folik asit mide bulantısı yapıyor / Folik asit eksikliği belirtileri nelerdir

Folik Asit Mide Bulantısı Yapıyor

folik asit mide bulantısı yapıyor

Folik asit nedir? Faydaları ve yan etkileri nelerdir?

Folik Asit; Folat ya da B9 vitamini olarak bilinir ve DNA sentezi hücre yenilenmesi gibi birçok noktada önemini belirtir. Suda çözünen vitamin vücuda çokça yarar sağlar. Özelikle hamilelik, ergenlik gibi büyüme ve gelişme sürecinde önemi büyüktür. Vücutta yeni hücreler üretilmesine ve o hücrelerin korunmasında da büyük rol oynamaktadır. Kansere sebebiyet veren DNA ve RNA üretimindeki değişikliklere de engel olabilmektedir.

Folik asit ne işe yarar?

Folik asit vücutta kan yapımı, hücre yenilenmesi ve hücrelerin korunması, DNA ve RNA' nın değişkenlik gösterdiği durumların engellenmesi, damar sertliğini azaltma gibi birçok alanda yararı görülmektedir.

Folit eksikliği nedir?

Sağlıklı ve düzenli beslenilmediğinde görülen folit asit eksikliği  kansızlık, unutkanlık, nefes darlığı, yorgunluk vb. durumlarda gözlenebilmektedir. Böyle durumlarda doktorunuza danışmanız ve kan tahlili yaptırmanız faydalı olacaktır. 

İçerisinde folik asit bulunan besinler;

Yeşil yapraklı sebzeler, tahıl ürünlerinin ve folat hapının içerisinde bulunmaktadır. Ayrıca mercimek, kuru fasulye, Ispanak, marul, maydanoz, kara lahana, brokoli, bezelye, bamya, karnabahar, kereviz, mısır, Portakal, mandalina ve limon gibi besinlerin içerisinde bulunmaktadır.

Folik asitin faydaları;

Özellikle hamilelik döneminde anne adayına ve bebeğe büyük faydası vardır. Bebeklerde oluşan damak sorunlarına, hamilelikte düşük riskine faydası olmakla beraber erken doğum riskini de önlemektedir. Ödem, otizm gibi sorunlarında önüne geçerek fayda sağlamaktadır. 

Folik asitin yan etkileri;

Her vitaminin vaktinde ve dozunda alınması gerektiği gibi folik asiti de vaktinde ve dozunda almanız gerekir. Yüksek dozda alma durumu gibi durumlarda mide rahatsızlığı ( ishal, karın krampı, bulantı) uyku sorunu ve sinirlilik durumu gözlenmektedir. Yine hamilelik döneminde fazlasını vücudunuza almayın. 

Gebelik süreci yaklaşık 40 hafta süren saçınızdan tırnağınıza sayısız değişiklikler yapan harika bir süreçtir. Bu süreçte bilmeniz gerekenler aşağıda özetlenmiştir. Bu süreci size yardımcı olacak, detaylı olarak bilgilendirecek, deneyimli, problem çıktığında size en güncel tanı ve tedaviyi sunabilecek imkânlara ve tecrübeye sahip, her an ulaşabileceğiniz bir kadın doğum uzmanı ile birlikte geçirmeniz sizin ve bebeğinizin sağlığı için hayati önemlidir.

Bulantı-Kusma

Bulantı ve kusma gebeliklerin %90’ını etkileyen, aşırı olup anneyi bitkin hale getirmediği sürece normal bir durumdur. Hatta bulantı-kusma olan gebeliklerin daha iyi sonuçlandığı gösterilmiştir. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, yaş arasındaki çocuklarda sinirsel gelişim değerlendirmesi yapılmış ve anneleri bulantı-kusma yaşayan çocukların annesi bulantı kusma yaşamamış olanlara göre daha iyi bir skor aldıkları belirlenmiştir.

Bulantı kusmaların %60’ı haftada geçer iken %90’ı haftada geçmiş olur.

Hiperemesis gravidarum dediğimiz gebelikte geçmeyen, anneyi bitkin gale getiren bulantı-kusmaların oranı ise %%2 arasındadır.

Neden olur?

Yüce Yaratıcının eşsiz düzenlemesi-Evrim süreci

Hayatta hiçbir şey tesadüf değildir. Bulantı-kusmanın da bir nedeni vardır. Aslında erken gebelik döneminde (ilk 12 hafta) bulantı-kusmaların olmasının nedeni insanın evrimsel gelişimidir. Bebeğin tüm organları ilk 12 haftada gelişir. Bu dönemde annenin yediği içtiği her şey bebeğin sakatlığını etkileyecektir. Evrimsel süreçte bebeğin tüm organlarının geliştiği bu haftalarda bulantı-kusma artarak bazı istenmeyen zararlı maddelerin alınma riski azaltılmaktadır (Eski tarihlerde yiyecekler ve su her zaman sağlıklı değildi. Bazı parazitler ve mikroplar içerebilmekteydi. Yiyeceklerin sağlıklı olması ancak günümüzde modern bilim ile gerçekleşmiştir).

Genetik faktörler

Anneleri kendilerine gebe iken bulantı kusması çok olan kadınlar gebeliklerinde daha fazla oranda bulantı kusma yaşamaktadırlar. 1. (kardeş) ve 2. derece (teyze, hala) akrabalarında bulantı-kusma olanlarda da risk artmaktadır.

İlaçlar

Demir almak bulantı-kusmayı artırabilir. Bulantı-kusma fazla ise demir kesilebilir.

Tedavi

Genellikle kendiliğinden tedavi ihtiyacı olmadan geçer. Bulantı kusmayı azaltmak için bulantınızı artıracak yiyeceklerden ve düşüncelerden uzak durmalısınız. Tatlı-tuzlu bisküviler, galeta, kızarmış ekmek gibi yiyecekler az az tüketilebilir. Aşırı su veya sıvı almak bulantıyı artırır. Bulantı-kusma artar ise doktorunuza haber vermelisiniz. Aşırı-bulantı kusmada hastaneye yatmanız, bazı testlerin yapılması, damardan özel sıvılar verilmesi gerekebilir.

İlaçlar

Ginger

Zencefil içeren bitkisel kapsüllerdir. mg günde 4 kez almak faydalı olabilir.

Piridoksin (Pyridoxine) B6 vitamini (B6 Vigen tablet, 50 mg 50 tablet ve mg 30 tabletleri vardır)

Günde 75 mg kullanımı tek başına bulantı-kusmayı azaltabilir. Ama genellikle etkiyi artırmak için Metoclopramide ile birlikte verilir

Metoclopramide (Medpamid 10 mg tablet)

Metoclopramide (Medpamid 10 mg tablet) bulantı kusmayı etkili şekilde azaltır. yılında yapılan bir çalışmada ( gebe arasında) ilk haftada Metoclopramide (Medpamid 10 mg tablet) kullananlarda ilacın güvenle kullanılabileceği belirtilmiştir. Amerikan İlaç Cemiyeti Metoclopramide’i gebelik kategorisi olarak B grubuna (güvenli grup) almıştır. Buna rağmen Amerikan İlaç Cemiyeti ilk Haftada Metoclopramide’in günde 3 kez 10 mg’ın sütünde kullanılmamasını, 3 aydan fazla kullanılmamasını önermektedir.

Akupunktur’un B6 bölgesine yapılmasının ve hipnozun faydası gösterilememiştir.

İnatçı bulantı ve kusmalarda

Hastaneye yatış gerekebilir. Mide içinde yaşayan seafoodplus.info denilen bir mikrop aşırı bulantı ve kusmalara neden olabilir. Araştırılmalıdır. Psikolojik faktörler, bağırsak parazitleri, kulak problemleri, guatr problemleri araştırılmalıdır. Gerekli durumlarda anneye damardan sıvı ve besin verme işlemi yapılabilir.

Folik asit kullanımı

Gebeliğin ilk 12 haftasında doktorunuzun vermiş olduğu folik asit tabletlerini kullanın. Folik asit kullanımı bebeğin sırt kemiği gelişimi açısından son derece önemlidir. Folik asit eksikliklerinde bebeğin sırt kısmında açıklıklar olabilmekte ve bebeğin yürüyememesi gibi ağır problemlere neden olabilmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği doz günlük ( mikrogram) miligramdır. Folic Plus kullanıyor iseniz günde 3 kez ilacı almalısınız. Sabah-öğle-akşam almada sorun var ise bir kerede 3 tablet alabilirsiniz. haftadan sonra folik asit alımına gerek yoktur. Daha önceden sırt kemiklerinde açıklık olan bir bebek doğurmuş iseniz almanız gereken folik asit dozu normalin 10 katı olup günde 4 miligramdır. Doktorunuza bu durumu mutlaka bildiriniz.

Folik asit kullanımı doğuştan kalp hastalıklarına da karşı koruyuculuk sağlar.

Demir kullanımı

Kan değerleriniz iyi ise ilk 12 haftada demir ilacı kullanmaya gerek yoktur. Demir ilacı kabızlığa, midede ağrıya, bulantı kusmaya neden olabilir, dışkı rengini siyaha boyayabilir. İlk 12 hafta bulantı kusma sık olduğu için demir kullanımı bu şikâyetleri artırabilir. Demiri aç karnına almak daha faydalı iken şikâyetler görülür ise tok karnına alınabilir. haftadan sonra demir ilacı başlanır ve gebeliğin sonuna kadar kullanılır.

Vitaminler

Amerikan Doğum Cemiyeti gebelik süresince ilk 12 haftada sadece folik asit, sonrası sadece demir alınmasını önermektedir. Doğal ve dengeli beslenme çok önemlidir. İçerdiği kalsiyum, folik asit, demir, Vit-D ve farklı vitaminler nedeni ile gebelik için özel hazırlanmış multivitamin tabletler alınabilir (Elevit, Supradyn pronatal, Materna, Decavit vb.). 

Beslenme ve kilo alımı

Gebelik süresince yaklaşık kilo alma hakkınız vardır. Boy ve kilonuza göre almanız gereken kilo oranı şu şekilde hesaplanır:

Boyunuzu (metre) ve kilonuzu (kilogram) ölçün. Boyunuzu boyunuz ile çarpın ve kilonuzu elde ettiğiniz değere bölün. Elde ettiğiniz değer vücut kütle endeksidir (VKE). VKE ’den küçük ise kg, VKE arasında ise kg, VKE arasında ise kg, VKE 29’dan büyük ise 7 kg alma hakkınız vardır. İkiz gebelik var ise kilo almalısınız. Fazla kilo almanın bebeğinize bir faydası yoktur. Fazla alacağınız kilolar bebeğinize değil doğum sonrası sizde kalacaktır. Bu durumda doğum sonrası kiloları atmada zorluk arz edebilir. Doğumdan hemen sonra yaklaşık kilo azalırsınız. Doğum sonrası 2 haftada ile 6 ay arasında yaklaşık kilo kaybedilir.

Gebelikte sık sık ve az yemek yemek gereklidir. 3 ana, 3 ara öğün olarak yemek yenmelidir. Ara öğünlerde meyvalar tüketilebilir. Her şey yenip içilebilir. Her türlü balık yenilebilir fakat 1 hafta içerisinde gramdan fazla balık yenmemelidir (Balıkların içerisinde civa olduğu için fazla tüketiminde bebeğe zararı olabilir). Günde 5 fincandan fazla kahve tüketilmemelidir. Yeşillikler çok iyi yıkanmalıdır. Dışarda yemek yeniyor ise güvenilir yerlerde yenmelidir. Siyah çay istenildiği kadar tüketilebilir. Yeşil çay az miktarda kafein içirir. Gebelikte rahatlıkla içebilirsiniz. Fakat özellikle haftaya kadar folik asit emilimini azaltabilir. Bu nedenle günde fincandan fazla içilmemelidir.

Omega-3 (Balık yağı) kullanmanın bebeğin zekâsını geliştirmediği gösterilmiştir. Gebelikte alınmasına gerek yoktur.

Enfeksiyonlardan korunma

Toksoplazma antikorunuz negatif ise çiğ et çıplak elle ellenmemelidir. Toprağa çıplak elle dokunulmamalıdır. Bilinmeyen kedilerden (özellikle dışkısından) uzak durulmalıdır (Kedinin Toksoplazma aşısı var ise sorun yoktur). 

Kızamıkçık IgG antikorunuz negatif ise döküntülü ve ateşi olan çocuklardan ve kişilerden uzak durmalısınız. Gebelikte kızamıkçık enfeksiyonu geçirmek bebeğinizde çok ciddi problemlere neden olabilir.

Tedbiri elden bırakmamak adına hastalık şüphesi olan hiç kimseye yaklaşmamalısınız. Tokalaşma ve öpüşme sıklığı azaltılmalıdır. Mümkün ise tokalaşma sonrası eller yıkanmalıdır.

İlaç alımı

Doktorunuzun haberi olmadan hiçbir ilaç alınmamalıdır.

Makyaj

Organik saç boyaları haricinde sentetik saç boyaları kullanılmamalıdır. Makyaj, ruj ve oje kullanımında sorun yoktur.

Gebelik çatlakları

Gebelik süresince karnınız büyüdükçe bazı gebelik çizgileri (çatlakları) ortaya çıkabilir. Bu gebelik çizgileri genellikle genetik yatkınlıkla ilgili olup normaldir. Gebelik sonrası kalıcı olabilirler.  Bu çatlaklık ve çizgilenmeler deriyi nemli tutarak azaltılabilir. Badem yağı sürülmesi faydalı olabilir.  

Sık idrar çıkma

Bebeğin gelişmesi ile büyüyen rahmin idrar torbasına bası yapması sonucu sık sık idrara gitme ihtiyacınız olabilir. İdrar yaparken yanma yok ise normal kabul edilir.

Memelerde hassasiyet, büyüme, renk değişikliği

Memelerde ilk gebelik haftalarında gebelik hormonlarının artması nedeni ile hassasiyet ve büyüme olur. Doğuma yakın dönemlerde süt üretimine hazır hale gelir. Meme başı çevresindeki kahverengi bölgenin renginde koyulaşma normaldir.

Diş bakımı

Gebelik diş çürüklerini artırdığı için dişler çok iyi ve sık fırçalanmalıdır.

Cinsel ilişki

Gebelik süreci normal gidiyor ise cinsel ilişkide kısıtlama yapılmasına gerek yoktur. Eşinizin vajen içine ejeküle olmasında bir sıkıntı yoktur. Sol veya sağ yan yatmanız ve eşinizin arkadan vajinaya girmesi daha uygun bir pozisyondur. Bebeğin eşinin altta yerleştiği durumlarda ya da düşük tehlikesi var ise doktorunuz cinsel ilişkiyi yasaklayabilir.

Gebelikte aşılar

Gebelikte canlı virüs aşıları asla yapılmamalıdır. Bu canlı aşılar kızamık aşısı, kabakulak aşısı, çocuk felci aşısı (canlı olmayanı da vardır. Doktorunuza sorunuz), kızamıkçık aşısı, suçiçeği aşısıdır.
Farkı bir ülkeye seyahat planlıyor iseniz gitmeden önce seafoodplus.info adresini ziyaret ediniz. Burada gitmeden önce yapmanız gereken aşılar ve önleme için (örneğin sıtma) bilgiler verilmektedir. Bu bilgileri doktorunuz ile paylaşınız. 
Grip aşısı (ilk haftadan sonra), kuduz aşısı (Risk oluşmuş ise antikorları ile birlikte uygulanabilir), Hepatit B aşısı (Risk faktörü var ise 0, 1, 6 aylarda tek doz yapılır. Risk yok ise gerek yoktur (sağlık çalışanları vb.)), Difteri-tetanoz (Tetanoz aşısı gebeliğin haftalarında) gebelikte güvenle yapılabilir. . Aile hekimleri bu konuda size yardımcı olacaktır.

Sigara-Alkol kullanımı

Gebelikte sigara içilmemelidir, alkol alınmamalıdır.

Vajinal akıntı

Gebelikte vajinal akıntı miktarı artabilir. Pis koku varlığında doktorunuza başvurunuz.

Bacak krampları

Özellikle geceleri bacaklarda kramplar oluyor ise bu durumda doktorunuza başvurun. Magnezyum takviyesi krampları azaltacaktır. Magnezyum tedavisi maksimum 1 hafta alınmalıdır. Ara verilerek tekrarlanabilir.  Gebelikte uzun dönem magnezyum tedavisi bebekte kemik erimesine neden olabileceği için verilmemelidir (FDA (Amerikan İlaç Kurumu)).

Mide problemleri

Ağza ekşi su gelmesi, midede yanma gebelikte sık rastlanılan şikâyetlerdendir. Bu durumda antiasitler verilebilir. Yüz üstü yatmaktan kaçının.

Kasık-Bel ağrısı

Gebelik ilerledikçe kasık ağrısı görülebilir. Ani ayağa kalkmak ile, sağa sola dönmek ile ani bıçak saplanır tarzda ağrılar olabilir. Bunlar normaldir. Bel ağrısı için uzun topuklu ayakkabılar giyilmemelidir. Otururken bel boşluğuna yastık koyulabilir. Yerden bir şey alınacak ise çömelmek gereklidir. Dinlenmek ile geçmeyen kasık ağrısı varlığında doktorunuza başvurun.

Bebek hareketleri

İlk gebeliklerde bebek hareketlerinin hissedilmesi yaklaşık haftalarda olmaktadır. Daha önce doğum yapmış kadınlar haftada bebek hareketlerini hissedebilir. Bebek hareketleri bebeğin iyilik halinin bir göstergesidir. Fakat bebekler her zaman oynamazlar. Onlarda bizim gibi hatta çok daha fazla uyurlar. Bu nedenle bebeğin oynamadığı durumlarda hemen endişelenmeyin. 1 saat boyunca bebek hareketlerini sayın. Bebek 5’ten az oynar ise 1 saat daha sayın. Yine 5’ten az oynar ise (2 saatte 10'dan az) doktorunuza başvurun.

İşe gitme

Gebelik normal olarak seyrediyor ise işinize devam etmenizde sakınca yoktur. İşi bırakmanın en önemli göstergesi yorulmanızdır. Yorulduğunuzu hissettiğiniz anda dinlenmelisiniz. İş yerinde öğle aralarında veya uygun zamanlarda 30 dakikalık uyumalar iyi gelebilir. Dinlenme imkânınız yok ise doktorunuz size dinlenme için rapor verebilir. 

Annelik ve babalık izni

Ülkemizde haftadan sonra yasal olarak işten ayrılabilirsiniz. Kendinizi iyi hissediyor iseniz haftaya kadar çalışabilirsiniz. haftadan sonra çalışmak yasal olarak mümkün değildir.  haftada çalışmaya devam etmek için doktorunuzdan iş yerine götürmek için çalışabilir raporu almanız gereklidir. Doğumdan sonra 8 hafta yasal izniniz vardır. Eşinizin de 10 günlük babalık izni vardır. 32 haftadan sonra doktor raporu ile çalışır iseniz çalıştığınız süre kadar doğum sonrası izninize ekleme yapılır. Fakat haftada zorunlu olarak izne ayrılmanız gerekir.    

Seyahat

Gebelik bacaklardaki toplardamarların tıkanması riskini artırır. Bu artışa uzun süre hareketsizlik eklenir ise risk daha da artar. Bu nedenle en az 2 saatte bir ayağa kalkıp dakika yürümeniz gereklidir. Doktorunuzun önerisi ile varis çorabı da giyebilirsiniz. haftaya kadar uçak yolculuğu güvenlidir. Fakat her hava yolu şirketinin gebe taşıma kuralları farklı olabilir. Doktor raporu isteyebilirler. Bu nedenle hava yolu şirketini arayıp hangi haftadan sonra doktor raporu isteyip istemediklerinin öğrenebilirsiniz. Rahat hareket edebildiğiniz sürece araba kullanmanızda sakınca yoktur. Emniyet kemerleri mutlaka takılmalıdır. Fakat kemer karnın üzerinden geçirilmemelidir. Hava yastıklarının kapatılması asla önerilmez.  
Farkı bir ülkeye seyahat planlıyor iseniz gitmeden önce seafoodplus.info adresini ziyaret ediniz. Burada gitmeden önce yapmanız gereken aşılar ve önleme için (örneğin sıtma) bilgiler verilmektedir. Bu bilgileri doktorunuz ile paylaşınız.

Türk Hava Yolları ve Anadolujet Seyahat Kuralları:

28 (Yirmi sekiz) hafta doldurmamış olan hamile yolculardan rapor istenmez.

Tek bebeğe hamile yolcuların haftadan haftaya kadar kendi doktorundan aldığı “Uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur” ibaresi yer alan raporu ile seyahatine izin verilir. haftadan sonra ise doktor raporu olsa dahi seyahatine izin verilmez.

İki veya daha fazla bebeğe hamile yolcuların haftadan haftaya kadar kendi doktorundan aldığı “Uçakla seyahatinde herhangi bir sakınca yoktur” ibaresi yer alan raporu ile seyahatine izin verilir. haftadan sonra ise doktor raporu olsa dahi seyahatine izin verilmez.

Doktor raporunun tarihi yedi günden eski olamaz.

Raporu düzenleyen doktorun rapor üzerinde adı soyadı, diploma numarası ve imzası mutlaka olmalıdır.

Kabızlık

Gebelikte belki de en sık rastlanılan durumlardan birisidir. Gebelikteki yüksek hormona bağlı olarak bağırsakların boşaltım süresi uzadığı için kabızlık olur. Kabız olmamak için posalı yiyeceklerin tüketilmesi gereklidir. Ayrıca bol sıvı alımı ve yürüyüş te kabızlık olasılığını azaltır. Kabızlık oluşmuş ise doktorunuz dışkıyı yumuşatıcı ilaçlar verebilir.

Teknoloji

Cep telefonlarının bebeğe zararlı olduğu yönünde bir kanıt yoktur. Alışveriş merkezlerindeki veya havaalanlarındaki manyetik güvenlik geçiş kapılarının size ve bebeğinize zararı yoktur. Mikrodalga fırınlarını kullanmanın hiçbir zararı yoktur.

Varisler

Daha önceden varis yok iken gebelikte ortaya çıkabilir veya mevcut varisler daha da artabilir. Bacak ağrısına neden olabilir. Bacaklar yüksel tutulmalıdır. Uzun süre ayakta durmaktan kaçınılmalıdır. Gerekli olgularda varis çorapları giyilebilir.

Basurlar (Hemorroidler)

Gebelikte basurlar artabilir. Kabız olmaktan kaçınılmalıdır. Dışkı yumuşatıcılar kullanılabilir. Ağrı giderici pomatlar kullanılabilir. Geçmeyen ağrı varlığında doktorunuza başvurunuz.

Gebelik reflüsü

Gebelikte mide boşalmasının azalması, yemek borusu ile mide arasındaki kapağın gevşemesi, midenin bebek nedeni ile yukarı doğru itilmesi nedeni ile mide asitli öz suyunun yemek borusuna kaçması ile oluşan yanmadır. Çoğunlukla geçicidir. Öne doğru eğilmek veya yüzükoyun yatmaktan kaçınılmalıdır. Az az sık yemek yenmelidir. Antiasit kullanımı gerekebilir.

Pika

Toprak, cam yeme isteğidir. Demir eksikliğinin bulgusu olabilir.

Aşırı tükürük salgısı

Gebelikte aşırı tükürük salgısı görülebilir. Tamamen normaldir. Tükürük salgısı bulantı-kusma varlığında daha da artabilir. Aşırı durumlarda bulantı-kusma tedavisi ile şikâyetlerde gerileme olur.

Uyku düzeni ve kalitesi

Gebelikte uyku düzeni ve kalitesi bozulur. Uykuya dalma gecikir. Uyku kalitesi bozulduğu için fazla uyumaya rağmen uykuyu alamama ve yorgun olma hissedilir. Gün içerisinde de hafif şekerleme yapmak faydalıdır. Horlama gözlenebilir.  

Egzersiz 

Gebelikte egzersiz sağladığı faydalarından dolayı önerilmektedir. Doktorunuzun bilgisi dâhilinde bazı egzersizleri yapabilirsiniz. Erken doğum şüphesi, düşük tehdidi, erken membran yırtılması vb. gibi durumlarda egzersiz yapılmamalıdır)

Amerikan Doğum Cemiyetinin egzersiz ile ilgili bildirisi tarafımdan aşağıda özetlenmiştir.

Gebelikte egzersiz asla kilo vermek için yapılmamalıdır.

Gebelikte egzersiz yapmak ile

Bel ağsızı azalır

Kabızlık azalır

Karın şişkinliği azalır

Gebelik diyabeti riski azalır

Enerjiniz artar

Duygu durumuz düzelir (Daha mutlu olursunuz)

Vücut duruşunuz düzelir

Kas gücünüz kuvvetlenir

Daha iyi uyumanıza yardımcı olur

Egzersiz sırasında dikkat etmeniz gerekenler

Gebelikle birlikte eklemlerinizdeki ligamentler gevşer ve eklem yaralanması için risk oluşturur. Eklemler üzerine fazla yük bindiren egzersizlerden kaçınılmalıdır. Ayrıca fazladan kilolarınız olduğu için denge kurmanız da gebelik öncesine göre daha zor olur. Aşırı denge gerektiren egzersizlerden de uzak durulmalıdır. Gebelikte kalbinizin çalışma performansı yaklaşık %50 artar. Egzersiz ile kalbe fazla yüklenilmemelidir. Yorucu egzersiz yapılmamalıdır

Gebelikte hemen hemen her egzersiz yapılabilir. En iyi egzersizlerden birisi hızlı yürümedir. Yüzme ve düşük seviyede aerobik rahatlıkla yapılabilir. Tırmanma gibi, sırt ve yüz üstü yatma gibi (12 hafta sonrası) egzersizler genelde uygun değildir. Tenis, basketbol, futbol gibi sporlar denge gerektirdiği ve düşmeniz durumunda sıkıntı yaratabildiği için yapılmamalıdır.

Zamanlama

İlk 24 hafta egzersiz için çok uygundur. Egzersiz gebeliğin özellikle son 12 haftası kilonuzun artmış olması nedeni ile daha zor olabilir. Egzersize başlamanın en iyi yolu günde 5 dakika yaparak başlamak ve her hafta 5 dakika ekleyerek günde 30 dakikaya çıkmaktır.

Egzersiz öncesi dakika ısınma yapabilirsiniz. Bacak kaslarınızı hafifçe gerebilirsiniz. Bacak germe egzersiz sonrası da yapılmalıdır.

Egzersiz öncesi ve sonrası yeterli sıvı alımı yapılmalıdır.

Gebelikte her zaman sol yana mı yatmak gerekir?

Kesinlikle hayır. Gebelik haftası ilerledikçe bebek mekanik olarak karın içerisinde bazı organlara bası yapabilir. Bazı internet sitelerinde (kadın doğum uzmanlarına ait) sürekli sol yana yatmanın bebeğe daha fazla kan gitmesine neden olduğu belirtilebilir. Bu durum doğru değildir. Anneler bu yazıları okuduklarında her zaman sol yan yatmak zorunda kalmakta ve gebelik sürecinde eziyet çekmektedirler. Kalp kanınızı pompalayarak bebeğinize gönderen bir organdır. Kalbe dönen kan miktarında azalma olur ise öncelikle sizde rahatsızlık, nefes almada güçlük gibi durumlara neden olur. Zaten isteseniz bile bu pozisyonda durmaya devam edemezsiniz. Vücudunuz sizi rahat ettiğiniz pozisyona dönmeye zorlayacaktır. 

Siz kendinizi iyi hissediyor iseniz kalbinize yeterli kan geliyor demektir ve bu da bebeğinizin iyi kanlandığını gösterir. Siz aslında bir alarm durumundasınızdır.

En iyi pozisyon sizin en rahat ettiğiniz pozisyondur. Bu nedenle sağ yanınıza, sol yanınıza veya sırt üstü, istediğiniz, rahat ettiğiniz pozisyonda yatabilirsiniz. 

Kord kanı bankası

Ailede kordon kanı kök hücreleri ile tedavi edilebilecek bir hastalık mevcut değil ise kişisel saklama önerilmemektedir. Fakat günümüzde birçok ülkede ve ülkemizde de tüm insanlar için kullanılmak üzere kord kanı bankaları oluşturulmaktadır. Bu bankalar kan bankalarına benzemektedir. Bebeğinizin kord kanını bu bankalara ücretsiz olarak bağışlayabilirseniz. Doku tiplemesi uyar ise bu kord kanı başka bir ülkedeki bir kişinin tedavisinde kullanılabilir.

Alttan USG, muayenenin ve smear testinin zararı var mıdır?

Erken gebelik haftalarında alttan yapılan USG üstten yapılan USG’ye göre daha fazla bilgi verebilir. Alttan yapılan USG’nin bebeğe hiçbir şekilde zararı yoktur. Alttan muayene ve smear (PAP) testinin yapılmasın da sakıncası yoktur. 

Gebelik kesesi ve bebek kalp atımları USG'de ne zaman görülür?

Alttan yapılan USG ile bebeğin kesesi 5. haftada rahatlıkla gözlenir. Bebek kesesi içi su dolu olan düzgün sınırlı bir kesedir. Rahim içerisinde olup olmadığı dış gebelik ayrımı için çok önemlidir. 6 haftalık gebelikte bebeğin kendisi ve bebek kalp atımları rahatlıkla gözlenir.

Bebeğinizin cinsiyeti ne zaman belli olur?

Bebeğinizin cinsiyeti aslında döllenme ile belirlenmiş olur. Kadında yumurta X kromozomu taşır. Sperm ise X veya Y kromozomu taşır. Y kromozomu taşıyan sperm yumurtayı döller ise bebek 46 XY olur ve erkektir. X kromozomu taşıyan sperm yumurtayı döllerse bebek 46 XX olur ve kızdır. Aslında bebeğin cinsiyetinde belirleyici olan erkektir. İlk 12 haftada bebeğin tüm organları oluşur. 12 haftanın sonunda erkekteki penis ile kızdaki klitoris USG’de aynı gözükür. Bu nedenle 12 haftadan önce cinsiyet USG ile belirlenemez. haftalarda erkek bebekteki penis daha da büyür ve klitoris aynı kalır. USG ile penis rahatlıkla görülür. haftada USG ile doktorunuz size cinsiyeti söyleyebilir.

Bebeğiniz sesleri duymaya ne zaman başlar?

Kulak gelişimi haftadan sonra tamamlanır. Fakat tam olarak sesleri işitmesi haftadan sonra olur. haftadan sonra bebeğinize müzik dinletebilirsiniz. Bebekler davul sesleri gibi ritmik vurmalı çalgıları, keman gibi telli çalgılardan daha fazla algılamaktadırlar.

Bebeğinizin kilo alımı nasıl olmalı?

Bebeğininiz kilosunu USG ölçümü sırasında doktorunuz size söyleyecektir. Aşağıdaki büyüme eğrisinde hafta arasında bebeklerin alması gereken kilolar gösterilmiştir. %50 çizgisi normal kilo alımını gösterir. Fakat her insanın kilosu ve boyu aynı olmadığı gibi bebeklerin de kiloları ve kilo alımları birbirinden farklıdır. Bu noktada önemli olan bebeğin kilo alımının anormal olarak az veya fazla olduğunun tespit edilmesi ve gereğinin erken dönemde yapılmasıdır. Bebeğinizi kilosu %90 çizgisinin altında ve %10 çizgisinin üstünde ise normaldir.

Growthchartcopy

BPD (Bebeğinizin başının yanlardan ölçülerek uzunluğu)

Normali %50 çizgisidir. Fakat bebekten bebeğe farklılık olduğu için %5-%95 arasında değerler olmalıdır.

hafta arası BPD değerleri (milimetre)

BPD

HC (Bebeğinizin baş çevresi)

Normali %50 çizgisidir. Fakat bebekten bebeğe farklılık olduğu için %5-%95 arasında değerler olmalıdır.

hafta arası baş çevresi değerleri (milimetre)

HC

FL (Bebeğinizim uyluk kemiği uzunluğu)

Normali %50 çizgisidir. Fakat bebekten bebeğe farklılık olduğu için %5-%95 arasında değerler olmalıdır.

hafta arası femur değerleri (milimetre)

FL

AC (Bebeğinizin karın çevresi ölçümü)

Normali %50 çizgisidir. Fakat bebekten bebeğe farklılık olduğu için %5-%95 arasında değerler olmalıdır.

hafta arası karın çevresi değerleri (milimetre)

AC

İleri kadın yaşı nedir? Riskleri nelerdir?

Bebeğin doğacağı tarihte anne 35 yaşına girmiş oluyor ise bu durum ileri kadın yaşı olarak tanımlanır. Aslında 35 yaş yaşam için çok genç bir yaş olmasına rağmen üreme için ileri yaştır. 35 yaş sonrası kadının yumurtalık rezervi azalır ve yumurta kalitesi düşer. 35 yaş üstü kadınlarda Down sendromlu bebek doğurma olasılığı yaş ilerledikçe artar.

Down

Down sendromu nedir?

Normal insanların kromozomu 46 XX (kadın) veya 46 XY (erkek)’tir. Normal annenin kromozomu 46 XX’tir. Yumurtanın kromozomu ise 23 X olmalıdır. Bunun için yumurtayı oluşturacak üreme hücresi ikiye bölünür. Bu bölünmede bazı problemler olur ise bir yumurta 22 X, diğeri 24 X olur. Bu 24 X yumurta erkekten gelen 23 Y veya 23 X ile döllenir ise bebek 47 XY veya 47 XX olur. Kromozomun fazlalığı Down sendromuna neden olur. Bu bebeklerin kromozomu 47 XX (kadın) veya 47 XY (erkek)’tir. Down sendromlu bebeklerin tipik yüz görünümleri vardır ve aslında yeryüzündeki melekler olarak tanımlanırlar ve çok tatlıdırlar. %95’inde ileri zekâ geriliği, %95’inde büyüme geriliği, %40’ında kalp hastalıkları, %’inde duyma kaybı (tekrarlayan kulak iltihapları), %60’ında göz problemleri (göz tansiyonu, katarakt vb.), %’unda sara nöbetleri, %5’inde bağırsak problemleri, %5’inde tiroid bezinin az çalışması görülebilir. Erkeklerin %99’u kısır iken kadınların %30’u kısırdır.

Downsendromu

Tüm toplumda Down sendromlu bebek doğma şansı doğumda 1’dir. Kadın yaşı 35 üstünde ise bu olasılık artar. Gebelikte Down sendromunu yakalamak için bazı tarama testleri yapılmaktadır. Kombine test ve üçlü test bunlardandır. Bu testlerin en iyisi %85 tanı koyabilir. Kesin tanı amniyosentez (A/S) veya CVS ile bebeğin kromozomlarının incelenmesidir. Tarama testleri ve detaylı ultrasonografi (USG) yapıldığında Down riski çok azalır ama kesinlikle sıfırlanmaz. Riski sıfırlamanın tek yolu A/S ve CVS’tir. A/S’de yaklaşık ’de 1, CVS’te ’de 1 gibi bebeğin düşme ihtimali vardır. Bu riskler hasta ile detaylı olarak konuşulmalı ve birlikte karar verilmelidir.

Down sendromu tespit edilenlerde anne ve babanın görüşü çok önemlidir. Bazı aileler gebeliğe devam kararı verir iken, bazı aileler bebeğin düşürtülmesine karar verebilmektedirler. Düşürme kararı en az 3 uzmanın imzaladığı heyet kararı ile gerçekleştirilmelidir.

Gebelik ve tansiyon yüksekliği

Gebelikte tansiyonunuz gebe olmadığınız döneme göre daha düşük olmalıdır. Özellikle küçük tansiyon daha da düşer. Tansiyondaki düşme hafta arasında en belirgindir. Tansiyonun yükselmesi anne ve bebek için risk oluşturmaktadır. Tansiyonunuzu oturarak ölçtürün. En az 15 dakika dinlendikten sonra ölçüm yaptırınız. Civalı tansiyon aletleri daha doğru sonuç verebilir. Tansiyon /90’nın üzerinde ölçülür ise mutlaka doktorunuz ile temasa geçiniz.

Eli yüz ve ayaklarda şişmeler

Ayaklarda şişme gebede görülebilir ve normaldir. El ve yüzde şişme ise normal olarak kabul edilmemelidir. Tansiyon ölçümü yapılmalıdır. Gerekir ise idrarda protein miktarı ölçülmelidir.

Gebelik ve oruç tutma

Gebelik döneminde oruç tutmanın zararı gösterilememiş. Fakat sıcak ve uzun oruç dönemlerinde sıvı alımını kısıtlandığı için gebelerin oruç tutmaması gereklidir.

Önemli uyarı:

Dinlenmek ile geçmeyen kasık ve bel ağrısı varlığında, 10 dakika içerisinde ritmik olarak kez karnınızda kasılma ve gevşeme varlığında (ağrı olmak zorunda değildir), bacaklarınızı ıslatacak şekilde alttan su gelmesi durumunda, her türlü alttan kanama varlığında, bebek hareketlerinin azaldığı durumlarda doktorunuz ile irtibata geçmelisiniz.​​​

Folik Asit Nedir? Folik Asidin Cilde Faydaları Nelerdir?

Vücudun sağlıklı işleyişinde kilit rollerden birine sahip olan folik asit (diğer adıyla tiamin), onlarca etkisiyle yıllardır besin takviyelerinin vazgeçilmezi konumunda. Sağlıkla ve hatta “huzurla” yaşamanın en büyük gerekliliklerinden biri olan B vitamini kompleksine ait olan folik asit, özellikle kadınların ilgi odağına çoktan girdi bile. Çünkü folik asidin hamilelik sürecine gizli bir katkısı bulunuyor. Genel sağlıkta yarattığı bir yığın etkinin yanı sıra, cildimize de olumlu sonuçlarını yansıtıyor. Peki folik asit nedir, cilde faydaları nelerdir?

Folik Asit Nedir?

Zengin ve birbirinden etkili B vitamini yelpazesine hakim misiniz? B vitamini kompleksi olarak adlandırılan bu dünya, suda çözünebilen b9 vitaminine, yani folik aside de ev sahipliği yapıyor. “Suda çözünebilen” bir vitamin olduğunu üstüne basarak belirtmemiz gerek. Suda çözündüğünden dolayı, yağ dokusunda depolanmaz ve takviye edilmesi gereklidir; alınan fazla folik asit ise idrarla atılmaktadır. Bu nedenle folik asit eksikliği hızlı bir şekilde belirti göstermektedir. Eksikliğiyle birlikte pek çok problemi beraberinde getiren -ki birazdan folik asit eksikliği belirtilerine de değineceğiz- bu vitamini gerek takviyeler gerekse besinler üzerinden edinmemiz şart. 

Folik Asit Faydaları Nelerdir?

Vücut sağlığından zihne kadar uzanan geniş çaplı etkisiyle folik asit, özellikle hamilelerin mutlaka tüketmesi gereken bir bileşen. Hamilelik sürecinde takviye halinde folik asit kullanmak, çocukların merkezi sinir sistemini tehlikeye atabilecek tüm olumsuzlukları önlemeye yardımcı oluyor. Aksi takdirde doğacak bebeğin spina bidifa adı verilen “ayrık omurga hastalığı” oluşabiliyor. Doğum kusurlarının önündeki en büyük engellerden biri olan folik asidin faydaları yalnızca hamile bireylerle sınırlı değil tabii ki.

DNA ve RNA üretimine yardımcı olan bu bileşen, aşırı miktarda alındığında vücuda zarar veren homosistein amino asidinden bizleri koruyor ve bu amino asidin parçalanmasını sağlıyor. Temel görevlerine gelecek olursak; folik asit protein metabolizmasında, hücre bölünmesi ve yenilenmesinde, sinir sistemi işleyişinde kırmızı kan hücrelerinin üretiminde önemli bir yere sahip. Zaten folik asit eksikliği belirtilerine baktığımızda, faydalarına daha yakından şahit olabiliyoruz. 

Folik Asit Eksikliği Belirtileri

Folik asit, gündelik hayatta tüketimine yer vermemiz gereken temel bir bileşen. Çünkü eksiklik belirtileri vücudumuzun ve zihnimizin dört bir yanını sarabilecek kadar kuvvetli. Günlük rutinimizi sekteye uğratabilecek, psikolojimizin derinliklerine işleyebilecek kadar da varlığını belli ediyor. Öyle ki folik asit, 

  • Halsizliğe
  • Yorgunluğa
  • Her zamankinden daha sinirli ve agresif olma durumuna
  • Depresyona
  • Konsantrasyonda zorluk çekmeye
  • Mide bulantısına
  • Baş dönmesine
  • Cildin solgun bir görünüme bürünmesine
  • Saçların günden güne beyazlamasına
  • Güçsüz kaslara
  • Sindirim sistemi problemlerine 
  • Baş ve karın ağrısına 
  • Kansızlığa
  • İştahsızlıkla beraber gelen kilo kaybına
  • Nefes almada güçlük çekmeye neden olabiliyor. 

Geniş çaplı etkileri, yokluğunun kısa sürede getirdiği zararları göz önünde bulundurduğumuzda neden folik asit kullanmamız gerektiği gayet net anlaşılıyor. Üstelik folik asit yalnızca genel sağlığın değil, güzelliğin de odağında. 

Folik Asit ve Cilde Faydaları

B vitamini kompleksinin geniş yelpazesinde önemli bir yer edinen folik asit, cildimizin ışıltısını da açığa çıkarıyor. Sağlıklı bir cilt görünümünün ardında yatan gizli güçlerden biri olan folik asit, 5 çarpıcı faydasıyla cilt bakım rutininin bir parçası olmaya hazır. 

Folik asit, cilt hücrelerini yeniler

Folik asidin vücut hücrelerinin yenilenmesi üzerindeki görevine değinmiştik. Folik asit içeren bir takviye edici gıdanın düzenli kullanımı, cildinizin yenilenmesini, daha aydınlık, pürüzsüz ve canlı bir görünüme kavuşmasını sağlıyor. 

Antioksidan özelliğiyle cildi korur

Güçlü bir antioksidan olan folik asit, bu gücünü cilt bariyerine de aktarıyor. Serbest radikaller karşısında zayıf düşen cilt bariyeri, folik asit sayesinde gardını alıyor ve git gide güçlenmeye başlıyor. Gücünü koruyan cilt bariyeri sayesinde cildimiz daha dinç ve enerjik görünüme kavuşuyor. Olası tüm çevresel etkenlere karşı savunma geliştiriyor. 

Kolajen sentezine destek olur

Folik asidin gönülleri fetheden ve güzelliği çağıran en büyük özelliği ise kolajen üretimine destek olması. Gençliğin anahtarı olarak tanımladığımızkolajen, kırışıklıkların, ince çizgilerin, sarkmaların ve cansız/donuk bir cilt görünümünün önündeki en büyük engel. Folik asit de aslında bir nevi bu anahtarın kilidini aralıyor ve vücudumuzda daha fazla üretilmesine destek oluyor. 

Doktorunuza danışarak kullanabileceğiniz folik asit içerikli bir besin takviyesi, bütünüyle değişime hazırlanmanız için eşsiz bir seçenek. ElySuisse kolajen ürünlerinde yer alan folik asit ile en etkili ve çarpıcı dönüşümü elde etmek bir tık uzağınızda. 

Hamilelikte folik asidin bu kadar önemli olmasının nedeni

Aileye yeni bir bireyin katılmasına önceden duyulan sevinç çok büyüktür! Ancak dikkatli olun: Hamile kadınlar bu hassas dönemde sağlıklı ve çeşitlilik açısından zengin bir beslenmeye özellikle dikkat etmelidir. Sonuçta bebeğe, göbek kordonu yoluyla önemli vitamin ve mineraller sağlanır.

Temiz havada hafif spor ve egzersiz kan dolaşımını hızlandırır ve D3 vitamini üretimini teşvik eder. Yorucu olmayan yürüme, yüzme, yoga veya Pilates gibi sporlar artık hamile kadınlar için ideal. Düzenli rahatlamalar da mümkün olduğunca sık programda yer almalıdır. Bu, aynı zamanda eşle ile birlikte geçirilen zamanı da içerir.

Hamile anne, hamilelik sırasında sağlıklı bir yaşam tarzına dikkat ederse, bebek hiçbir şeyden mahrum olmaz. Jinekologlar, gerekli tüm vitamin ve minerallerin de vücutta yeterli miktarda bulunmasını sağlamak adınaFolio Phase 2gibi uygun bir besin takviyesi almanızı da önerirler.

Folik asit; ışık, ısı, saklama ve hazırlama ile de kolayca etkisini yitiren çok hassas bir vitamindir. Fakat bu vitamin, bebeğin hücre bölünmesi ve büyümesinin yanı sıra kan oluşumu ve bağışıklık sisteminin normal işlevi için vazgeçilmez olduğundan onu, besin takviyesi şeklinde almak çok önemlidir.

Folio Phase 2 ile anne ve çocuğun folik asit, B12 vitamini, D3 vitamini ve iyot ihtiyacı, hamileliğin haftasından emzirmenin sonuna kadar yeterli derecede karşılanır. Yutulması çok kolay olan, klikli pratik kabın içindeki mini tabletler glüten, laktoz, fruktoz, nano partikül, koruyucu madde, renklendirici ve aromalar içermez.

Tıbbi nedenlerden dolayı ilave iyot alamayanlar için, iyotsuz tür olarak Folio iyotsuz Phase 2ürünü bulunmaktadır.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir