3 sınıf imla kuralları testi / 3.Sınıf İmla Kuralları Pdf Çalışma İndir

3 Sınıf Imla Kuralları Testi

3 sınıf imla kuralları testi

TYT (Temel Yeterlilik Testi) Türkçe Soruları ve Cevapları

26 Haziran TYT Türkçe Sorularının Konulara Göre Dağılımı

Toplam: 40

TYT &#; TÜRKÇE TESTİ

1. Bu roman, okuruna ilk bakışta çok keyfî, çok dağınık görünebilir. Yazar -— yazmış gibi. Oysa bu dağınık görünüşlü malzeme -— bir şekilde toplanmış ve yapısal bir bütün meydana getirecek şekilde örülmüş.

Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir?
A) talep edileni &#; bilinçli
B) aklına geleni &#; titiz
C) akışın getirdiğini &#; ahenkli
D) kendinden bekleneni &#; tutarlı
E) uygun düşeni &#; aleni

2. Benim bu konudaki bilgilerim oldukça ; bir uzmanın sahip olduğu bilgi ve görgü derinliğinden gayet uzak.

Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A) Kendine yapılan bu haksızlığa oldukça ölçülü bir tavır ve olgunlukla karşılık verdi.
B) Bu şaşaalı davete, gösterişsiz bir kıyafetle katılarak herkese üstü kapalı bir mesaj vermişti.
C) Onun edebî yazıları, sığ konularda üstünkörü yazılmış karalamalar olarak eleştiriliyordu.
D) Evin dekorundaki ayrıntılar, dikkatini toplamasına engel olacak kadar abartılıydı.
E) Eserlerindeki sanatsal derinlik, sergiye gelen herkesi kendine hayran bırakıyordu.

3. Yorgunluk ve uykusuzluktan bitap hâlde göz kapaklarını kısarak saate baktı. Gün ağarmak üzereydi. Aklındakiler dağılır diye korktuğundan olsa gerek radyonun sesini kıstı. Başka şeyler düşünmeli dedi, kendi kendine. Mesela bu ay; lambayı idareli kullanmalı, yakacaktan da biraz kısmalıydı. Ne yapsa olmuyordu, en sonunda bıraktı kendini. Dünyanın yükünü sırtlanmış omuzlarını biraz kısarak eğreti oturduğu sandalyeden kalkıp pencereye doğru yöneldi.

Bu parçada “kısmak” sözcüğü aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde ?
A) Biraz kapamak
B) Azaltmak, alçaltmak
C) Büzmek, daraltmak
D) Yatıştırmak
E) Eksiltmek, sınırlandırmak

4.
arka: Zaman veya düşünce bakımından geçmiş.
başlamak: Oluşmak, ortaya çıkmak, doğmak.
dert: Kaygı.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “arka, başlamak, dert” sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır?

A) Uyandığımız an, üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün ve bundan sonraki derdimiz, önümüzdeki zaman dilimini nasıl geçireceğimizdir.
B) Güne mutlu başlamak ve yeni anılar biriktirmek gibi büyük bir derdi vardı, bu nedenle iyi hissedeceğini düşündüğü anların arkasına düşerdi.
C) Türlü dertlerle uğraştığı hastane günlerinde arkasında desteğini hissettiği ailesini yanına alıp yeni bir hayata başlamak için çabalıyordu.
D) Arkası bir türlü gelmeyen çelişkilerle yaşamak istemiyordu, yaz başlarken balkonda misafir ağırlayıp kâh gülmek kâh dertlerini paylaşmak istiyordu.
E) Evin arkasındaki bahçede kurulan sofrada dertlerden uzak, herkesin mutlu olduğu bir yaşama dair kurulan hayaller konuşulmaya başlandı.

5. (I) Avustralya’da yaşayan Tetragonula carbonaria türü arılar, balı üzüm tanesine benzeyen çanaklarda depoluyor; yavrularını ise sarmal şekilli kuluçka peteklerinde yetiştiriyor. (II) Bir mühendislik harikası olan bu kuluçka petekleri, birbirine bağlı yüzlerce gözden oluşan bir merdiveni andırıyor. (III) Zaman içinde gözlere, dışa ve yukarıya doğru sarmal yapı oluşturacak şekilde yenileri ekleniyor. (IV) Arıların petekleri oluştururken kullandıkları ana malzeme, bitki reçineleri ve bal mumu karışımından oluşuyor. (V) Kraliçe arı gözlere birer yumurta bırakıyor, işçi arılar da hemen gelip bu gözlerin üzerini kapatıyor.

Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerde Tetragonula carbonarialar hakkında aşağıdakilerden hangisi ?
A) I. cümlede, yaşadıkları yer ve üretim biçimlerinden söz edilmiştir.
B) II. cümlede, ürettikleri kuluçka peteklerine ilişkin öznel yargı kullanılmıştır.
C) III. cümlede, kuluçka peteklerine nasıl şekil verdiklerinden bahsedilmiştir.
D) IV. cümlede, kuluçka peteklerini hangi maddeden ürettiklerine işaret edilmiştir.
E) V. cümlede, aralarındaki iş bölümünün bal üretimi üzerindeki olumlu etkisine değinilmiştir.

6.
I. Türkiye’de Türkçe müzik daha fazla dinleniyor ve reklam verenler daha çok Türkçe müzik yayını yapan radyoları tercih ediyor.
II. Türkiye’de yayın yapan radyo kanallarının çoğu yerli müzik yayını yaparken yabancı müzik yayını yapan kanal sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.

Numaralanmış I. cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) II. cümlede belirtilen durumun gerekçesini açıklamaktadır.
B) II. cümlede ortaya konulan durumun koşulunu belirtmektedir.
C) II. cümledeki bilgileri farklı örnekler üzerinden değerlendirmektedir.
D) II. cümledeki açıklamayı çürütmek için yeni bir bilgi sunmaktadır.
E) II. cümlede yer alan açıklamayı karşılaştırmalı ele almaktadır.

7. Başarılı olmak için çıktığın yolda bir gözün başkalarının ne yaptığıyla ilgilenirse hedefine ulaşmak için kullanabileceğin tek gözün kalır.

Bu cümlede anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kişilerin kendilerini başkalarıyla kıyaslamaları, kendilerini tanımalarını engeller.
B) Kendi çaba ve çalışmalarına odaklanan kişiler, başarıya daha kolay ulaşır.
C) İnsanlar kendi yeteneklerini keşfettikleri ve geliştirdikleri ölçüde başarılı olur.
D) Başarılı olmak isteyen kişiler başkalarının ne düşündüğünü ön plana koymalıdır.
E) Başkalarından takdir görmek için sergilenen gayretler, gelecek başarıyı geciktirir.

8.
İşte ben hep böyle garip mahzun,
Bir şey beklermişçesine yaşıyorum.
Bazen öyle günlerim oluyor ki Elâgözlüm,
Ne oldu, nasıl bitti şaşıyorum.

Bazı bilmem, gün nasıl başladığında,
Kayıp kayıp gidiyor dünya bıkkın bakışlarımdan.
Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor,
Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman.

Bu dizelerde aşağıdaki ses olaylarından hangisi ?
A) Ünsüz yumuşaması
B) Ünlü düşmesi
C) Ünsüz düşmesi
D) Ünsüz benzeşmesi
E) Ünlü daralması

9. İnsan; daha güçlü canlılara karşı tek başına kendini koruyamaz, tek başına ihtiyaçlarını karşılayamaz dolayısıyla bir arada yaşamak tabii ve zaruridir.

Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi ?
A) Niteleme sıfatını niteleyen zarf
B) Yönelme durumuyla kullanılan edat
C) Yeterlilik bildiren olumsuz fiil
D) Üçüncü çoğul iyelik eki almış isim
E) Belirtme durumu eki almış zamir

(I) Süper kahramanların çizgi romanlarda güçlerine kavuşmaları, genellikle belli başlı şekillerde olmaktadır. (II) Bilinmeyen bir dünyadan ya da doğrudan uzaydan gelen insanüstü güçlere sahip süper kahramanlar, en yaygın bilinen örneklerdendir. (III) İkinci sıradakiler radyoaktif etki sonucu güçlerine kavuşan süper kahramanlardır. (IV) Radyoaktif bir hayvan tarafından ısırılan karakter, bir süper kahramana dönüşüp onu ısıran hayvanın özelliklerine sahip olur. (V) Başvurulan yöntemlerden bir diğeri de deney kazaları sonucu ortaya çıkan kahramanlardır.

Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi ?
A) I. cümlenin öznesi, belirtili isim tamlamasıdır.
B) II. cümlenin öznesi, sıfat tamlamasıdır.
C) III. cümlenin yüklemi, sıfat tamlamasıdır.
D) IV. cümlenin öznesi, belirtisiz isim tamlamasıdır.
E) V. cümlenin yüklemi, sıfat tamlamasıdır.

(I) Halil İnalcık’ı diğer tarihçilerden ayıran önemli hususlardan biri, araştırmalarında tarih dışındaki beşerî bilimlerden de yararlanmasıydı. (II) Edebiyat, hukuk, sosyoloji, sosyal antropoloji, iktisat, İslamiyet ve siyaset bilimi; onun araştırmalarındaki temel alanlardandı. (III) İnalcık, hukuk ve sosyolojiyle çok genç yaşlarda tanıştı. (IV) Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi bünyesinde yapılan sınavı kazanarak bu kurumun öğrencisi oldu. (V) Daha sonra Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne de kayıt yaptırarak eğitim hayatı yoğun bir tempoda devam etti.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışı yapılmıştır?

A) I   B) II   C)III    D) IV    E) V

Dünya’nın merkezine ulaşmak için binlerce kilometre içeri doğru yol almak gerekir. Merkeze doğru ilerlerken sıcaklık dayanamayacağımız kadar, yaklaşık altı bin derece, yükselir. Bu sebeple Dünya’nın merkezine gidip, orada araştırmalar yapıp dönmemiz kesinlikle mümkün değildir. Hatta bir makine, bir robot göndermemiz bile imkânsızdır. Çünkü göndereceğimiz robot basınç sebebiyle parçalanır, sıcaklıktan dolayı yanar.

Bu parçada virgülün aşağıdaki işlevlerinden hangisinin kullanımı ?
A) Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime gruplarının arasına konur.
B) Cümle içindeki ara sözleri ayırmak için ara sözlerin başına ve sonuna konur.
C) Metin içinde art arda gelen zarf-fiil eki almış kelimelerden sonra konur.
D) Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için konur.
E) Sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.

Tramvay, Galata Köprüsü(I) üzerinden tarihî yarımadaya geçerek Sultanahmet’e vardığında sırasıyla iki farklı şehrin çehresine şahit olan yolcu, burada bir müddet beklemek zorunda kalacak. Roma hipodromu(II) olan At Meydanı(III)çevresindeki yapıların ışıltısı karşısında büyülenecek; üç devrin mabedi bin beş yüz yıllık Ayasofya Camisi(IV), etrafı süsleyen Alman çeşmesi(V) gibi anıtlar geçidinin ortasında başı dönecektir.

Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinin yazımı ?

A) I   B) II   C) III   D) IV   E) V

Aşağıdaki cümlelerde yer alan birleşik sözcüklerden hangisinin yazımı ?

A) Gezdiğimiz yerlerdeki nesnelerin üzerine, onların hakettiği heyecanı duymamızı sağlayacak sorular iliştirilmemişti.
B) Bütün bu güzellikler, onları göreceğim için kendimi ayrıcalıklı addetmeme rağmen bende kayıtsızlık uyandırıyordu.
C) Nehri ve vadiyi seyreden iki kişi o anda yalnızca doğayla değil, birbirleriyle kurdukları dostluğu da dönüştürmekteydi.
D) Bize hükmeden mutluluk arayışı ise bu arayışın dinamiklerini açığa çıkaran etkinliklerden biri seyahatlerimizde.
E) Merak bazen uzun mesafeleri birleştiren küçük halkaların oluşturduğu, insanı cezbeden bir zincir gibidir.

(I) Uygar kayıtsızlık, kişinin diğeriyle göz göze gelmekten kaçınması veya onu hiç fark etmemiş gibi davranmasıdır. (II) Kişi; bakmadığı, işitmediği ve hepsinden önce çevredekilerin yaptıklarıyla ilgilenmediği havasını verecek bir tavır takınır. (III) Gözlemlemekten kendini alıkoyamayan bakışların karşılaşması ise iletişim kurmaya davettir, insanların gözünde görünmez kalma kararlılığından feragat etmeyi gerektirir.(IV) Çoğu zaman kalabalık olan sokaklarda sırf bir yerden başka bir yere gitmek bile her şeye dikkatle bakmayı, gözlemlemeyi gerektirir. (V) Bu nedenle göz teması kurulan insanları rahatsız ve tedirgin etmeden gözlemlemek gerekir, uygar kayıtsızlığın özü de budur.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır?

A) I B) II C) III D) IV E) V

(I) Fotoğraf makinesi &#;da Fox Talbot tarafından icat edildi. (II) Başlangıçta seçkinlerin kullanımına açık olan cihaz; 30 yıl gibi kısa bir süre sonra polis dosya kayıtları, savaş muhabirliği, aile albümleri ve kartpostallar için kullanılmaya başlandı. (III) Kullanım alanı hızla artan fotoğraf makinesinin halk için ucuz maliyetli üretilen ilk örneği, pazara &#;de sürüldü. (IV) Kullanım olanaklarının böylesine artması, fotoğraf makinesinin toplumu çok derinden ve can alıcı bir biçimde etkileyeceğinin göstergesiydi. (V) Fotoğrafın, görünümlere gönderme yapmada en baskın ve en doğal yol olması, sanayileşmenin sonuçlarının alınmaya başlandığı dönemde gerçekleşti. (VI) Fotoğraf, her şeyi yakından gören tanık olarak dünyanın yerine o zaman geçti.

Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar?

A) II   B) III    C)IV    D) V    E) VI

Richard Strauss, bugünün orkestra repertuvarının demirbaşları arasında sayılan bir dizi senfonik şiirle ve opera alanındaki kalıcı eserle tanınan en önemli bestecilerdendir. Özellikle Salome adlı operası sansasyon yaratmış, sayısı yüz elliyi aşan //&#;etleri ile bir şarkı ustası olarak müzik tarihindeki özgün yerini almıştır. Günümüz operaları hâlen onun zengin sahne çalışmalarından yararlanır. Gerek //&#;etlerinde gerek görkemli orkestral eserlerinde lirik gücünü kuvvetle hissettiren Strauss, bugün de dünyanın önde gelen solistlerini mıknatıs gibi kendine çekmektedir.

Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ?
A) Benzetme
B) Öznellik
C) Tartışma
D) Örnekleme
E) Karşılaştırma

İlk Çağ’dan beri bilimi, bilimsel bilgiyi tek ve hakiki bilgi kaynağı olarak görenlerin yanı sıra bilimden kuşku duyma, onu özellikle yaşam pratiği açısından değersiz hatta zararlı sayma eğilimi de var olmuştur. &#;&#;. Yakın zamanlar göz önüne alındığında bunların genelde modern bilim ve teknolojinin neden olduğu çevre kirliliği, işsizlik gibi etkenlerle ortaya çıkan hoşnutsuzluklardan, kimi kültür ve uygarlıkların alternatif bilim anlayışından ve nihayet eleştirel teoriden kaynaklandığı söylenebilir.

Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Her ne kadar bilimsel bilgiyi üreten, insanın kendisi de olsa o, üreticisinden bağımsız bir niteliğe sahiptir
B) Bilime karşı takınılan bu tavır boşuna değildir, arkasında toplum ve şartlara göre farklılaşan nedenler bulunmaktadır
C) Dikkatli bakıldığında burada birbirinden ayrı iki düşünce tarzının birleştiği ortak bir nokta görülebilmektedir
D) Bunun için gerçek bilimle sözde bilimi birbirinden ayırabilme; bilimsel yöntem ve bilginin kullanımına bağlıdır
E) Bilim felsefecileri bu noktada, bilimin yerini ve bilim ile insan ilişkisi içindeki işlevini doğru belirlemek zorundadır

Tiyatro ve sinemada, izleyicinin bütün dikkatinin sahneye ve perdeye yönelmesini sağlayacak bir yerleşim ve ışık düzeni vardır. Dikkatin dağılmaması için, geç gelenler salona alınmaz. Buna rağmen, en iyi koşullarda bile, bir filmin ancak %60’ının görülebildiği, %40 ayrıntının dikkatten kaçtığı saptanmıştır. Bu oranın, radyo ve televizyon yayınlarında daha da düştüğü kabul edilebilir. Çünkü radyo ve televizyon, genel olarak, günlük hayatın akışı içinde takip edildiği için kişi yayından zaman zaman kopar. &#;&#;- .

Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Yetişkinlerin düz bir konuşmayı dikkatle dinleme süresinin, genel olarak radyoda beş dakika, televizyonda on dakika olduğu saptanmıştır
B) Ancak bunda senaryonun özgün veya çeviri olmasının yanında ses ve görüntü efektlerinin de etkisi vardır
C) Radyo ve televizyon dizilerinde bir sinema tekniği olan geriye dönüşlerle ayrıntıların pekiştirilmesindeki ana neden budur
D) Uzun süreli bir programı, oyunu veya filmi dikkatle izleme süresi yaş ve ilgiyle ilişkilendirilebilir
E) Kimi zaman çizgi filmler ve radyo oyunları gibi çocuklar için hazırlanmış programları yetişkinlerde aynı ilgi ve dikkatle izleyebilir

Eleştirel düşüncenin bireyde oluşma ve gelişme aşamaları vardır. Sanatçının doğayı yansıtması, ideal güzellik anlayışını benimsemesi gibi sanat hakkındaki genel kabuller, eleştirel bakış için olgunluğa ulaşmada önemli bir basamaktır. Eleştirel düşüncenin ilk aşamalarını oluşturan bu yargıların ötesine geçemeyenler, çoğu zaman büyük sanatçıları ne beğenir ne de onların derinliklerine nüfuz edebilir.

Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmiş olabilir?
A) Sanata yönelik farklı bakış açıları, eleştirel düşünmenin gelişmesine nasıl bir katkı sağlıyor?
B) Eleştirel bakışın oluşması için hangi yeterliklere sahip olunması gerekiyor?
C) Eleştirel düşüncenin oluşmasında ilk aşamadan sonra kişi hangi değerleri benimsiyor?
D) Bazı eleştirmenler önemli sanatçıların eserlerini anlamakta neden zorlanıyor?
E) Sanat eserlerinin kalıcı hâle gelmesinde eleştirmenler nasıl bir rol oynuyor?

Besin neofobisi -yeni besinleri denemeye karşı duyulan isteksizlik ve korku- hakkında yapılan bir araştırmada yaşları 4 ila 7 arasında değişen ikizlerin %72&#;sinin yeni besinleri denemekle ilgili isteksizliğinin genlerinden kaynaklandığı tespit edildi. Bu konuda yapılan önceki çalışmalarda da çocukların %78&#;inin, yetişkinlerin ise %69&#;unun genlerinin etkisiyle yeni besin denemekten kaçındığı görüldü. Araştırmaya katılan çocukların çevresel etkenler bağlamında yeni besinlere duydukları korkuyu azaltabilecekleri belirlendi. Bu konuda yetişkinlerin çocuklara örnek olması gerektiğini belirten uzmanlar; ebeveynlere evde yeni besinler denemeyi ve çocuklara farklı besin seçenekleri sunmayı öneriyor.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Ebeveynlerinin yeterli besin çeşitliliği sağladığı ve örnek olduğu çocuklar, yeni besinleri deneme eğilimindedir.
B) Yeni besinleri denemeyi reddeden çocukların tutumunu uygun çevresel koşulları sağlayarak değiştirmek mümkündür.
C) Çocukluk çağında başlayan yeni besinleri denemeyi reddetme, hayat kalitesini düşüren bir davranış bozukluğudur.
D) Yeni besinleri denemeyi reddetmeye yönelik çalışmalar, genetiğin etkisinin yaş ilerledikçe azaldığını göstermektedir.
E) Yeni besin denemeye yönelik ilgiyi artırmak isteyen ebeveynin, çocuğun kişilik özelliklerini dikkate alması gerekir.

Bir yayınevi tarafından yayımlanan kitap dizisinde, metinlerin kitap hâline dönüştürülmesine okurların da katılması istenir. Bu dizideki kitapların ön kapakları, okurlar tarafından tasarlanması için boş bırakılarak satışa sunulur. Kitap ile okur arasında kurulan bu yeni etkileşim alanı hızla kabul görmüş olacak ki okurlar tarafından yayınevine yüzlerce kapak tasarımı iletilir. Gönderilen kapak tasarımlarının seçilmiş örnekleri, yayınevinin İnternet sitesinde sergilenir. Böylece okurlar, eserlere kattıkları yorumu diğer okurlarla paylaşma fırsatı yakalar.

Bu parçada söz edilen yayınevi ile ilgili aşağıdakilerden hangisi ?
A) Okurların kendi arasında etkileşimde bulunmalarına ortam sağladığına
B) Kitap üretim sürecine okuru dâhil eden bir uygulama gerçekleştirdiğine
C) Başlatmış olduğu uygulamanın okurlar tarafından ilgiyle karşılandığına
D) Okurların ortaya koyduğu fikirleri dikkate alıp değerlendirdiğine
E) Kullandığı yöntemin okur sayısını artırmada etkili sonuçlar verdiğine

Çoğu zaman, edebiyat yapıtlarındaki bireyselliğin yazardan kaynaklanan, yazarın bireyselliğinden yansıyan bir nitelik olduğunu öne sürenlere rastlarız. Öylesine köklü bir inanıştır ki bu, kesin doğruymuş gibi benimsenir. Derler ki edebiyat yapıtı, bir birey olan yazarın damgasını taşıdığı için bireyseldir; yazar biricik olduğu için yapıtı da biriciktir. İlk anda doğruymuş gibi görünen bu yargının, kesin olmak şöyle dursun, birçok edebiyat yapıtı için düpedüz yanlış olduğunu söyleyeceğim. Edebiyatta yapıtın bireyselliği ve biricikliği, yazarın bireyselliğine geri götürülebilen bir özellik değildir. Tersini savunmak, anonim halk edebiyatı ürünlerinin, ortaklaşa hazırlanmış yapıtların biricik olmadığı gülünçlüğüne düşmektir.

Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları destekler niteliktedir?
A) Unutulmaması gereken bir şey var ki bireysellik, özerklikle bağlantılı olmasının yanında göreli bir kavramdır.
B) Sanatçının kendi yaratıcılığıyla şekillendirdiği sözcüklerden oluşmuş bir yapıt, topluma mal edilemez.
C) Tarihsel, toplumsal ve dilsel açıklamalar edebî bir yapıt ortaya koyan kişinin biricikliğini zedelemez.
D) İster kimliği belli bir kişi isterse pek çok kişi tarafından üretilmiş olsun, biriciklik ancak yapıtın kendisindedir.
E) Biricikliğin ne anlama geldiğini öğrenmek için bireysel yapıtlarla anonim yapıtları karşılaştırmak gerekir.

Tüm zamanların en iyi bilim kurgu kitaplarından biri olarak kabul edilen ve başka dillerin yanı sıra Türkçeye de aktarılan Zaman Yolculuğu adlı roman, geçmişe yolculuk yapan bir zaman makinesine odaklanıyor. Eser; bir hayalin edebiyattan fiziğe, sinemadan gündelik hayatımıza uzanan olgunlaşma yolculuğunun öyküsünü anlatıyor. Ayrıca zamanın anlamına, bilince, belleğe, yaşama ve ölüme dair yepyeni bir dil yaratıyor.

Bu parçadan hareketle Zaman Yolculuğu romanı ile ilgili aşağıdakilerin hangisi ?
A) Konusunu yansıtan bir isim taşıdığına
B) Farklı dillerde çevirisinin bulunduğuna
C) Kapsamlı bir içeriğe sahip olduğuna
D) Kendi türü içinde önemli bir yer edindiğine
E) Anlatımında nesnelliği ön planda tuttuğuna

“Mini beyin” olarak adlandırılan bir proje kapsamında pek çok ülkede farklı laboratuvarlarda tasarlanan insan beyinleri inceleniyor. Beyin organoidleri olarak adlandırılan bu yapılar, insan beyninin boyutlarından oldukça farklı. Kalem ucundaki silgi büyüklüğünde olan mini beyinler, kan damarları gibi kilit yapılar içermediği için büyüyemiyor. Araştırmacılar bu organoidlerin beyin gelişimi ve kusurlarıyla ilgili en karanlık sırları bile su yüzüne çıkarabileceğine inanıyor. Bu mini beyinler, sebebi bulunamayan çeşitli hastalıklara tedavi yöntemleri geliştirmek adına umut vadediyor.

Bu parçada “mini beyin” ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ?
A) Hakkındaki çalışmaların nerelerde sürdürüldüğüne
B) İnsan beyninden hangi özellikleriyle ayrıldığına
C) Boyutunun aynı kalma gerekçesinin ne olduğuna
D) Araştırma sonuçlarının nasıl fayda sağlayabileceğine
E) Yapılan araştırmanın ne kadar süredir devam ettiğine

“İnsan kalbi, başkalarının duygularına ancak kendi tecrübeleri nispetinde açıktır.” der yazar. Peki, insan kendi tecrübelerine yani onlardan bir şeyler öğrenmeye ne kadar açıktır? Kendinin farkında olduğu, kendisi üzerine düşünmeye katlandığı kadar&#;

Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi destekler niteliktedir?
A) İnsanı anlamak; kendini tanımak, duyumsamak ve yorumlamaktan geçer.
B) İnsan toplumla etkileşim kurduğu ölçüde kendine yönelik farkındalık geliştirir.
C) Tecrübeleriyle arasına mesafe koyan insan, yeni deneyimlere açık olur.
D) İnsanın başkalarıyla özdeşim kurması, aynı deneyime ortak olmasına bağlıdır.
E) Topluma duyarlı insan, başkalarının düşüncelerine göre davranmaya meyillidir.

Orhan Veli’nin “Kitabe-i Seng-i Mezar”ını sevmemiz, onun, Süleyman Efendi’de, gelmiş geçmiş sayısız silik insanı, basit fakat ezelî dertleri içinde duymuş olmasındandır. Şiir, ister Sultan Süleyman’a ister Süleyman Efendi’ye yazılmış olsun sanat bakımından birdir. Şiirde asıl olan, şairin duyuşunun başka türlü söylenmesine imkân olmayacak tarzda kelimelerle kurulması ve benzersiz bir şiir iklimi yaratmasıdır.

Bu parçada şiirle ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerin hangisidir?
A) Kendinden önceki fikirlerin üzerine inşa edilebildiği ölçüde beğeni kazanır.
B) İnsanların paylaşmış olduğu duygu ve düşünceleri evrensel bir dille yansıtır.
C) Toplumun farklı kesimlerinin hislerini duyurabildiği takdirde geleceğe seslenir.
D) Konu ve üslup açısından yakaladığı başarı ölçüsünde şairini ölümsüz kılar.
E) İçerikten ziyade barındırdığı yeni ifade biçimleriyle bir özgünlük kazanır.

Ahmet Hamdi Tanpınar, Beş Şehir adlı eserine yeni bir şehir eklese bu kuşkusuz Paris olurdu. Tanpınar; Yahya Kemal’den, Proust’tan okuduğu bu şehre ancak İkinci Dünya Savaşı sonrasında gidebildi. Yazar için gecikmiş bu ziyaret, hayalindeki Paris ile karşılaştığı şehir arasında çatışmalara neden oldu. Tanpınar için düş kırıklıklarıyla dolu bu seyahatin izlerine, bazı deneme ve mektuplarında rastlanır. Yazarın İstanbul&#;u, kişisel tarihine dönerek arşınlamasına benzer biçimde Paris’i de kendi soyut tasarımlarındaki hâliyle görmeye çalıştığı ama gerçekte gördükleri karşısında şehre dair bu zihinsel kabulleri terk ederek yepyeni bir çatı, daha derin bir temel arayışına girdiği anlaşılıyor.

Bu parçadan hareketle Ahmet Hamdi Tanpınar ile ilgili aşağıdakilerin hangisi ?
A) Hayalindeki Paris’i, başkalarının anıları ile edebî eserlerinden hareketle biçimlendirdiği
B) İstanbul’u, edebiyatla iç içe oluşan hayallerden çok somut deneyimleriyle yorumladığı
C) Paris’e dair izlenimlerinin zaman zaman çeşitli türlerdeki eserlerinde yer aldığı
D) İstanbul ve Paris’in, edebî yaşamında belirli bir yer edinen şehirler arasında olduğu
E) Paris değerlendirmelerinde başlangıçtaki beklentilerin zamanla değişim gösterdiği

Neil Postman, Televizyon: Öldüren Eğlence adlı kitabında televizyonun eğlenceyi amaç edinmesini eleştirir ve bu eleştirisini temellendirmek adına o ünlü “Biçim, içeriği dışlar.” ifadesini kullanır. Postman&#;a göre televizyon, sürekli eğlenen bir toplum inşa eder ve toplum içerisinde sorun olabilecek her şeyi eğlenceye indirger. Böylelikle televizyon, karşısında kendimizi ölesiye eğlendirmek dışında bir şey yapmadığımız bir kutuya dönüşür.

Bu parçaya göre Neil Postman&#;ın televizyona yönelik eleştirisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Toplumsal değerlerin reddedilmesine yönelik içerikler üretmesi
B) Bireylerin kendisi ve dış dünya arasında ayrım yapmasını engellemesi
C) İçerikte ele alınan konuları, bireyleri eğlendirme amacı güderek sunması
D) Toplumda huzuru sağlamak için bireyleri eğlendirmeyi amaç edinmesi
E) Toplumu yansıtmayan içeriklerinin bireyi kendine yabancılaştırması

Aşağıdaki parçalardan hangisi “İyi bir yazar şüphesiz, insan psikolojisini çok iyi bilmeli, karakterlerini önce kendisi anlamalıdır.” düşüncesine uzak düşmektedir?

A) Ed Catmull&#;un Yaratıcılık&#;ına biyografimsi denmesinin sebebi, kendi çocukluğunu anlatıyor gibi görünse de aslında herkesin çocukluğundan bahsetmesidir. Karakterlerini o kadar içten tanıtıyor ki onlarla bir arada yaşıyor gibi hissediyoruz.
B) Şanzelize Düğün Salonu adlı eserinde Tarık Tufan, bir karakterine isim vermeyerek onun hayatındaki bocalamalara dikkat çekmek istiyor. Okurlardan kendi içsel dünyalarına göre karaktere isim koymalarını bekliyor.
C) Olasılıksız ve Empati&#;nin yazarı Fawer, son kitabıyla da başarıyı yakalamış görünüyor. Kahramanının zihnini ve duygularını ters yüz ederek çıktığı maceranın masalsı bir zeminden yükselmesi ağızda güzel bir tat bırakıyor.
D) Nobel ödüllü yazar Saramago&#;nun eseri Körlük, umutsuz ama insana cesaret aşılayan romanlardan biri. Kitabın başarısı, bir döneme bağlı kalmadan insanı hem tarihsel derinlikte hem de kendi psikolojisinin diplerine inerek analiz etmesinde yatıyor.
E) Nahid Sıtkı Örik&#;in Kıskanmak&#;la yakaladığı başarı, insan ruhunun derinliklerinde gördüklerini gün yüzüne çıkarabilmesinde yatar. Çünkü yazar, kahramanını önce bağrına basmış, ondan sonra okurun karşısına çıkarmıştır.

Çocuk genellikle yaptığı işin engellenmesi veya sevdiği oyuncağın elinden alınması gibi somut, yetişkin ise daha çok toplumsal veya mesleki haksızlıklar gibi soyut nedenlerle öfkelenir. Çocukla yetişkin arasında bulunan ergen için hem somut hem soyut her türlü kışkırtma öfkeye yol açabilir. Öfkenin dış görünümü çocuksu (bağırma, ayaklarını yere vurma, şiddetli ağlama) ve yetişkince (kaba sözler, ince alaylar) olabilir. Ergenlerin zekâ düzeyi ile heyecanı ifade biçimleri üzerine yapılan bir araştırmada doğrudan doğruya öfkeye yol açan nedene karşı tepki göstermenin zekâ göstergesi olduğu bulunmuştur. Görece düşük zekâya sahip olanlar, öfkeyi sorumlu olmayan dış etkenlere aktarma eğilimindedir. Öfkeden doğan engellenme tepkisinin konuyla ilgisiz kişilere yansıtılması ergenlikte sürüyorsa belirli bir zihinsel olgunlaşma gecikmesi akla gelir.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ?
A) Ergenin zekâ seviyesi arttıkça öfke duygusunun dışa vurumunda azalma gözlemlenir.
B) Ergenlikte öfke duygusunun ifadesi, konuşma veya beden aracılığıyla gerçekleşebilir.
C) Engellenme tepkisini sorumlu olmayan kişilere yöneltme, çocuklardan beklenen bir harekettir.
D) Ergenler çocukluk ruh hâlini tamamen bırakmamış olsa da belirli bir olgunluğa sahiptir.
E) Ergenlik, çocukluğun ve yetişkinliğin öfke nedenlerinin bir arada bulunduğu bir dönemdir.

Aşağıdaki parçalardan hangisi “Bir insan, doğuştan yeteneği düşük olduğu bir alanda başarılı olabilir mi?” sorusuna cevap vermektedir?

A) Zekâ, sahibini şımartan hoş bir aroma gibidir. Zekâsına güvenerek çalışmaya gerek duymadan ömrünü geçiren insanlar tanıyorum. Bu kişiler, kalıtsal özellikleri sayesinde bir alanda başarılı olmakla yetinirken çok daha başarılı olabilecekleri alanları gözden kaçırıyor.

B) Beynin kendini değiştirebilmesiyle ilgili çalışmalar, onun bir alana yoğunlaştığında başarılı olmasını sağlayan beceriler kazanabildiğini gösteriyor. Sporcuların zamanla kaslarını güçlendirmesi gibi beyin de yeni nöral bağlantılar kurarak kendini geliştirebiliyor.

C) Zekâ testleri aklın sihirli bir göstergesi olmaktan ziyade belli bir tür testi çözme becerisini ölçen araçlardır. Testte başarılı olan kişilerin yeteneklerinin yüksek olduğu değil, sorulara cevap verme konusunda diğerlerinden daha iyi eğitim aldığı söylenebilir.

D) Bireysel farklılıklar üzerine yapılan çalışmalar, daha önce göz önüne alınmamış olguların araştırılmasına öncülük ediyor. Hepimizin günlük hayatta “Babası ve annesi yetenekli, elbette yetenekli olacak çocuk!” demesi, bu araştırmalarla bilimsel olarak kanıtlanıyor.

E) Herkes kendi belleğini geliştirmeyi öğrenebilir ama her şeyi hatırlar diye bir kural yok. İnsan beyni kendinden beklenen davranışları yerine getirmeye odaklanır ama tersi de olabilir. Örneğin hatırlamak istediği bir olayı unuturken unutmak istediklerini hatırlayabilir.


Gazeteci: Denizin renginin mavi olduğunu söyleyen genç dostunuza niçin şiir yazmayı bırakmasını salık verdiniz?
Şair: Deniz mavi olduğu için.
Gazeteci: Aynı sözleri söyleyen bir ressam olsaydı yanıtınız yine aynı mı olacaktı?
Şair: Bir ressama denizin rengini sormazdım ki. Olsa olsa dalgaların sesini betimlemesini isterdim ondan.

Aşağıdaki yargılardan hangisinin bu diyalogdaki şairin sanat anlayışıyla örtüştüğü söylenebilir?
A) Bir eserin sanatsal bir nitelik taşıdığını anlamanın en kolay yolu, onun gerçekliği olduğu gibi yansıtabilmesinden geçer.
B) Bence sanatın amacı, sözcükler veya görsel tablolar aracılığıyla karşısındaki kişiyi duygusal bir ruh hâline taşıyabilmektir.
C) Sanatın işlevinin, ele aldığı gerçekliği bir başka düzleme taşıyarak onu dönüştürebilmesinde saklı olduğunu düşünüyorum.
D) Sanatın; işlediği herhangi bir gerçeklik veya nesneyi, onları kuşatan sınırlar içinde resmedebildiği ölçüde başarılı olacağına inanıyorum.
E) Şiir, resim veya sanatın diğer alanları, insani gerçeklik karşısında bir ayna olmayı başarabilirse asıl hedefine ulaşmış sayılır.

Sanatın önemli bir dalı olan sinema, kitle iletişim aracı olarak kültürün gelişmesine katkıda bulunurken insanları bilgilendirir, eğlendirir ve onların bakış açılarını geliştirir. Sinema; kendisinden önce varolan edebiyat, resim, müzik, tiyatro, heykel, dans gibi sanat dallarının hepsiyle iç içedir. Ancak sinema, en güçlü bağını edebiyatla kurar ve ortaya çıktığı andan beri edebiyattan beslenir.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisi söylenebilir?
A) Sinema, insanı eğlendirmede diğer sanat dallarından daha başarılı olmuştur.
B) Edebiyat, sinemaya diğer sanat dallarından daha fazla katkıda bulunmuştur.
C) Bireylerin bilgi edinmesinde sinema ve edebiyat temel iletişim aracı olmuştur.
D) Resim, heykel, tiyatro, dans gibi sanat dalları sinemanın temelini oluşturmuştur.
E) Edebî eser uyarlamaları, sinema kültürünün yaygınlaşmasını sağlamıştır.

soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Bencillik sanıldığının aksine kişinin dilediği gibi yaşaması değil, başkalarından kendi istediği gibi yaşamalarını talep etmektir. Bencil insanlar, bıkmadan usanmadan kendi yaşam alanı içinde mutlak bir tip monotonluğu yaratmayı hedefler. Onlar aslında sürekli kendi doğruları, kabulleriyle kendileri için makul olan çıkarımlarla inşa ettikleri bir zindanda yaşarlar ve sizi de bir şekilde orada yaşamaya mecbur bırakmak isterler. Üstelik buna direnç gösterenleri yargılar, ötekileştirir ve onlara karşı olumsuz tutum geliştirirler. Daha da önemlisi bencil insanlar var olabilmek ve benliklerini tamamlamak için diğer insanların benliklerini tüketmeyi maharet sayarlar. Bu yüzden bencilliğin en önemli aracı sürekli başka insanların hayatlarına ilişmek, her fırsatta onlara müdahale etmektir; doğrusu senin bildiğin gibi değil, benim istediğim gibi olmalı diyebilmek için.

Bu parçada “zindanda yaşamak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kendi iç dünyasının sınırlarının farkında olmak
B) İnsanların kişisel alanlarını önemsemeden yaşamak
C) Kendini var ettiği dar alanda yaptırımlar uygulamak
D) Aşina veya yatkın olduğu sınırlar içinde kalmak
E) Kendine sunulan zorunlu alanda hayatını sürdürmek

Bu parçadan hareketle bencil insanlarla ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) İlişkilerinde diğer insanları gerçek kimliklerinden uzaklaştırarak onların kendilerine yaklaşmasını sağlarlar.
B) Tüm insanların aslında özünde bencil olduğu ve değişime direnç gösterebileceği fikrini savunurlar.
C) Kendi çıkarlarını gerçekleştirmeye odaklandıklarından toplumun beklentilerini karşılamakta zorlanırlar.
D) Hayata kendi pencerelerinden baktıklarından başkalarının dünyasında olup bitenleri fark etmezler.
E) Mutlak doğrunun varlığına inanmadıklarından kendi fikirlerinin doğruluğu konusunda ısrar etmezler.

soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

İnsan, duygusal bir varlıktır ama duygularını ifade edebilme konusunda yeterince başarılı değildir. Özellikle toplum içinde duygularını dile getirmenin bir zayıflık göstergesi olarak algılanması, bu durumun önemli bir nedenidir. Bu tür toplumsal kabullerden dolayı ne duygularımıza kulak vermeyi öğrenebiliriz ne de onları nasıl ifade edebileceğimizi. Üstelik duygularımızın sesini duymak yerine onları inkâr edip bastırmayı maharet olarak görürüz. Sevdiğimiz insanlara sevgimizi ifade edemeyişimizin nedeni de budur. En son ne zaman bir sevdiğinize olan duygularınızı dile getirdiniz? Şurası bir gerçek ki çoğumuz yaşadığımız olayların bizde bıraktığı duygusal izleri yok sayıp bildiğimiz, tamamen irademizden bağımsız olarak çocukluktan beri öğrendiğimiz belirli kalıplara göre tepkiler veririz. Oysa duyguları bastırmak onları yok etmez, onları yok saymak da sizi daha güçlü kılmaz. Geç kalmış sayılmazsınız, duygularınızı inkâr etmeyin, ifade edin. Onlar sizin duygularınız, bırakın konuşsunlar.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir?
A) Duyguları yadsımak, insanın kendi varlık amacını reddetmesi sonucunu doğurur.
B) Duygu dilinin öznelliği, duyguların toplumsal hayatın temeli olmasını engeller.
C) İnsanın duygusallık derecesi, yaşadığı toplumun kabullerinden bağımsızdır.
D) Duyguları gizleme eğilimi, farkında olmadan geliştirilen bir davranış biçimidir.
E) İnsan, hislerini içinde yaşayarak çevresindeki kişilerin dayatmalarından kurtulur.

Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi duygularımızı inkâr etmemizin nedenlerinden biri ?
A) Akılcı davranış biçimlerinin daha doğru olduğuna dair inancımız
B) Karşımızdakine duygularımızı dile getirme konusundaki yetersizliğimiz
C) Alışık olduğumuz toplumsal değerlere göre hareket etme eğilimimiz
D) Duygularımıza göre hareket etmenin güçsüzlük olduğuna dair düşüncemiz
E) Kodlanmış davranış biçimlerinin dışına çıkmamaya yönelik tercihimiz

soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.

Evrenin doğasıyla ilgili konuşmak, başlangıcı ve sonunun olup olmadığını tartışabilmek için kuramlara ihtiyacımız vardır. Kuramlar, evrenin sınırlı bir bölümünden hareketle gözlemlerimize dayanarak oluşturduğumuz kurallar dizisidir. Bana göre kuramlar birer varsayım olmaları bakımından değişkenlik gösterir, tamamen doğru olduklarını asla kanıtlayamazsınız. Kanıtlama amacıyla yaptığınız deneylerin sonuçları kuramla ne kadar uyumlu çıkarsa çıksın bir sonraki sonucun kuramla çelişmeyeceğinden emin olamazsınız. Ayrıca kuramın kestirimleriyle çelişen tek gözlemle bile kuramı çürütebilirsiniz. Yeni deneylerin tahminlerle uyuştuğu gözlemlendikçe kuram ayakta kaldığı için ona olan güvenimiz artar ancak kuramla çelişen yeni bir gözlem, o kuramı bir kenara atmamızı veya değiştirmemizi gerektirir.

Bu parçada kuramla ilgili aşağıdakilerin hangisine ?
A) Hangi durumlarda gereksinim duyulduğuna
B) Gündelik yaşama nasıl yön verdiğine
C) Nasıl bir süreç sonunda ortaya çıktığına
D) Neden bir varsayım olarak görüldüğüne
E) Değiştirilmesini gerektirecek durumlara

Aşağıdaki örneklerden hangisinin bu parçada anlatılanlara göre geçerliğini yitirmesi beklenir?
A) Tüm evrenin dört ana unsur olan toprak, hava, ateş ve sudan oluştuğunu ileri süren Empedokles’in fikrinin geleceğe dair bir tahmin yapmak için kullanılamaması
B) Newton&#;ın cisimlerin kütlesel nicelikleriyle ilişkili kütle çekim yasasının karmaşık bir modele dayanması sebebiyle sınırlı sayıda çalışmada uygulanabilmesi
C) Aristoteles’in ağır bir cismin hafif olan cisimden daha hızlı düşmesi gerektiği fikrine karşın yapılan deneylerde farklı ağırlıktaki cisimlerin aynı hızda düştüğünün tespit edilmesi
D) Dünya’nın, Jüpiter’in yörüngesine yaklaştığı ve ondan uzaklaştığı zamanları gözlemleyerek kaydeden Roemer’in ışığın sonlu bir hızla gittiğini bilimsel bir dille kaydetmemesi
E) Boş uzayda uçsuz bucaksız pek çok galaksinin olduğunu keşfeden Hubble’ın gözlemlerini gerçekleştirirken dolaylı ölçüm yöntemlerini kullanmak zorunda kalması

26 HAZİRAN TEMEL YETERLİLİK TESTİ (TYT)
TÜRKÇE TESTİ CEVAP ANAHTARI

1.B 2.C 3.D 4.A 5.E 6.A 7.B 8.C 9.D D
E D E A D D C B C D
B E D E E A E B C B
A B C B D A D A B C

YKS (TYT-AYT) SINAV BİLGİLERİ

Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Başvuru Tarihleri :

4 Şubat-2 Mart (Ücret ödeme için son gün, 3 Mart )

YKS 1. Oturum Temel Yeterlilik Testi (TYT) Tarihi:

Sınav Saati ve Sınav Süresi : 26 Haziran (Cumartesi), , dakika

YKS 2. Oturum Alan Yeterlilik Testleri (AYT) Tarihi:

Sınav Saati ve Sınav Süresi : 27 Haziran (Pazar), , dakika

YKS 3. Oturum Yabancı Dil Testi (YDT) Tarihi:

Sınav Saati ve Sınav Süresi : 27 Haziran (Pazar), , dakika

YKS Sınav Ücretleri (TYT/AYT/YDT Her Biri İçin) :

90,00 TL (Ücret ödeme için son gün, 3 Mart )

Geç Başvuru Günü :

Mart (Sınav ücreti, Mart tarihlerinde ödenmelidir.)

Geç Başvuru Günü Sınav Ücretleri (TYT/AYT/YDT Her Biri İçin):

Geç Başvuru Günlerinde yapılan başvurularda sınav ücreti, %50 artırımlı olarak Mart tarihlerinde ödenecektir.

TYT Puanı ve Üzeri Olan ve Bu Puanını YKS’nin Hiçbir Oturumuna Girmeden, YKS’de Merkezi Yerleştirmede veya Özel Yetenek Sınavıyla Yerleştirmede Kullanmak İsteyen Adaylar İçin YKS Başvuru Ücreti: 25,00 TL&#;dir. Geç Başvuru Günlerinde yapılan başvurularda Başvuru Ücreti, %50 artırımlı olarak Geç Başvuru Günlerinde ödenmelidir.

TYT’deki Testler ve Kapsamları

YKS’deki Testler ve Soru Sayıları

Sınav Sonuçları Nasıl Kullanılacaktır?

TYT’de ve üzeri puan alan adaylar, TYT puanı ile öğrenci alan yükseköğretim programlarını tercih edebileceklerdir. TYT’de ve üzeri puan alan adaylardan SAY, SÖZ, EA, DİL puanları ve üzeri olanlar, bu puan türleri ile öğrenci alan lisans programları ile birlikte TYT puanı ile öğrenci alan ön lisans programlarını tercih edebileceklerdir.

TYT’de ve üzeri puan alan adaylardan SAY, SÖZ, EA, DİL puanları ve üzeri olmayan adayların sadece ön lisans programlarını tercih etme hakları bulunmaktadır. Bu adayların SAY, SÖZ, EA, DİL puanı ile öğrenci alan lisans programlarını tercih etme hakları yoktur.

Özel yetenek sınavıyla öğrenci alan yükseköğretim programlarına başvurabilmek için de TYT puanının ve üzeri (Engelli öğrencilerde ve üzeri puan için Bakınız 6. madde.) olması gerekmektedir.

Sınav Sonuçları Nasıl Duyurulacaktır?

Adaylara sonuç belgesi gönderilmeyecektir. Adaylar sınav sonuçlarını, T.C. Kimlik Numaraları ve şifreleri ile ÖSYM’ninmonash.pw internet adresinden veya mobil uygulamasından öğrenebileceklerdir. İnternet sayfasındaki duyurular adaylara tebliğ hükmündedir.

Sonuçlarda şu bilgiler bulunacaktır:

  • Testlerdeki doğru ve yanlış cevap sayısı
  • TYT puanı ve başarı sırası
  • varsa AYT ile YDT puanları ve başarı sıraları
  • Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP)
  • Yerleştirme puanları ve başarı sıraları

ÖSYM, adaylara yönelik sınav sonuç belgelerinin doğrulanmasını sağlamak üzere “Sonuç Belgesi Kontrol Sistemi” işlemini hizmete sunmuştur. Bu amaçla kullanılmak üzere Sınav Sonuç Belgelerinin en alt kısmına, sistem tarafından rastgele üretilmiş bir “Sonuç Belgesi Kontrol Kodu” basılmaktadır. Söz konusu işleme monash.pw üzerinde Sonuç Belgesi Kontrol Sistemi sayfasından ulaşılmaktadır.

OBP (ORTAÖĞRETİM BAŞARI PUANI) NASIL HESAPLANACAKTIR?

Ortaöğretim bitirme notları en küçüğü , en büyüğü olmak üzere ortaöğretim başarı puanına dönüştürülecektir. Ortaöğretimde alınan üzerinden diploma notu, 5 ile çarpılarak Ortaöğretim Başarı Puanına (OBP) dönüştürülecektir. Böylece, 50 olan en düşük diploma notu için OBP olacak, en yüksek olan diploma notu için de OBP olacaktır. Diploma notu bildirilmeyen adayların diploma notu ile 50’nin altında olan diploma notları, 50 olarak değerlendirmeye alınacaktır. Ortaöğretim Başarı Puanının (OBP) hesaplanmasında Türkiye geneli dikkate alınacak, okul bazında işlem yapılmayacaktır.

Son sınıftaki adayların YKS yerleştirme işlemlerinde kullanılacak Ortaöğretim Başarı Puanı (OBP) hesaplanmasında kullanılacak olan diploma notu bilgisi, Merkezimiz tarafından MEB e-okul sisteminden (Haziran Ayı içerisinde) ÖSYM Aday İşlemleri Sistemine aktarılacaktır. Bu sisteme KKTC okulları dâhil değildir. Adaylar, ÖSYM tarafından duyurulacak tarihlerde, okul ve diploma notu bilgilerini aday işlemleri sisteminden kontrol edebilecekler ve değişiklik taleplerini ÖSYM üzerinden değil okulları aracılığıyla e-okul üzerinden yapacaklardır. Süre tamamlandıktan sonra gelen düzeltme istekleri kabul edilmeyecektir. Bu bilgilerin ÖSYM’ye eksik veya yanlış bildirilmesinden ÖSYM değil, zamanında notlarını kontrol etmeyen veya diploma notunun düzeltilmesi için okulunu uyarmayan adaylar sorumlu olacaktır. Değişiklik işlemleri sadece ÖSYM tarafından belirlenen süreler içinde yapılabileceğinden adayların, ÖSYM’nin internet sayfasında yapılacak duyuruları dikkatle takip etmeleri ve varsa düzeltme taleplerini zamanında kendi okullarına iletmeleri gerekmektedir.

KKTC okulları için YKS’ye başvuran adayların diploma notları Haziran ayı içerisinde ÖSYM’nin internet sayfasında belirtilecek olan tarihler arasında, adayların öğrenim gördüğü okul müdürlüklerinden elektronik ortamda internet aracılığıyla toplanacaktır. Okul müdürlükleri tarafından ÖSYM’ye elektronik ortamda bildirilen diploma notları listelenerek adayların kolaylıkla görebilecekleri bir yere asılacaktır. Adaylar bu bilgilerini mutlaka kontrol etmelidir. Adayların bu bilgilerini ayrıca monash.pw internet adresinden de kontrol etmeleri gerekmektedir. Adayların düzeltme istekleri incelenerek gerekli düzeltmeler, süresi içinde sadece ilgili okul tarafından yapılacaktır. Süre tamamlandıktan sonra gelen düzeltme istekleri hiçbir şekilde kabul edilmeyecektir. Bu bilgilerin ÖSYM’ye eksik veya yanlış bildirilmesinden
ÖSYM sorumlu olmayacaktır.

Eğitim bilgilerinin ve diploma notlarının aday tarafından onaylanması

YKS’ye başvuran adayların YKS değerlendirme ve yerleştirme işlemlerinde kullanılmasını istedikleri eğitim bilgilerini, 29 Haziran-6 Temmuz tarihleri arasında ÖSYM Aday İşlemleri Sisteminde (AİS) kontrol etmeleri ve bu eğitim bilgilerini seçerek 6 Temmuz tarihi saat ’ya kadar onaylamaları gerekmektedir.

Eğitim bilgilerinde eksiklik veya hata olan adayların, mezun oldukları/olacakları ortaöğretim kurumları ile görüşerek eğitim bilgilerini Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) e-okul sistemi üzerinden düzelttirmeleri ve bu düzeltme işlemi sonrasında 29 Haziran-6 Temmuz tarihleri arasında monash.pw adresinden düzelttirdikleri eğitim bilgilerini seçerek 6 Temmuz tarihi saat ’ya kadar onaylamaları gerekmektedir.
Eğitim bilgisi MEB e-Okul sistemine eklenemeyecek durumda olan adayların ise eğitim bilgilerini Kamu Kurumları İşletim Sistemi (KKİS) üzerinden okullarına işlettirmeleri ve sonrasında monash.pw adresinden bu eğitim bilgilerini seçerek 6 Temmuz tarihi saat ’ya kadar onaylamaları gerekmektedir.

Adayların bireysel olarak veya ortaöğretim kurumlarının doğrudan Merkezimize yapacakları değişiklik/düzeltme taleplerine ilişkin Merkezimizce yapılacak işlem bulunmamaktadır.

YKS’ye başvuran tüm adayların eğitim bilgisi seçme işlemini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Eğitim bilgisi kontrol, seçme ve onaylama işlemleri 6 Temmuz tarihinde saat ’da sona erecek olup, bu tarihler arasında yapmış olduğu son seçim önem arzetmektedir. OBP’ye ilişkin işlemlerin yapıldığı tarihte adayın aktif olan tek bir eğitim bilgisi varsa, bu eğitim bilgisi kullanılacaktır. Bu tarihte adayın birden fazla eğitim bilgisi varsa ve başvuruda seçmiş olduğu eğitim bilgisi, bu eğitim bilgileri arasında ise adayın bu eğitim bilgisi kullanılacaktır (Onay işlemi yapan veya yapmayan tüm adaylar için başvuruda kullanılan eğitim bilgisinin son eğitim bilgileri arasında olup olmadığının anlaşılmasında; okul türü, alan, dal ve okul kodu bilgileri kullanılacaktır.). Adayın başvuruda kullandığı eğitim bilgisi bu tarihte aktif eğitim bilgileri arasında bulunmuyor ise adayın en son mezun olduğu eğitim bilgisi kullanılacaktır.

Ortaöğrenimi yurt dışı olan adayların bu kılavuzdaki YURT DIŞINDA ÖĞRENİM GÖREN (TRANSKRİPTLİ) ADAYLAR (KKTC HARİÇ) başlığı altında verilen bilgileri dikkatlice incelemeleri gerekmektedir.

YERLEŞTİRME PUANLARI HESAPLANIRKEN OBP BU PUANLARA NASIL EKLENECEK VE EK PUANLAR NASIL HESAPLANACAKTIR?

Her aday için hesaplanmış olan OBP; 0,12 katsayısı ile çarpılarak sınav puanlarına eklenecek ve böylece adayların yerleştirme puanları hesaplanacaktır.

TYT puanı ’nin altında olan adaylar için yerleştirme puanı (Y-TYT) hesaplanmayacaktır. SAY, SÖZ, EA, DİL puanı ’in altında olan adaylar için ilgili yerleştirme puanı (Y-SAY, Y-SÖZ, Y-EA, Y-DİL) hesaplanmayacaktır.

TYT puanı olmayan, TYT puanı hesaplanmayan veya TYT puanı ’nin altında olan adayların, AYT ve/veya YDT’ye girmiş olsalar da SAY, SÖZ, EA, DİL için sınav/yerleştirme puanları (Y-SAY, Y-SÖZ, Y-EA, Y-DİL) hesaplanmayacaktır. TYT puanı ve üzeri olan adaylardan AYT ve/veya YDT’ye giren ve cevaplamış oldukları testlere bağlı olarak ve üzeri puan alanların ilgili yerleştirme puanları hesaplanacaktır.

Bir mesleğe yönelik program uygulayan ortaöğretim kurumları mezunlarının, Tablo 3A’da, Tablo 3B.1’de ve Tablo 3C’de belirtilen yükseköğretim ön lisans/lisans programına yerleştirilirken OBP’nin 0,06 katsayısı ile çarpımından elde edilecek ek puanları da yerleştirme puanlarına eklenecektir. Bu ek puanlardan yararlanmak için adayların ön lisans programları için TYT’den veya daha yüksek puan almış olmaları, lisans programları için ilgili puan türünde veya daha yüksek puan almış olmaları gerekmektedir.

Tablo 3A’da, Tablo 3B.1’de yer alan programlar için ek puanlar, tarihi itibarıyla bir mesleğe yönelik program uygulayan ortaöğretim kurumlarından mezun olan veya belirtilen tarih ve öncesinde öğrenim görmekte olan öğrenciler için uygulanacaktır. İlgili ortaöğretim kurumuna tarihinden sonra kayıt olan adaylar için Tablo 3A ve Tablo 3B.1 kapsamında ek puan hesaplanmayacaktır. YKS puanları ile bir yükseköğretim programına yerleştirilen veya özel yetenek sınavı sonucu kayıt olan adaylar, YKS puanları ile bir yükseköğretim programına yerleştirilirken OBP’ye uygulanacak katsayılar yarıya düşürülecektir. YKS’de özel yetenek sınavı sonucu kayıt olanların bilgisi, Yükseköğretim Bilgi Sisteminden (YÖKSİS) alınacak ve bu adayların OBP’lerinin çarpılacağı katsayıları yarıya düşürülecektir.

Yükseköğretim Yürütme Kurulunca, YKS ile bir yükseköğretim programına kayıt hakkı kazanan ancak, ortaöğretim kurumlarından mezun olamayarak bütünleme veya tek ders sınava girecek adayların da kayıt tarihlerinde yükseköğretim kurumlarına geçici kayıtları yapılmasına, bu adayların mezun olduklarına ilişkin belgelerini 31 Aralık tarihine kadar yükseköğretim kurumuna ibraz etmeleri halinde asıl kayıtlarının yapılmasına, bu tarihe kadar mezun olduklarını belgelemeyenlerin geçici kayıtlarının silinmesine ve bu durumda olup belirlenen kayıt tarihlerinde geçici kayıtlarını yaptırmayan adayların kayıtlarının yapılmayacağına karar verilmiştir. Bu karar gereği; YKS için lise son sınıf öğrencisi durumunda eğitim bilgisi mevcut olup, YKS’de bir yükseköğretim programına yerleştirildiği hâlde belirtilen tarihe kadar mezun olamadığı için yerleştirildiği programa kayıt yaptıramayan adaylardan, YKS’ye başvuranların OBP’lerinin çarpılacağı katsayılar yarıya düşürülmeyecektir. Bu durumdaki adayların MEB e-okuldaki bilgileri dikkate alınacağından adayların ayrıca ÖSYM’ye dilekçe/belge göndermesi gerekmemektedir.

Sınavda Elde Edilecek Puanlara Göre İşlem Basamakları

 Ayrıca Bakınız  ⇒Üniversiteye Giriş Sınavı Edebiyat ve Türkçe Soruları-Cevapları

Yazım kuralları, bir dili kullanırken yazıda ve söyleyişte kişiden kişiye farklı anlamlar oluşmaması için belirlenen ve herkes tarafından benimsenen kurallardır.

Dilimizi güzel kullanmak, söylemek istediklerimizi iyi anlatabilmek için yazım (imlâ) kurallarını bilmemiz gerekmektedir. Bu, bize sadece sınavlarda değil, günlük hayatta da kolaylık sağlayacaktır. Çünkü ömrümüz yazılarla iç içe geçmektedir.

Yazım kurallarını beş ana başlık altında inceleyeceğiz.

Yazım Kuralları Kavram Haritası

1. Büyük Harflerin Kullanıldığı Yerler

 >Cümleler büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

»Elindeki kitabı bize tanıttı.
»Kapıyı altmış yaşlarında bir teyze açtı.

 >Cümle içinde başkasından aktarılan ve tırnak içine alınan cümleler büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Babam kardeşime seslendi: &#;Ayşe, gelirken bıçakla çatal da getir!
» Sabri Bey: “Sabah erkenden yola çıkalım.” dedi.

 >İki noktadan sonra gelen cümleler büyük harfle başlar. Ancak iki noktadan sonra cümle niteliğinde olmayan örnekler sıralandığında bu örnekler büyük harfle başlamaz.

Örnek(ler)

» Size tavsiyem şu: Her zaman düzenli çalışın.
Bu örnekte iki noktadan sonra gelen kısım, bir cümle olduğu için büyük harfle başlamıştır.

» Rafta ne yok ki: konserveler, şekerler, kutular…
Bu örnekte ise iki noktadan sonra gelen kısım, cümle niteliği taşımadığı için küçük harfle başlamıştır.

 >Dizeler genellikle büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

»Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor.
    Bir hilâl uğruna, ya Râb, ne güneşler batıyor!

 >Özel adlar büyük harfle başlar.

 >Kişi adları ve soyadları büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Ömer Seyfettin, Nazım Hikmet, Necip Fazıl Kısakürek&#;
» Bu şiir Mehmet Akif Ersoy&#;a aittir.

 >Takma adlar da büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Avni (Fatih Sultan Mehmet), Demirtaş (Ziya Gökalp)

 >Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri, unvanlar, lakaplar, meslek ve rütbe adları büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Kadı Mehmet Efendi, Avukat Mustafa, Zeynep Hanım&#;
» Dün gece Yüzbaşı Hakan, bölüğüne tatbikat yaptırdı.

 >Hayvanlara verilen özel adlar büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Gofret, Çomar, Zeytin, Karabaş, Sarıkız&#;
» Yabancı birinin kendisine yaklaştığını gören Çakır havlamaya başladı.

 >Akrabalık bildiren sözcükler büyük harfle başlamaz.

Örnek(ler)

» Burcu abla, Nesrin teyze, Nilgün hala&#;
»Osman dayım bugün bize gelecekmiş.

 NOTAkrabalık bildiren sözcükler başa geldiğinde veya lakap yerine kullanıldığında büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Nene Hatun, Müslüm Baba, Susuz Dede&#;
» Bugün Susuz Dede&#;yi ziyarete gittik.

 > Hitap kelimeleri büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Sevgili Öğrenciler, Değerli Kardeşim&#;

 > Saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Sayın Bakan, Değerli Öğretmenim&#;

 > Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Uzak Doğu’dan gelen heyeti Vali, makamında kabul etti.

 > Millet, boy, oymak adları büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Türk, Alman, İngiliz, Özbek&#;
» Beni Türk hekimlerine emanet ediniz. (monash.pw Atatürk)

 > Dil ve Lehçe adları büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Türkçe, Almanca, İngilizce&#;
» Her cumartesi İngilizce kursuna gidiyorum.

 > Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Antep fıstığı, Brüksel lahanası, Hindistan cevizi, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Maraş dondurması, Latin alfabesi, Van kedisi&#;

 > Devlet adları büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Türkiye Cumhuriyeti, Azerbaycan, Amerika Birleşik Devletleri, Suudi Arabistan&#;
» Bu yıl ülkemize en çok turist Almanya&#;dan gelmiş.

 > Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözcükler büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Müslümanlık, Müslüman; Hristiyanlık, Hristiyan; Musevilik, Musevi; Budizm, Budist; Hanefilik, Hanefi&#;
» Ünlü bir manken, evlendikten sonra din değiştirerek Hristiyan oldu.

 > Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Tanrı, Allah, İlah, Cebrail, Zeus, Kibele&#;
» İslam’a göre peygamberlere vahiy getirmek, Allah&#;ın emir ve yasaklarını bildirmekle vazîfeli melek Cebrail&#;dir.

 NOT  “Tanrı, Allah, İlah” sözleri özel ad olarak kullanılmadıklarında küçük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Eski Yunan tanrıları, müzik dünyasının ilahı.

 >Gezegen ve yıldız adları büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Mars, Dünya, Güneş, Halley&#;
»Güneş’in Dünya’ya uzaklığı km’dir.

 NOT  Dünya, güneş, ay sözcükleri gezegen anlamı dışında kullanıldığında küçük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Güneş doğmaz oldu dünyama.

 >Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt vb.) büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Asya, İç Anadolu, Konya, Bahçelievler&#;
»Avrupa kıtası bir yarımada şeklindedir.

 NOT  Yer-yön bildiren (doğu ,batı,güney,kuzey,orta…) sözcükler, tek başına ya da özel isimden sonra kullanıldıklarında küçük harfle,özel isimden önce kullanıldıklarında büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Siz Doğu Anadolu&#;yu gördünüz mü?
» Anadolu’nun doğusuna yılın ilk karı düştü. 

 NOT  Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen “mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak” kelimeleri büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Atatürk Bulvarı, Cumhuriyet Mahallesi, Kazım Karabekir Caddesi&#;

 NOT Özel ada dâhil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, belde, köy vb. sözler küçük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Konya ili, Etimesgut ilçesi, Uzungöl beldesi, Darıca köyü&#;

 >Yer adlarında ilk addan sonra gelen deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci adlar büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Ağrı Dağı, Çoruh Nehri, İstanbul Boğazı, Süveyş Kanalı, Avrupa Yakası, Van Gölü&#;

 >“Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb.” yapı adlarının bütün kelimeleri büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» İshakpaşa Sarayı, Çankaya Köşkü, Horozlu Han, Ankara Kalesi, Galata Köprüsü, Beyazıt Kulesi, Zafer Abidesi&#;
»Galata Köprüsü bir hafta boyunca trafiğe kapatılmış.

 > Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğunda, yer adının ilk harfi büyük yazılır.

Örnek(ler)

» Hisar’dan, Boğaz’dan, Köşk’e&#;
»Boğaz’ı seyretmenin keyfi bir başkadır.

 > Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her sözcüğü büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Türkiye Büyük Millet Meclisi, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Devlet Malzeme Ofisi, Millî Kütüphane, Çocuk Esirgeme Kurumu, Atatürk Orman Çiftliği, Çankaya Lisesi, Mavi Köşe Bakkaliyesi, Yeşilay Derneği, Emek İnşaat, Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü&#;
» Yapılan ihaleyi Yeşil İnşaat kazandı.

 > Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Medeni Kanun, Türk Bayrağı Tüzüğü, Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği&#;

 > Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her sözcüğü büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Nutuk, Safahat, Kendi Gök Kubbemiz, Sinekli Bakkal, Varlık, Resmî Gazete, Hürriyet, Milliyet, Kaplumbağa Terbiyecisi, Leyla ile Mecnun, Saraydan Kız Kaçırma, Onuncu Yıl Marşı&#;
» Törende Onuncu Yıl Marşı da okundu.

 UYARI  Özel ada dâhil olmayan “gazete, dergi, tablo vb.” sözcükler büyük harfle başlamaz.

Örnek(ler)

» Milliyet gazetesi, Türk Dili dergisi, Halı Dokuyan Kızlar tablosu


 NOT  Kitap, makale, tiyatro eseri, kurum adı vb. özel adlarda yer alan kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında“ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de” sözleriyle “mı, mi, mu, mü” soru eki küçük harfleyazılır. Özel adın tamamı büyük yazıldığındaysabu sözler ve ekler büyük harfleyazılır.

Örnek(ler)

» Mai ve Siyah, Suç ve Ceza, Leyla ile Mecnun, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı&#;
» TALİM VE TERBİYE KURULU BAŞKANLIĞI, SAVAŞ VE BARIŞ&#;

 > Tarihî olay, çağ ve dönem adları büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» İlk Çağ, Yükselme Devri, Millî Edebiyat Dönemi&#;

 > Ulusal, resmî ve dinî bayramlarla anma ve kutlama günlerinin adları büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Ramazan Bayramı, Nevruz Bayramı, Miraç Kandili, Anneler Günü, 14 Mart Tıp Bayramı, Hıdırellez&#;

 > Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında her kelimenin ilk harfi büyük yazılır.

Örnek(ler)

» Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Kitle İletişim Araçlarında Türkçenin Kullanımı Bilgi Şöleni&#;

 > Özel adlardan türetilen bütün kelimeler büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Türklük, Türkçe, İstanbullu, Avrupalılaşmak&#;
» Gezi boyunca Erzurumlu bir arkadaşımız bize eşlik etti.

 UYARI  Özel ad kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa büyük harfle başlamaz.

Örnek(ler)

» hicaz (Türk müziğinde bir makam), donkişotluk (gereği yokken kahramanlık göstermeye kalkışma)&#;

 UYARI  Para birimleri büyük harfle başlamaz.

Örnek(ler)

» avro, dinar, dolar, lira, kuruş, liret&#;

 UYARI  Özel adlar yerine kullanılan &#;o&#; zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz.

Örnek(ler)

» Arkadaşımla konuşurken birden o geldi.

 > Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» 29 Mayıs Salı günü, 29 Ekim , 28 Aralık&#;
» YKS 13 Haziran&#;da yapılacakmış.

 UYARI  Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları büyük harfle başlamaz.

Örnek(ler)

» YKS haziranda yapılacakmış.

 > Tabela, levha ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle başlar.

Örnek(ler)

» Giriş, Çıkış, Müdür, Vezne, Otobüs Durağı, Şehirler Arası Telefon, 3. Kat, 4. Sınıf, 1. Blok&#;

 > Kitap, bildiri, makale monash.pw ana başlıktaki kelimelerin tamamı, alt başlıktaki kelimelerin ise yalnızca ilk harfleri büyük olarak yazılır.

 UYARI Kitap, dergi monash.pw bulunan resim, çizelge, tablo monash.pw altında yer alan açıklayıcı yazılar büyük harfle başlar. Açıklayıcı yazı, cümle niteliğinde değilse sonuna nokta konmaz.

2. Sayıların Yazımı

 > Sayılar metin içerisinde yazıyla yazılır.

Örnek(ler)

» Üç ay sonra İzmir’e gideceğim.
» Bu gelenek bin yıldır sürüyor.

 > Saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır.

Örnek(ler)

» Bugün okula saat ’de gideceğiz.
» Manavdan 5 kg soğan aldık.

 NOT  Saat ve dakikalar metin içinde yazıyla da yazılabilir.

Örnek(ler)

» Saat dokuzu beş geçe…

 > Birden fazla sözcükten oluşan sayılar ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» üç yüz altmış beş, bin iki yüz elli&#;
» Bir yıl üç yüz altmış beş gündür.

 > Para ile ilgili işlemler ve senet, çek vb. ticarî belgelerde geçen sayılar bitişik yazılır. Buradaki amaç belgenin üzerinde sonradan değişiklik veya ekleme yapılamasını önlemektir.

Örnek(ler)

» ,53 (altıyüzyetmişbeşTL,otuzbeşKr)

 > Dört veya daha çok basamaklı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara ayrılarak yazılır ve aralarına nokta konur.

Örnek(ler)

» , , , &#;
» Türkiye&#;nin nüfusu yılı sonunda kişiye ulaştı.

 > Dört veya daha çok basamaklı sayıların kolay okunabilmesi amacıyla içinde geçen “bin, milyon, milyar ve trilyon” sözleri harfle yazılabilir.

Örnek(ler)

» 1 milyar milyon kişi, 3 bin kalem&#;
» Türkiye&#;nin nüfusu yılı sonunda 75 milyon bin kişiye ulaştı.

 > Sayılarda kesirler virgülle ayrılır.

 > Sıra sayıları yazıyla ve rakamla gösterilebilir. Rakamla gösterilmesi durumunda ya rakamdan sonra bir nokta konur ya da rakamdan sonra kesme işareti konularak derece gösteren ek yazılır.

Örnek(ler)

»  , , XX.; 15’inci, 56’ncı

 NOT  Sıra sayıları ekle gösterildiklerinde rakamdan sonra sadece kesme işareti ve ek yazılır, ayrıca nokta konmaz.

Örnek(ler)

»8.’inci (yanlış)8’inci (doğru), 2.’nci (yanlış)2’nci (doğru)

 NOT  Üleştirme sayıları rakamla değil yazıyla belirtilir.

Örnek(ler)

»8’er (yanlış)sekizer (doğru), 2’şer (yanlış)ikişer (doğru)

 NOT  Romen rakamları tarihî olaylarda, yüzyıllarda, hükümdar adlarında, tarihlerde ayların yazılışında, kitap ve dergi ciltlerinde, kitapların asıl bölümlerinden önceki sayfaların numaralandırılmasında, maddelerin sıralandırılmasında kullanılır.

3. Birleşik Kelimelerin Yazımı

Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler

 > Ses düşmesine uğrayan bileşik sözcükler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» cumartesi (cuma ertesi), nasıl (ne asıl), niçin (ne için), kaynana (kayın ana), birbiri (biri biri)&#;

 > “Et-“ ve “ol-“ yardımcı eylemleriyle birleşirken ses düşmesine veya ses türemesine uğrayan bileşik sözcükler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» kaybolmak (kayıp olmak), hissetmek (his etmek), emretmek (emir etmek), halletmek (hal etmek)&#;
» Bütün gün kendinden bahsetti.

 > Sözcüklerden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında benzetme yoluyla anlam değişmesine uğradığında bu tür birleşik sözcükler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» altınbaş (kavun), çakırkanat (ördek), karagöz (balık), yalıçapkını (kuş), kedigözü (lamba), aslanağzı (çiçek), kargaburnu (alet), tavukgöğsü (tatlı), narçiçeği (renk), camgöbeği (renk), alinazik (yemek), kavuniçi(renk)&#;
» Üzerine narçiçeği bir gömlek giymişti.

 > &#;-a, -e, -ı, -i, -u, -ü&#; zarf-fiil ekleriyle “bilmek, vermek, kalmak, durmak, gelmek, görmek, yazmak” eylemleriyle yapılan fiiller bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» yapabilmek, uyuyakalmak, gelivermek, düşmeyegör, alabildiğine, gidedurmak, düşeyazmak, süregelmek&#;
» Senin için bütün zorluklara katlanabilirim.

 > İkinci kelimesi “-an / -en, -r / -ar / -er / -ır / -ir, -maz / -mez, -mış / -miş” sıfat-fiil eklerini alarak kalıplaşan birleşik sözcükler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» ağaçkakan, dalgakıran, gökdelen, hacıyatmaz, çokbilmiş, yurtsever, külyutmaz, hayırsever&#;
» Boğazın kıyısına yapılan gökdelenler, Boğaz&#;ın silüetini bozuyor.

 > Bir veya iki öğesi çekimli fiil olan birleşik kelimeler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» külbas, şıpsevdi, biçerdöver, çıtkırıldım, imambayıl, dedikodu, yanardöner&#;
» Hasat mevsimi gelince biçerdöverler çalışmaya başlar.

 > Bir veya iki öğesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» alaşağı, ateşkes, yapboz, rastgele, çekyat, kapkaç, sıkboğaz&#;
» İri yarı adamı bir hamleyle alaşağı etti.

 > İki veya daha çok sözcükten oluşmuş Türkçe yer adları bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» Çanakkale, Pınarbaşı, Kabataş&#;

 > Şehir, kent, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak, su vb. sözcüklerle kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz ad tamlaması kalıbındaki yer adları bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» Akşehir, Eskişehir, Taşlıçay, Elmadağ, Batıkent, Akdeniz, Yeşilırmak&#;

 > Kişi adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan, köy vb. yer ve kuruluş adlarında ise gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» Kemalpaşa, Bayrampaşa&#;

 > Ara yönleri belirten sözcükler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» kuzeybatı, güneydoğu&#;

 > Somut olarak yer bildirmeyen “alt, üst, üzeri” sözlerinin sona getirilmesiyle oluşan birleşik sözcükler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» ayakaltı, bilinçaltı, gözaltı, akşamüzeri, suçüstü&#;
» Hırsız, akşamüstüsuçüstü yakalanarak gözaltına alındı.

 > Dilimizde her iki öğesi de asıl anlamını koruduğu hâlde yaygın bir biçimde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan sözcükler de vardır.

Örnek(ler)

»Baş sözcüğüyle oluşturulan sıfat tamlamaları:başbakan, başkomutan, başöğretmen, başyazar

»Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki “başı” sözüyle oluşturulan belirtisiz isim tamlamaları: aşçıbaşı, binbaşı

»oğlu, kızı” sözleri: eloğlu, çapanoğlu, elkızı

»Ağa, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan birleşik kelimeler: ağabey, hanımefendi

» “Biraz, birkaç, birkaçı, birtakım, bir­çok, birçoğu, hiçbir, hiçbiri, herhan­gi” belirsizlik sıfatları ve zamirleri de gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır.

 > Ev sözcüğüyle kurulan bileşik sözcükler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» aşevi, bakımevi, doğumevi, gözlemevi, orduevi, huzurevi, öğretmenevi&#;

 > Hane, name, zade kelimeleriyle oluşturulan birleşik kelimeler bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» dershane, beyanname, haramzade&#;

 NOT  “Eczahane, hastahane, pastahane, postahane” sözleri kullanımdaki yaygınlık dolayısıyla “eczane, hastane, pastane, postane” biçiminde yazılmaktadır.

Ayrı Yazılan Birleşik Kelimeler

 > “Etmek, edilmek, eylemek, olmak, olunmak” yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiiller, ilk kelimesinde herhangi bir ses düşmesi veya türemesine uğramazsa ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» alt etmek, arz etmek, azat etmek, dans etmek, kul olmak, not etmek, terk etmek, var olmak, yok etmek, yok olmak&#;

 > Birleşme sırasında kelimelerinden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.

Örnek(ler)

»Hayvan türlerinden birinin adıyla kurulanlar:köpek balığı, uğur böceği, bal arısı, Ankara keçisi, yaban ördeği

» Bitki türlerinden birinin adıyla kurulanlar: çörek otu, lavanta çiçeği, kuş üzümü, yer elması, mantar ağacı

»Nesne, eşya ve alet adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler: lüle taşı, Oltu taşı, duvar saati, el sabunu, İngiliz anahtarı, toplu iğne, alt geçit

» Durum, olgu ve olay bildiren sözlerden biriyle kurulan birleşik ke­limeler: açık öğretim, Ay tutulması, iş birliği

» Yiyecek, içecek adlarından biriyle kurulan birleşik kelimeler: tulum peyniri, İzmir köftesi, çiğ köfte, kuru yemiş

» Zamanla ilgili birleşik kelimeler: bağ bozumu, gece yarısı, gün or­tası, hafta başı, hafta sonu

» Bilim ve bilgi sözleriyle kurulan birleşik kelimeler: dil bilgisi, gök bilimi

 > “-r / -ar / -er, -maz / -mez ve -an / -en” sıfat-fiil ekleriyle kurulan sıfat tamlaması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» bakar kör, çalar saat, döner sermaye, güler yüz, koşar adım, yazar kasa, çıkmaz sokak, görünmez kaza, tükenmez kalem, uçan daire&#;

 > “Renk” sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim tamlaması yapısındaki renk adları ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» gümüş rengi, portakal rengi, ateş kırmızısı, boncuk mavisi, limon sarısı&#;

» Ağır, ağır çıkacaksın bu merdivenlerden,
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak,
Ve bir zaman bakacaksın semâya ağlayarak&#; (Ahmet Haşim)

 > Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» açık mavi, açık yeşil, kirli sarı, koyu mavi, koyu yeşil&#;

 > Yer adlarında kullanılan “batı, doğu, güney, kuzey, güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu, aşağı, yukarı, orta, iç, yakın, uzak” kelimeleri ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» Batı Trakya, Doğu Anadolu, Güney Kutbu, Kuzey Amerika, Güneydoğu Anadolu, Aşağı Ayrancı, Orta Asya, İç Anadolu, Yakın Doğu, Uzak Doğu&#;
» Türklerin ana yurdu Orta Asya&#;dır.

 > Kişi adlarından oluşmuş “mahalle, bulvar, cadde, sokak, ilçe, köy vb.” yer ve kuruluş adlarında, sondaki unvanlar hariç şahıs adları ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» Yunus Emre Mahallesi, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Nene Hatun Caddesi, Fevzi Çakmak Sokağı, Koca Mustafapaşa, Kâzım Karabekir Eğitim Fakültesi, Sütçü İmam Üniversitesi&#;

 > “Dış, iç, sıra” sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» çağ dışı, sıra dışı, yasa dışı, ceviz içi, hafta içi, yurt içi, aklı sıra, ardı sıra, peşi sıra, yanı sıra&#;

 > “Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ, sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çift” sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» alt yazı, üst kat, ana bilim dalı, ön söz, ön yargı, art niyet, arka plan, yan etki, karşı görüş, iç savaş, dış hat, orta oyunu, sağ açık, sağ bek, peşin hüküm, bir hücreli, iki anlamlı, tek eşli&#;

 > İyi dilek, karşılama ve uğurlama sözleri ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» hoşça kal, sağ ol, hoş geldin, güle güle, Allah’a ısmarladık, hoş bulduk&#;

 NOT  “Günaydın, başsağlığı” sözleri istisnadır.

4. Kısaltmaların Yazımı

 > Özel isimlerin kısaltması büyük harfle başlar ve sonuna nokta konur.

Örnek(ler)

» Alb. (albay), Prof. (profesör), Cad. (cadde)&#;

 NOT  Noktalı kısaltmalara ek getirilecekse kelimenin okunuşu esas alınır. Ek, noktanın yanına yazılır.

Örnek(ler)

» monash.pw, Prof.ün, yy.ın&#;

 > Birkaç sözcükten oluşan kurum, kuruluş adları, her sözcüğünün ilk harfi alınarak kısaltılır ve her harf büyük yazılır. Ayrıca bu kısaltmalar arasına nokta konmaz.

Örnek(ler)

»TRT, PTT, DSİ, TEK (doğru)
T.R.T., P.T.T., D.S.İ., T.E.K. (yanlış)

 > Birkaç sözcükten oluşan kurum ve kuruluş adlarının kısaltmaları, kullanılan harflere göre okunur. Kısaltmaya ek getirildiğinde ek, kısaltmanın okunuşuna göre, kesme işareti ile ayrılarak yazılır.

Örnek(ler)

» TDK -Te De Ke şeklinde okunur.-
&#;TDK&#;da çalışıyorum.&#; ifadesi yanlıştır.
&#;TDK&#;de çalışıyorum.&#; ifadesi doğrudur.

 > Bazı kısaltmalar küçük harfle yazılır ve kendilerinden sonra nokta konmaz.

Örnek(ler)

» m (metre), l (litre), g (gram)&#;

 NOTKüçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde sözcüğün okunuşu; büyük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son harfinin okunuşu esas alınır.

Örnek(ler)

»TRT&#;dan (yanlış) TRT&#;den (doğru)
THY&#;dan (yanlış)THY&#;den (doğru)
kg&#;den (yanlış) kg&#;dan (doğru)

5. Bazı Kelime ve Eklerin Yazımı

&#;de / da&#; Bağlacının Yazımı

 > Bağlaç olan &#;da, de&#; ayrı yazılır. Kendisinden önceki sözcüğün son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar. Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bozulma olmaz.

Örnek(ler)

» Durumu ona da bildirdi.
» Kardeşi de gelecekmiş.

 > &#;Ya&#; sözüyle birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» O ya da sen, biriniz benimle gelin.

 UYARI  Ayrı yazılan &#;da, de&#; hiçbir zaman &#;ta, te&#; biçiminde yazılmaz. &#;Da, de&#; bağlacını kendisinden önceki sözcükten kesme ile ayırmak da yanlıştır.

Örnek(ler)

»Ayrılsak ta beraberiz bundan sonra. (yanlış) &#; Ayrılsak da beraberiz bundan sonra. (doğru)
»Orhan’da geldi. (yanlış) &#; Orhan da geldi. (doğru)

 NOT  &#;Da, de&#; bağlacının bulunma durum eki olan &#;-da, -de, -ta, -te&#; ile hiçbir ilgisi yoktur. Bulunma durum eki getirildiği sözcüğe bitişik yazılır. Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlamında bozulma olur.

Örnek(ler)

» Eşyaları arabada unutmuş.
» Timsahlar, karada ve suda yaşar.

Örnek Soru

Seni hastalığım da sağlığımda da yanımda görmeliyim.
Güneşin doğduğunuda battığınıda senle izlemeliyim.
Yanabilir saltanatlar, olsun yeniden yaparız,
Biz de bu sevda sürdükçe ölsekte yan yanayız.
Yukarıda Mustafa Ceceli&#;nin seslendirdiği &#;Hastalıkta Sağlıkta&#; isimli parçadan bir dörtlük verilmiştir. Bu dörtlükte kaç tane yazım yanlışı vardır?

A) 2                  B) 3                   C) 4                D) 5

Çözüm

Seni hastalığım  sağlığımda da yanımda görmeliyim.
Güneşin doğduğunu battığını senle izlemeliyim.
Yanabilir saltanatlar, olsun yeniden yaparız,
Biz  bu sevda sürdükçe ölsek yan yanayız.

Toplam 5 yanlış vardır.

Cevap D

&#;ki&#; Bağlacının Yazımı

 > Bağlaç olan &#;ki&#; ayrı yazılır. Cümleden çıkarıldığında cümlede bozulma olmaz.

Örnek(ler)

» Böyle de olmaz ki!
» Erken çıkalım ki yemeğe yetişelim.

 NOT  &#;Ki&#; bağlacı birkaç örnekte kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır. Bunları SOMBaHÇeMİ olarak kodlayabiliriz:

Sanki &#; İllaki &#; Mademki &#; Belki – Oysaki &#; Halbuki &#; Çünkü –a&#; Meğerki &#; 

&#;mi&#; Soru Ekinin Yazımı

 > Soru eki olan “mi” ayrı yazılır ve kendisinden önceki sözcüğün son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar.

Örnek(ler)

» Bana da pasta kaldı ?
» Arkadaşlığımız bitti mi?

 NOT Soru ekinden sonra gelen ekler, bu ekle bitişik olarak yazılır.

Örnek(ler)

» Bugün sinemaya gidebilir miyim?
» Bana yardım eder misin?

 NOT Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığında da ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» İlginç mi ilginç bir kitap.
» Gece oldu mu eve girerim.

&#;ne&#; ne&#;&#; Bağlacının Yazımı

 > Bu bağlacın kullanıldığı cümlelerin yüklemi olumlu olmalıdır.

Örnek(ler)

»Ne Almanya’da ne Fransa’da aradığı ilacı bulamadı. (yanlış)
»Ne Almanya’da ne Fransa’da aradığı ilacı bulabildi. (doğru)

Pekiştirmelerin Yazımı

 > İlk hecenin sonuna “m, p, r, s” (&#;PıRaSaM&#; şeklinde kodlayabiliriz) seslerinden birinin getirilmesiyle yapılan pekiştirmeler daima bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» masmavi, tertemiz, apaçık, yemyeşil&#;

 > Kimi kuralsız pekiştirmeler de bitişik yazılır.

Örnek(ler)

» paramparça, güpegündüz, sırılsıklam&#;

 > Sözcüğün ilk hecesinden özel olarak oluşturulan ikileme biçimindeki pekiştirmeler ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» bas bas bağırmak, ter ter tepinmek, kasım kasım kasılmak&#;

İkilemelerin Yazımı

 > İkilemeler ayrı yazılır.

Örnek(ler)

»Oynaya oynaya gelin çocuklar.
» Onunla baş başa görüşmelisiniz.

 UYARI İkilemeyi oluşturan sözcüklerin arasına herhangi bir noktalama işareti konulmaz.

Örnek(ler)

»Aşağı &#; yukarı üç senedir çalışıyorum. (yanlış)
» Olanları bana tek, tek anlatmalısın. (yanlış)

 > Sözcüğün ilk sesi yerine &#;m&#; sesi getirilerek yapılan ikilemeler daima ayrı yazılır.

Örnek(ler)

» Burada kitap mitap yok.
»Bizde akıl makıl kalmadı.

6. Yazımı Karıştırılan Bazı Sözcükler

YANLIŞDOĞRUYANLIŞDOĞRU
alış verişalışverişhukuğahukuka
bazanbazensornasonra
ard ardaart ardakıravatkravat
bir kaçbirkaçpırojeproje
herkezherkeslabratuarlaboratuvar
iddaaiddiamüracatmüracaat
orta okulortaokulpantılonpantolon
kiprikkirpiksatlıksatılık
kirbitkibritstajerstajyer
klavuzkılavuzsarmısaksarımsak
orjinalorijinalsovansoğan
HıristiyanHristiyanbağzenbazen
ıstırapızdırapayleaile
profösörprofesörüniversteüniversite
süprizsürprizhopörlörhoparlör
traştıraşsömestrsömestir
yalnışyanlışpardesüpardösü
yanlızyalnızşöförşoför
antremanantrenmanmütahitmüteahhit
ahçıaşçıyaya geçitiyaya geçidi
çukulataçikolataünvanunvan
direkdirektkolleksyonkoleksiyon
bayabayağıerezyonerozyon
herşeyher şeybeyenmekbeğenmek
hapşurmakhapşırmakseyhatseyahat
heraldeherhaldeeşortmaneşofman

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır