havada bulut sait faik abasıyanık özeti / Havada Bulut Özeti, Konusu ve Karakterleri - Kitap Diyarı

Havada Bulut Sait Faik Abasıyanık Özeti

havada bulut sait faik abasıyanık özeti

Havada Bulut - Sait Faik Abasıyanık Kitap özeti, konusu ve incelemesi

Havada Bulut kimin eseri? Havada Bulut kitabının yazarı kimdir? Havada Bulut konusu ve anafikri nedir? Havada Bulut kitabı ne anlatıyor? Havada Bulut kitabının yazarı Sait Faik Abasıyanık kimdir? İşte Havada Bulut kitabı özeti, sözleri, yorumları ve incelemesi

Kitap Künyesi

Yazar:Sait Faik Abasıyanık

Yayın Evi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

İSBN:

Sayfa Sayısı:

Havada Bulut Ne Anlatıyor? Konusu, Ana Fikri, Özeti

“Hafif bir rüzgâr, köpeğin sarı tüylerini, adamın sarılı beyazlı sert saçlarını oynatıyordu.

Adamın yüzünde manalı hatlar vardı. Sevilmemişlerin, çok üzülmüşlerin, sarhoşların, bir zaman güzelken çirkinleyivermişlerin, okumuşların, hasılı iç rahatsızların yüzlerindeki ifade… (…) Gözlerinin etrafında yedi sekiz çizgi, hayatında çok güldüğünü değil, yüzünü güneşe verip mavi gözlerini kıstığını ifade ediyor dersem, inanmalısınız!

O, aynaya baktığı zaman, bu çizgilerin gülmekten değil, güneşe bakmaktan olduğunu, köpeğine söylemiştir. Bir köpeğe söylenilmiş lakırdıyı komşulardan hiçbiri işitmemiştir, denebilir mi?”

“Havada Bulut” adlı öyküden

Havada Bulut Alıntıları - Sözleri

  • İstanbul’da tifüs, memlekette zelzele, dışarıda harp, ben sana âşığım..
  • -Yani nasıl bir dünya arzuluyorsunuz¿ -Nasıl bir dünya mı¿ Haksızlıkların olmadığı bir dünya.. İnsanların hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya.. Hırsızlıkların, başkalarının hakkına tecavüz etmelerin bol bol bulunmadığı.. Pardon efendim! Bol bol bulunmadığı ne demek¿ Hiç bulunmadığı bir dünya..
  • - Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz? - Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya… İnsanların hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya… Hırsızlıkların, başkalarının hakkına tecavüz etmelerin bol bol bulunmadığı… Pardon efendim! Bol bol bulunmadığı ne demek? Hiç bulunmadığı bir dünya… Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya. Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya.
  • -Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz? -Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya İnsanların hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya Hırsızlıkların, başkalarının hakkına tecavüz etmelerin bol bol bulunmadığı Pardon efendim! Bol bol bulunmadığı ne demek? Hiç bulunmadığı bir dünya Sevilmeye layık, küçücük kızların orospu olmadığı, geceleri hacıağaların minicik kızları caddelerden yirmi beş lira pazarlıkla otellere götürmediği, her genç kızın namuslu bir delikanlı ile konuşabildiği, para için namus, ar, haya, hayatın, gece, gündüz satılamadığı bir dünya Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği,eğlenebildiği bir dünya İçinde iyi şeyler söylemeye, doğru şeyler söylemeye salahatiyle kıvranan adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya
  • Seni hâlâ nasıl seviyorum; bu bir sırdır sevgilim.
  • Fakat ben onu şimdi başka türlü görürdüm. İnsanoğlunun huylarının ta gözlerine kadar sinişine mi şaşardım, nedir¿
  • - Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz? - Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya İnsanlarının hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya İçinde iyi şeyler söylemeye, doğru şeyler söylemeye salahiyetle kıvranan bir adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya
  • “otan me hasis, tote tha me zitisis” *eksikliğimi beni kaybettiğinde anlayacaksın.
  • Ara sıra kurnazlıklarım olduysa bunları da sana daha çok yakın olmak için yaptığımın farkına varmamana imkân yok. Onları anlatmamı istemezsin elbet.. İstersen anlatayım¿
  • Çiçek açmış erikle dostluğumuz başlamıştı. Seni ne kadar sevdim erik ağacı!

Havada Bulut İncelemesi - Şahsi Yorumlar

Hafif bir rüzgâr, köpeğin sarı tüylerini, adamın sarılı beyazlı sert saçlarını oynatıyordu. Adamın yüzünde manalı hatlar vardı. Sevilmemişlerin, çok üzülmüşlerin, sarhoşların, bir zaman güzelken çirkinleyivermişlerin, okumuşların, hasılı iç rahatsızların yüzlerindeki ifade… (…) Gözlerinin etrafında yedi sekiz çizgi, hayatında çok güldüğünü değil, yüzünü güneşe verip mavi gözlerini kıstığını ifade ediyor dersem, inanmalısınız! O, aynaya baktığı zaman, bu çizgilerin gülmekten değil, güneşe bakmaktan olduğunu, köpeğine söylemiştir. Bir köpeğe söylenilmiş lakırdıyı komşulardan hiçbiri işitmemiştir, denebilir mi?” Arka kapaktan “Onu nasıl beklediğimi kimseler bilemez. Bir insan nasıl beklenir?” (S: 57) Hikayeleri hakkında ne söylenebilir ki, bize bizi en güzel yansıtan hıkayecımız yazar/Sait-Faik-Abasiyanik (Hande gunkut)

Modern Türk edebiyatında çağdaş öykücülüğün mihenk taşı adalı Sait Faik’in bir kitabını daha keyifle okudum. İstanbul’un arka sokaklarında, Rum mahallelerinde, caddelerinde, adalarda gezer hissiyatı veren sıradan insanların okuru sarıp sarmayalayan öykülerini kaleme alıyor yazar. Kitapta altını çizdiğim aşka dair, sisteme dair topluma dair önemli anektodlar. Yazar küçük insanın ağzından büyük sistem eleştirileri, ütopik hayaller haykırıyor sayfalarında. Kesinlikle okumaya değer. (Caner)

Bulutu evine götüremediğine hâlâ üzülür mü Yorgiyam Kitabın adının geçtiği yeri okuduğunuzda eminim o kısma kalbinizi bırakacaksınız. Öyle masum bir hikâyeydi işte. Onun hakkında pek bir şey demeyeceğim bu yüzden. Büyü bozulmasın Bu kitabın Sait Faik'in diğer öykülerinden farklı bir yanı var. Bu kitapta hikâye anlatmayı bir kenara bırakmış ve bir yazar olarak o hikâyeler nasıl yazılıyor bunu anlatmış Sait Faik. Bir nevi kendine, kendi yazma sürecine dışardan bakmış. Adeta bize okuduğumuz öyküler nasıl meydana çıkıyor bunun cevabını vermiş. (Misal yazarın anlatacağı şeyleri öyküde hangi kahramanın bakış açısından sunacağına dair karar verme sürecini okuyoruz bu kitabın başlarında. Önce bir köpeğin gözünden anlatacağını söylüyor daha sonra vazgeçip adamın yanına kendi gidiyor. vs. vs.) Sait Faik'in diğer kitaplarını okuduysanız şunu fark etmişsinizdir. Onun kitaplarında birkaç tane öykü bulunur ve bu öyküler birbirinden çok farklıdır. Ancak Havada Bulut diğer kitapları gibi değil. Zincire benzetebileceğimiz bir anlatım yapısı var. Öyle ki anlatım yazarın kendinde başlıyor, daha sonra posta müvezziine geçiyor, daha sonra köpekli adama, daha sonra köpekli adamın sevdiği kadına derken zincirin bir halkasından diğerine geçerek her kahramanın hikayesini biz okurlara geniş geniş anlatıyor. Bu anlamda Havada Bulut birbiri ile bağlantısı bulunan bir hikayeler zinciri aslında. Hatta bazı yerlerde bu zincirin halkaları arasındaki bağlantıyı yine yazarın kendisi oluşturuyor. Birinin hikayesini anlatırken bir anda kamerayı kendine çevirip bir zamanlar karşılaştığı başka bir hikâye ile bağlantı kurup o kişiden devam ettiriyor anlatımını. Okurken bazı yerlerde kafanız oldukça karışabilir. Çünkü bir an okuduğunuz kişinin Sait Faik mi, köpekli adam mı yoksa başka biri mi olduğunu karıştırıyorsunuz. Düğümlendiği yerde çözmek kolay değil yani. Yine de sımsıcak bir öykü. İnsanın içini ısıtıyor, yer yer huzurla dolduruyor, bazen hüzünlendiriyor, bazen kahkaha artırıyor. Hayat gibi kısaca Sait Faik okumak hayat gibi, bu durum anlatılanların hayatın içinden olmasından mı kaynaklanıyor yoksa başka bir şeyden mi bilmiyorum ama şunu biliyorum ki yaşayarak okuyorsunuz Adalıyı. Onu okudukça eminim bir süre sonra Ada halkından biri olacaksınız siz de. Barba'yı, Hıristo'yu, Yorgiya'yı, kimi zaman bakkal kimi zaman garson olarak gördüğünüz Yani Efendiyi, Eleni'yi, Katina'yı, Sofya'yı, Matmazel Todori'yi gördüğünüz yerde tanıyacaksınız. Ve bir gün bir kilisede ölüm çanının beş dakikadan az çaldığını duyduğunuzda diyeceksiniz ki "Fakirin çanı az çalarmış, ölen mukakkak çok fakir." (•••MERVE•••)

Kitabın Yazarı Sait Faik Abasıyanık Kimdir?

Sait Faik Abasıyanık ya da Sait Faik (18 Kasım, 22 Kasım ya da 23 Kasım Mayıs ), Türk öykü, roman ve şiir yazarıdır. Türk hikâyeciliğinin önde gelen yazarlarından sayılan Abasıyanık, çağdaş hikâyeciliğe yaptığı katkılarla Türk edebiyatında bir dönüm noktası sayılır. Modern Türk hikâyeciliğinin öncülerinden olan Sait Faik, getirdiği yeniliklerle "kökü kendisinde olan" bir yazar olarak kabul edilir.

Klasik öykü tekniğini yıkarak doğayı ve insanları basit, samimi, hem iyi hem kötü taraflarıyla oldukları gibi fakat şiirsel ve usta bir dille anlatmıştır. Bunu yaparken diğer çoğu Cumhuriyet sonrası sanatçısı gibi Batı'daki gelişmelere bağlı kalmamış, hiçbir edebî anlayışın etkisinde hareket etmemiş ve belli bir tarzın takipçisi olmamıştır. Toplumun problemlerine değil bireyin toplum içindeki sorunlarına yönelen yazar, öykülerinde çoğunlukla kendisinden yola çıkıp bireyler hakkında yazarak insan gerçeğini anlamaya çalışır. Çoğunlukla şehirli alt sınıfın hayatını yazan Abasıyanık, balıkçı, işsiz, kıraathane sahibi gibi karakterleri anlatır. İnsanların yaşama biçimlerini, isteklerini, tasalarını, korkularını ve sevinçlerini irdeleyerek, toplum meselelerinden çok "insanı ele alan sanatçılar" sınıfında yer alır.

'larda başladığı yazı hayatı boyunca "sorumlu avare", "gözlemci balıkçı", "çakırkeyf sirozlu", "küfürbaz şair", "müflis tacir", "züğürt yazar", "hamdolsun diyemeyen rantiye", "anadan doğma çevreci" gibi sıfatlarla anılan Abasıyanık'ın tüm yazdıkları bir şair duyarlılığı içermektedir. Hikâye, roman, şiir yazan, çeviriler ve röportajlar yapan sanatçı bütün bu türleri kendine özgü tarzı ile kaynaştırmıştır. Yazarın, anlık heyecanlarını yansıtan izlenimci ve fovist ressamların üslubunu anımsatan bir tarzı olduğu söylenmiştir. Kendi özgün dilini oluştururken André Gide, Comte de Lautréamont, Jean Genet gibi isimlerden etkilenen Abasıyanık, kendisinden sonra gelen Ferit Edgü, Adalet Ağaoğlu, Demir Özlü gibi pek çok yazara da öncülük etmiştir. Ölümünün ardından Burgaz Adası'ndaki evi müzeye dönüştürülen yazar adına her sene öykü ödülü de verilmektedir.

Sait Faik Abasıyanık Kitapları - Eserleri

  • Mahalle Kahvesi
  • Semaver
  • Şahmerdan
  • Havuz Başı
  • Lüzumsuz Adam
  • Seçme Hikayeler
  • Havada Bulut
  • Sarnıç
  • Kayıp Aranıyor
  • Alemdağ'da Var Bir Yılan
  • Son Kuşlar
  • Büyüyen Eller
  • Hikâyecinin Kaderi
  • Mahkeme Kapısı
  • Karganı Bağışla
  • Şimdi Sevişme Vakti
  • Kumpanya
  • Sevgiliye Mektup
  • Medarı Maişet Motoru
  • Bir Sonbahar Akşamı
  • Semaver Sarnıç
  • Yaşamak Hırsı
  • Balıkçının Ölümü / Yaşasın Edebiyat
  • İstanbul Öyküleri Antolojisi
  • Tüneldeki Çocuk
  • Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler
  • Havuz Başı - Son Kuşlar
  • Alemdağda Var Bir Yılan / Az Şekerli
  • Az Şekerli
  • Açık Hava Oteli
  • Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası
  • Tüneldeki Çocuk - Mahkeme Kapısı
  • Müthiş Bir Tren
  • Mahalle Kahvesi - Havada Bulut
  • Kumpanya - Kayıp Aranıyor
  • Bütün Eserleri
  • Toplu Öyküler 1
  • Öyle Bir Hikâye
  • Stelyanos Hrisopulos Gemisi

Sait Faik Abasıyanık Alıntıları - Sözleri

  • Gelmeyeceğini çok iyi biliyorum. Onu beklemek , bilhassa güzel… (Az Şekerli)
  • “Kafa dediğin eskir, ihtiyarlar, ölür bile insan ölmeden, dedi. Sonra kalbini gösterdi: — Eskimeyen, eksilmeyen şey buradadır.” Alıntı: Sait Faik Abasıyanık. “Alemdağ'da Var Bir Yılan”. Apple Books. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
  • Dünyada her şeyle alay edilir , şaka yapılır ama şiirle asla ! (Az Şekerli)
  • Sevgilim sen, sen de mi şu havayı kokluyorsun? (Mahalle Kahvesi - Havada Bulut)
  • Gülmek, dünyanın en güzel şeyidir. (Bitmemiş Senfoni Ve Sait Faik Kaynakçası)
  • Zaten dünya kan ağlıyor, birde biz ağlatmayalım. (Kumpanya)
  • Atatürk'ü Niçin Severiz? Atatürk'ü, 'niçin severiz' diye düşünmeden sevmeliyiz (Açık Hava Oteli)
  • Ben bir acayip oldum. Gözüm kimseyi görmüyor, kimsenin kapımı çalmasını istemiyorum (Lüzumsuz Adam)
  • O sevilmek için yaratılmışların en mükemmeliydi. (Kumpanya)
  • Yalnızlık dünyayı doldurmuş.Sevmek,bir insanı sevmekle başlar her şfunduszeue.info her şey bir insanı sevmekle bitiyor. (Alemdağ'da Var Bir Yılan)
  • Keyfim kaçmış, üzgün, ağlamaklı gibiydim. Canım bir taraftan acı bir türkü söylemek çekiyordu. (Sait Faik'ten Çocuklara Hikayeler)
  • ' Mühim ' diyoruz ama, bu kendi kendimize verdiğimiz bir peşin hükümden başka bir şey değildir. (Medarı Maişet Motoru)
  • "Bırakın beni ey hakikatler! Yürümek istiyorum." Cennetlerin olduğu yere doğru." (Bütün Eserleri)
  • "Uzun bir yoldan sonra denizi görmek gibisin" (Bir Sonbahar Akşamı)
  • "İnsanın içinden bir başka insanın kalkıp yürüdüğü görülür." (Mahalle Kahvesi)
  • Aklıma sanki bir yerde bir şey unutmuşum, birisine bir söz vermişim, hani bir ismi unuturuz da ararız bulmadan rahat edemeyiz. Öyle bir hal oldum. Evet bu unutulmuş bir isim değildi, ama bunun ne olduğu hakkında da kafamda hiçbir fikir yoktu. (Müthiş Bir Tren)
  • Anası: -Ali be, günah be yavrum, dedi. Günah yavrucuğum, yapma! Ali: -Allah affeder ana, dedi. Sonra saf, masum sordu: -Allah hiç gülmez mi? (Öyle Bir Hikâye)
  • Kimse kimsenin aslını, kafatası içinin meselesini anlamak için uğraşmıyordu. (Kayıp Aranıyor)
  • - Nasıl bir dünya arzuluyorsunuz? - Nasıl bir dünya mı? Haksızlıkların olmadığı bir dünya İnsanlarının hepsinin mesut olduğu, hiç olmazsa iş bulduğu, doyduğu bir dünya Sokaklarda sefillerin bulunmadığı bir dünya Kafanın, kolun çalışabildiği zaman insanın muhakkak doyabildiği, eğlenebildiği bir dünya İçinde iyi şeyler söylemeye, doğru şeyler söylemeye salahiyetle kıvranan bir adamın, korkmadan ve yanlış tefsir edilmeden bu bir şeyleri söyleyebildiği bir dünya (Havada Bulut)
  • Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı. (Kayıp Aranıyor)

© Tüm Hakları Saklıdır.
Sitedeki içerikler izinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. funduszeue.info ile bir bağlantı kurulamaz, site sorumlu değildir.

Havada Bulut

Havada Bulut &#; Sait Faik Abasıyanık

Karakterler

Köpekli adam: Köpekli adam kendi çapında birbirinden farklı hikayeler yazmaktadır. Özellikle köpeğine anlattığı derler ile bilinmektedir. Çevresi köpeği ile dertleşmesini tamamı ile farklı algılamaktadır. Kimine göre aşık olduğu için köpekle konuşmaktadır. Kimine göre ise akıl dengesi yerinde değildir.

Ahmet Bey: Ahmet Bey sevmeye ve sevilmeye son derece aç bir insandır. Ancak bazıları tarafından sevilmemesi onun yıpranmasına neden olmaktadır. Özellikle yaşadığı hikayelerde ortaya çıkan olumsuzluklar Ahmet beyin farklı noktalara yönelmesine sebebiyet vermektedir.

Posta müvezzi:  Hikayeyi anlatan üçüncü şahıstır.

Yorgiya: Ahmet Bey’in aşık olduğu kadındır.

Mehmet Bey: Ahmet Bey’in yakın arkadaşıdır.

Konusu

Kitap biraz zor bir aşk hayatı geçiren ve kendisini farklı karmaşıklıkların içerisinde yer bulan bir adamın hikayesini ele almaktadır. Her ne kadar çok aşık olsa da farklı engeller karşısına çıkmaktadır.

Havada Bulut Özeti

Birinci hikayede kitap daha çok karakterlere yoğunlaşmaktadır. Özellikle köpekli adamın neden köpeği ile konuştuğu ve çevresinin ona bakış açısı bu hikayede ele alınmaktadır. Aslında çoğu insanın farklı şekillerde kendisi ile konuşması gibidir köpekli adamın köpeği ile konuşması. İç sesini duyuramayan insanlarda olduğu gibi köpekli adam da içinden geçenleri köpeğine anlatmaktadır. Posta müvezzi köpekli adamın gönderdiği mektuplardan birini açar. Bu hikaye, geldiği bu aşamadan sonra ikinci hikayeye bağlanır.

Ay ışığı hikayesi, köpekli adamın kitapta yazara anlattığı ilk hikayedir. Posta müvezzi ve yazar bir mektubu açarak okurlar. Köpekli adamın yazdığı hikaye her ikisini de şaşırtmaktadır. Kitap hakkında kendi aralarında bir tartışma içerisinde girerler. Yazar kendisini yaptığından dolayı suçlu hisseder. Köpekli adamı bulunur ve ona mektubu okuduğunu anlatır. Ancak köpekli adam hikayeyi okumalarına sevinir.

Kitapta yer alan üçüncü hikayede Yorgiya adlı bir kız ortaya çıkmaktadır. Çeşmede su doldururken kovasında gördüğü bulut yüzünden son derece sevinçlidir. Bulutu mutlu bir şekilde evine götürür. Bu bulut Yorgiya’nın asla bulamadığı çocukluk mutluluğudur. Köpekli adam hikayesini tamamladıktan sonra ona bir gece aşık olduğunu dile getirir. Köpekli adamın hikayesine göre Yorgiya’ya aşık olan adam Ahmet Bey’dir.

Kitabın dördüncü hikayesinde köpekli adam bakkal ve çiftlik kurma hayalini dile getirmektedir. Aynı zamanda bu hikayede kendisine bir iş kurmaya çalışan Ahmet Bey de dile getirilmektedir. Beşinci hikayede ise karidesçinin evinde Ahmet Bey ve Yorgiya buluşup bir aşk yaşamaktadır.

Kitabın altıncı hikayesinde Yorgiya’nın mahallesi ele alınmaktadır. Mahallesini ve evini tanımak isteyen Ahmet Bey bu konuda bir adım atmaktadır. Ancak bu mahalle oldukça karışık bir mahalledir. Karidesçiler, barlar ve randevu evi gibi birçok farklı mekan bulunmaktadır. Kitabın yedinci hikayesinde bir delikanlının gördüğü kıza aşık olması ve onu takip etmesi ile gelişen olaylar ele alınmaktadır. Sekizinci hikayede ise korkunç bir pastane ele alınmaktadır. Son derece işlek pastaneye  birçok farklı hayat kadını ve kabadayı gelmektedir.

Kitabın dokuzuncu hikayesinde Elene ve Katina yer almaktadır. Katine yirmili yaşlarında bir kızdır. Mesleği ise pastacılık yapmaktır. Katina sayesinde köpekli adam ve Yorgiya tanışmıştır. Bu mahalle hakkındaki neredeyse her şey köpekli adama iyi gelmektedir. Kitabın onuncu hikayesinde Falcı Matmates Todori ortaya çıkmaktadır. Falcılık yaptığı mekandan korkularından dolayı çıkamamaktadır. Sürekli olarak fal baktıklarına evden onu kimsenin çıkarıp çıkaramayacağını sormaktadır. Onbirinci hikayede ise köpekli adamın ilk mektupları yer almaktadır. Sevgilisine mektupları ile içini dökmektedir. Yazmanın son derece yorucu bir iş olduğunu dile getirir. Köpekli adama göre düşünmek çok daha kolay bir iştir. Köpekli adama göre güzel düşünceler ile güzel cümleler kurmak kolaydır ancak bunları yazmak tam bir savaştır.

On ikinci hikayede ise bir mektup ele alınmaktadır. Sevgilisinden gelen ayrılık haberine dayanamayan Ahmet Bey memleketine gitme kararı almıştır. Bu hikayede Ahmet Bey ve köpekli adam özdeşleştirilebilmektedir. Aslında köpekli adam tüm yaşadıklarını Ahmet Bey üzerinden hikayeye dönüştürmüştür. Kitabın on üçüncü hikayesinde yazarın kendisi konuşmaktadır. Kitabın on dördüncü hikayesinde tarih 1 nisanı göstermektedir. Ahmet Bey sevgilisinin mahallesine gider. Bir ağaca sırtını dayar ve sevgilisinin evini izlemeye başlar. Erik ağacı ile sanki sevgilisiyle konuşuyormuş gibi konuşur. Sevgilisine olan özleminden bahseder. On beşinci hikaye Mehmet Bey tarafından bakılmasını sağlar. Mehmet Bey, Ahmet Bey’in yakın arkadaşıdır.

Kısa Bilgiler
  • Havada Bulut, Saik Faik tarafından yılında ele alınmıştır.
  • Birbirine bağlı 15 farklı hikayeden oluşmaktadır.
  • Kitap içerisinde yer yer eleştirel bölümler yer almaktadır.
  • Yazarın samimi üslubu ilk sayfalardan daha farkını hissettirmektedir.
  • Havada Bulut ilk kez, Büyük Doğu Dergisi&#;nde 22 Şubat &#; 5 Temmuz tarihleri arasında roman başlığı altında yayınlandı.
  • Abasıyanık&#;ın bu kitabın adını ilk olarak Kovada Bulut koyduğu bilinmektedir. ilk kez yayınlayan Büyük Doğu Dergisi&#;nde bir yanlışlık yapılarak Havada Bulut olarak yayınlandığı yolundadır.

Havada Bulut &#; Kitap Açıklaması

&#;Hafif bir rüzgâr, köpeğin sarı tüylerini, adamın sarılı beyazlı sert saçlarını oynatıyordu.

Adamın yüzünde manalı hatlar vardı. Sevilmemişlerin, çok üzülmüşlerin, sarhoşların, bir zaman güzelken çirkinseyivermişlerin, okumuşların, hâsılı iç rahatsızların yüzlerindeki ifade&#; (&#;) Gözlerinin etrafında yedi sekiz çizgi, hayatında çok güldüğünü değil, yüzünü güneşe verip mavi gözlerini kıstığını ifade ediyor dersem, inanmalısınız!

O, aynaya baktığı zaman, bu çizgilerin gülmekten değil, güneşe bakmaktan olduğunu, köpeğine söylemiştir. Bir köpeğe söylenilmiş lakırdıyı komşulardan hiçbiri işitmemiştir, denebilir mi?&#;

Havada Bulut

December 17,
Gittiğim bir söyleşiden sonra karar verdim bu kitabı okumaya. Beni bu kitabı okumaya iten ilk neden kitabın adıyla ilgili aktarılan bir hikaye. Kitap için Sait Faik'in önerdiği isim "Kovada Bulut" muş. Ancak kitabın basılacağı Varlık Yayınevi'nin kurucusu Yaşar Nabi, kovada bulut mu olurmuş, bulut havada olur diyerek kitabı "Havada bulut" olarak yayınlama kararı almış. Halbuki kitabı okuduğunuzda görüyorsunuz ki, Sait Faik'in kovada bulut demesinin bir anlamı var. Kovada bulut oluyormuş. Ama tabii kitabın yazıldığı dönem anladığım kadarıyla daha gerçekçi, hayattan öykülerin kabul görüldüğü bir dönemmiş ve böyle uçarı kaçarı anlatımlarla çıkmak pek kabul gören birşey değilmiş.
Diğer bir neden ise kitabın üstkurmaca örneğiyle yazılması. Yazarın araya girerek anlatması, bazen yazarın da bir karakter olması. Öykü içerisinde yaratılan bu keyifli karışıklık, o dönem çok eleştiri almış. Sait Faik daha sonra yazdığı eserlerinde bundan vazgeçmiş. Bana kalırsa bu tür üstkurmaca öykülerine devam etmeliydi Sait Faik. Ama işte, her zaman belli bir standart aranıyor, yaratıcılığın en büyük değer olduğu sanatta bile!
Üçüncü neden ise o dönem edebiyat dünyasında büyük tartışmalar yaratan Sabahhatin Ali - Sait Faik karşılaştırması. Sait Faik işçi sınıfını ve toplumsal hareketleri öykülerinde yer vermediği için o dönem Nazım Hikmet'ten eleştiri alıyormuş. Sait Faik aldığı bu eleştirilere karşı hatta kitabın bir yerinde bu eleştirilere gönderme yapmış!
Eğer bu iki yazarı yazı dili bağlamında karşılaştıracak olursak, benim düşüncem, Sabahattin Ali insanın içinde yaşadığı fırtınaları, duyguları daha başarılı bir şekilde yansıtıyor.
Sait Faik'in okuduğum ilk kitabı bu. O yüzden belki de bu kitap o karşılaştırmayı yapmak için doğru bir başlangıç kitabı değil ama Sait Faik'in dilini, o insanı seven halini, yalnızlığını, boşvermişliğini gösteren güzel bir öykü kitabı..

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası