anlamlarını katar.
 
Örnek
 
Çalışmamız başarılı olacak zira herkes çalışmayı sahipleniyor. (neden-sonuç)
 
Geldiğinize çok sevindi zira sizi dört gözle bekliyordu. (neden-sonuç)

Hafta sonu evine gitti zira annesini çok özlemişti. (neden-sonuç)
 
"YOKSA" BAĞLACI

Gerekçe bildiren bir bağlaçtır. Cümleye "tahmin, şart" anlamı katar.

Edat, Bağla&#;, &#;nlem &#;zellikleri Ve &#;rnekler &#;zerinden Konu Anlatımı

Haberin Devamı

Edat Bağlaç Ünlem Özellikleri

Edat Diğer adıyla ilgeç; tek başına anlam taşımayan cümle içinde anlam kazanan, sözcükleri birbirine bağlayan sözcükler arasında anlam ilgileri kuran sözcüklerdir. Edatlar genellikle bağlaçlar ile karıştırılabilir ancak edat iki sözcüğü ya da iki cümleyi birbirine bağlayan bir özellikte bulunmaz sadece cümleler ve sözcükler arası anlam ilişkileri kurma konusunda görevlidir.

Bağlaç: cümle içinde birbirine yakın olan sözcük veya sözcük gruplarını birbirine bağlayan sözcüklerdir. Aynı şekilde cümleleri de birbirine bağlamak konusunda görevli olan bağlaçlardan cümlede birden fazla ögeyi de birbirine bağlamak bağlacın görevidir. Bağlaçlar cümlede anlam düşüklüğüne yol açmaz ama anlam daralmasına yol açabilir. En sık kullanılan bağlaçlar ise; ama, fakat, lakin, ancak, ve, ile, çünkü, zira, madem, şayet, yoksa, hatta, gene, yine, meğer, yahut, veya, ya da, gibi bağlaçlardır.

Haberin Devamı

Ünlem: Duyguları ifade etmeye yarayan sözcüklerin sonuna kullanılan sözcükler olarak karşımıza çıkar. Özellikle aniden ortaya çıkan duygular ile ağızdan bir anda çıkan korku, istek, dilek, tehdit kelimeleri ünlem değeri kazanır. Seslenme ve duygu aktarımı yapar. Ünlem değeri kazanmış kelime ve sözler vurgu ve tonlama yoluyla da oluşabilir.

Örnekler Üzerinden Konu Anlatımı

Edat

Örnek:

Para kazanmak için yeni bir işe girdi.

Annesini ziyarete gidemediğinden suçluluk hissediyordu.

Senin için her şeye katlanırım.

Sınavı kazanayım diye çok çalışıyordu.

Anlaştığım üzeri herkes sözünü tutacaktın.

Bağlaç

Örnek:

Okuldan eve geldim ve oradan sinemaya gittim.

Benimki aşk değil lakin ona değer verdim.

Yanlışlıkla bir şey olmadı

Canı sıkılıyordu ki biz de kalmak istemedi.

O dergiyi sen de oku.

Pikniğe gelemedim çünkü çok hastalandım.

Ünlem

Örnek:

Eyvah! Geç kaldım!

İmdat! Boğuluyorum!

Anneciğim!

Simitçi!

Tıs! Hav! Miyav!

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir