musul ne zaman kaybedildi / Ekrem Buğra Ekinci - MUSUL NASIL ELDEN ÇIKTI?

Musul Ne Zaman Kaybedildi

musul ne zaman kaybedildi

Dünya Bülteni / Tarih Dosyası

23 Nisan tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’da açılmasının ardından kurulan hükümetin hedefi, düşmanı “harîm-i ismet”inde boğarak, Misâk-ı Millîyi gerçekleştirmekti. Mondros Ateşkes Antlaşmasının imzalandığı gün Osmanlı ordusunun denetiminde bulunan bölgeleri ifade eden Misâk-ı Millînin güney sınırlarını TBMM’nin açılışından yaklaşık  bir hafta sonra Gazi Mustafa Kemal Meclis kürsüsünden şu şekilde ifade ediyordu: "Hep kabul ettiğimiz esaslardan birisi ve belki birincisi olan hudut meselesi tayin ve tespit edilirken, hudud-u millîmiz, İskenderun'un cenubundan (güneyinden) geçer, şarka doğru uzanarak Musul'u, Süleymaniye'yi, Kerkük'ü ihtiva eder. İşte hudud-u millîmiz budur dedik!"   Misâk-ı Millî sınırlarını bu şekilde netleştiren Mustafa Kemal Paşa, Musul’u Kerkük’ü ve Süleymaniye’yi Anadolu’nun bir parçası olarak tanımlıyordu.

İngiliz İşgali

Osmanlı Devletinin I. Dünya savaşının sonunda yaptığı Mondros Mütarekesi sırasında Kerkük merkez hariç, Süleymaniye ve genel olarak Musul vilayeti 6. Ordu komutanı Ali İhsan Sabis Paşanın denetimi altındaydı. Ancak mütarekenin funduszeue.infoi itilaf devletlerine gerekli gördükleri yerleri işgal yetkisi vermekteydi. İngilizler de bölgedeki Hristiyan halkın katledildiği bahanesi ile Musul’un boşaltılmasını Ali İhsan Paşadan istediler. Ali İhsan Paşa her ne kadar bu teklifi reddetmiş ve direnmişse de sonrasında İstanbul’dan gelen emir üzerine kuvvetlerini Musul’dan Nusaybin’e çekmek zorunda kaldı. Şehrin boşaltılmasının ardından İngilizler 10 Kasım günü Musul’u işgal ettiler.

İngilizler Musul işgal etmelerine rağmen uzunca bir süre bölgeye hakim olamadılar. Bölgedeki aşiretler özellikle Kerkük ve Süleymaniye halkı İngiliz hakimiyetine sıcak bakmıyorlardı. Nitekim bölge halkı Kürtler, Araplar,Türkmenler Türkiye’nin tarafında yer aldılar ve  TBMM’nin açılmasıyla beraber Milli Mücadeleyi desteklediler.Bölgede hakimiyet sağlamakta güçlük çeken İngilizler Nasturi ve Asuruileri himaye etmeye başlarken Fransızlar da Ermenilere dayanmak zorunda kaldılar.

İngilizlerin Musul, Kerkük ve Süleymaniye şehirlerinde hakimiyet kurmak için gerektiğinde havadan bombalamalar yaptığı tarihlerde Anadolu’da Milli Mücadele başlamıştı. Doğuda Ermenilere karşı Batıda ise Yunanlılara karşı önemli başarılar kazanılmaktaydı. Anadolu’da mücadelenin başarıyla devam ettiği bu tarihlerde milli sınırlar içinde ifade edilen Kerkük, Süleymaniye ve Musul da TBMM’nin hedefi arasındaydı. Bölgenin İngiliz işgalinden kurtarılması için 1 Şubat tarihinde Milli Savunma Bakanlığına Revandiz bölgesine bir kısım kuvvet gönderilmesi emri verildi ve bu görev için Milis Yarbayı Özdemir Bey görevlendirildi. 

Özdemir Bey'in Faaliyetleri

TBMM hükümeti Özdemir Bey’i görevlendirmeden önce de Musul konusu sürekli bir şekilde TBMM’nin gündemindeydi. Revandiz bölgesindeki aşiretlerin TBMM’den yardım talepleri vardı. Bölgede yaşanan düzensizliğin kalkması için memur ve asker gönderilmesini istiyorlardı. TBMM de bölgeye belli sayıda asker göndermekten geri durmamıştı. Hatta bu askerler aşiretlerle beraber Revandiz’e saldıran İngilizlere karşı mücadele etmişlerdi. 

Mustafa Kemal Paşanın ve TBMM hükümetinin Musul, Kerkük, Süleymaniye konusunda gösterdiği kararlılığın teşebbüse dönüştüğü en önemli hareket ise Özdemir Bey’in buraya gönderilmesi oldu. Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti bölgeyi, bölgedeki aşiretleri bilen ve yine bununla beraber çete faaliyetlerinde başarılı, Antep’te Kuvay-ı Milliye komutanlığı yapmış Milis Yarbayı Özdemir Bey’i bu göreve atadı. Özdemir Bey bu göreve gönderilirken aynı zamanda Musul’a taarruz için hazırlıklar da yapılmaktaydı. Özdemir Bey 22 Haziran de Hakkari üzerinden Revandiz’e ulaştı. Bölgedeki aşiretlerle birlikte İngilizlere karşı önemli başarılar elde ederek Süleymaniye’ye girdi. İngilizlerin hiç beklemedikleri bu mücadeleye karşı yapabilecekleri ise sınırlıydı. Yeterli askeri kuvvetleri bulunmadığından bu şehirleri günlerce havadan bombalamak yoluna gittiler. 

Özdemir Bey’in bölgedeki bu faaliyetleri sırasında Anadolu’dan Yunan kuvvetleri atılmış ve Lozan Konferansı başlamıştı. TBMM Musul, Kerkük ve Süleymaniye’nin konferansta Türkiye’ye bırakılabileceğini düşündüğünden geniş çaplı askeri bir operasyonu istemiyordu. Yine de Lozan’da görüşmelerin çıkmaza girme ihtimalinin yükselmesi üzerine Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, El cezire cephe komutanlığına Musul’a yapılacak muhtemel bir taarruz için hazırlıkların yapılması emrini veriyordu. 

Lozan'da tıkanan görüşmeler ve beliren savaş ihtimali

Lozan konferansındaki görüşmelerin önemli başlıklarından biri Musul meselesi oldu. İsmet Paşanın başkanlığındaki heyet konferansta Musul, Kerkük’ün demografik yapısını rakamlarla ifade ederken bölgenin çoğunluğunun Türk olduğunu, Kürtler ve Araplarla beraber ise Anadolu’nun bir parçası olduğunu savunuyordu. Lord Cruzn ise İsmet Paşanın istatistiklerinin doğru olmadığını bölgede Türklerden çok Kürtlerin ve Arapların bulunduğunu öne sürmekteydi. Musul üzerinde bu tartışmalar yaşanırken gündeme gelen konulardan bir tanesi de bölgenin petrol zenginliğiydi. İngilizler, Türklerin petrol zenginliği için Musul’u istediklerini öne çıkartarak konferansa katılan diğer devletleri de kendi taraflarına çektiler ve diplomatik üstünlüğü ele geçirdiler. 

'Paşa ordunun başına otur'

Konferansta Musul konusunun bu şekilde hararetle tartışıldığı günlerde 2 Ocak ’te Mustafa Kemal Paşa TBMM’de şunları söylüyordu: “…Musul vilayetinin hudud-ı millimize dahil araziden olduğunu biddefaat ilan ettik. Lozan’da elyevm (bugünkü günde) karşımızda ahz-ı mevki etmiş olanlar bunu pekala bilirler. Vatanımızın hudutlarını tayin ettiğimiz zaman büyük fedakârlıklara katlandık. Menafiimize mugayir (menfaatlerimize aykırı) olmakla beraber müsalemet perverane (barıştan yana) hareket ettik. Artık milli arazimizden en ufak bir parçasını bizden koparmaya çalışmak pek haksız bir hareket olur. Buna kat’iyen muvafakat etmeyiz”.  Mustafa Kemal Paşanın bu açıklamalarının benzerleri milletvekilleri tarafından da ifade edildi. Erzurum Milletvekili Hüseyin Avni Bey, TBMM’de yaptığı heyecanlı bir konuşmada; “Paşa, ordunun başına otur, başka işin yoktur. Başkumandanlık vazifesini ifa et ve hudutlara bayrağımızı rekzet, bayrağını süngünü İngiliz’in gırtlağına daya! diyordu. 

Lozan’daki görüşmelerin çıkmaza girmesi, Özdemir Bey’in Musul’da yoğunlaşan faaliyetlerine karşı İngiliz ordusunun saldırılarının artması Türkiye’yi İngiltere ile savaş noktasına getirmişti. 

Sonu belirsiz savaş yerine diplomasi

İngilizlerle savaş ihtimalinin belirdiği Şubatında Mustafa Kemal Paşa ise savaştan uzak durulması düşüncesindeydi. Musul’a yapılacak bir harekatın ülkeyi sonu belirsiz bir savaşa sürükleyeceğini ifade etmeye başlayan Mustafa Kemal Paşa askeri seçenek yerine konunun konferansta çözülmesinin gerekliliğini öne çıkarmaya başladı. Kesilen Lozan görüşmelerinin tekrar başlamasının ardından Musul’un geleceği sonraya Türkiye ve İngiltere arasında yapılacak görüşmelere bırakıldı. Buradan bir netice çıkmaması halinde ise konunun Cemiyet-i Akvam’a götürülmesine karar verildi. 

Lozan konferansından sonra başlayan ikili görüşmelerden de bir sonuç çıkmadı. İngilizler petrol bölgesi olan Musul ve Kerkük civarını Türkiye’ye bırakmayacaklarını açıkça ifade ettiler. Türkiye bölge ile ilgili tezlerini Cemiyet-i Akvam’da da savundu. Ancak bu tarihlerde Türkiye’nin doğusunda çıkan Şeyh Sait isyanı ve hemen ardından bölgeye yönelik uygulamalar, Türkiye’nin öne sürdüğü en önemli tezin yani Kürtlerin de Türkiye’ye bağlanmak istediği tezinin zayıflamasına sebep oldu. Nihayetinde Türkiye yılında Ankara Antlaşması ile Musul üzerindeki haklarından vazgeçmek zorunda kaldı. 

Kaynaklar:

Atataürk Araştırma Merkezi,

Özdemir Bey’in Musul Harekatı ve İngilizlerin Karşı Tedbirleri (),

Mim Kemal Öke, Musul-Kürdistan Sorunu

Cemal Kemal, Birinci Dünya Savaşı ve Sonrasında Musul Meselesi

Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri,

Musul masada kaybedildi

GİRİŞ
Musul çok değil, 90 yıl öncesine kadar bizim toprağımızdı. Lozan ve ardından Ankara Antlaşması ile veda ettiğimiz bu coğrafya, zihnimizde hep milli bir ukde olarak yer etti. Misak-ı Milli ile bütün dünyaya buraların bize ait olduğunu ilan etmiş olsak da şartlar ya da basiretsizlikler nedeniyle Lozan'da bile bile lades yapıp Musul'a veda etmek zorunda kaldık. Bugün "Musul'da, Kerkük'te ne işimiz var?" diye soranların Musul'u göz göre göre masa başında nasıl kaybettiğimizi hatırlamaları lazım. Zira, Musul meselesi kapanmış bir mesele değildir. Ortadoğu'da kartlar yeniden dağıtılırken, bizim en önemli kartımız ve senedimiz olan Misak-ı Milli'yi yeniden hatırlamak ve hatırlatmak gerekiyor.



Türkiye sınırına uzaklığı sadece kilometre olan Musul'un Anadolu'dan fiziken koparılışı, Türk hükümetinin Lozan'da bölgeyle ilgili ihtilafta son kararı İngiltere'nin etkisindeki Milletler Cemiyeti'ne bırakmasıyla gerçekleşti. Duhok, Erbil, Süleymaniye ve Kerkük'ü içine alan ve Osmanlı devletine bağlı olan Musul bölgesi, hem devletin hem de milletin zihin haritasında o günden beri hep var oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Suriye ve Irak'ta olanları yaşarken, yeni nesil bir şeyi çok iyi bilmeli. Acaba Misak-ı Milli nedir? Bunu iyi kavrarsak, anlarsak Suriye ve Irak'taki sorumluluğumuzun ne olduğunu anlarız. Eğer bugün 'Musul üzerinde bizim sorumluluğumuz var, onun için hem masada hem de arazide olacağız' diyorsak, bunun bir nedeni var" açıklamasıyla Misak-ı Milli ve Musul konusu yeniden gündeme geldi.

Halep'ten Musul'a uzanan Misak-ı Milli gerçeğiMİSAK-I MİLLİ NEDİR? NEREYİ KAPSAR?
Milli Yemin anlamına gelen Misak-ı Milli, Osmanlı Mebusan Meclisi'nin 28 Ocak 'deki gizli oturumunda kabul edilen ve 18 Şubat tarihli oturumda Edirne Mebusu Şeref Bey'in önergesiyle tüm dünyaya ilan edilen belgenin adı. Ancak bu manifestoda, sınırın nereden geçeceği konusunda yer adı belirtilmediği için Misak-ı Milli haritası ilkesel olarak da tanımlanabilir. Fakat Mustafa Kemal, 1 Mayıs 'deki Meclis konuşmasında ve son olarak 30 Ocak 'teki açıklamasındaki Misak-ı Milli sınırlarını şu şekilde tarif etmişti: "Bu hudut İskenderun körfezinin güneyinden, Antakya'dan, Halep ile Katma istasyonu arasında Cerablus köprüsünün güneyinde Fırat Nehri'ne ulaşır. Oradan Deyrizor'a iner, oradan doğuya uzatılarak Musul, Kerkük ve Süleymaniye'yi içine alır."

PARİS KONFERASI'NDA BELİRLENDİ
İşte bu sınırlar Osmanlı devletinden sonra kurulan Türkiye'nin yeni haritasıydı. Eski Devlet Arşivleri Genel Müdürü Mustafa Budak, Misak-ı Milli'de bahsedilen genel kriterlerin açılımı için Paris'te 'da yapılan Paris Konferansı'na bakmak gerektiğini kaydederek, oradaki hassasiyetin Misak-ı Milli'ye yansıdığını ve birçok maddenin de birbirine benzediğini söyledi. Mustafa Budak, "Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya ve ABD gibi ülkelerin katıldığı konferansta Halep, Musul, Erbil, Süleymaniye, Kerkük, Nahcıvan, Batum, Selanik ve Lazkiye'ye kadar olan coğrafya ile yeni sınırımız belirlenmiştir. En somut bilgi ve tespit bu anlaşmada vardır. Bu hat, aynı zamanda Arap- Türkiye milli sınırı olarak da kabul edilmiştir. Bu bir deklarasyondur" diye konuştu.

ANTLAŞMADAN SONRA HİÇ BAHSEDİLMEDİ
Bugün sıcak çatışmalara sahne olan Musul, görüleceği üzere hem dünya devletlerinin 'da Paris Konferansı'yla kabul ettiği bir Türk toprağıydı hem de Misak-ı Milli'de bu durum açıkça belirtilmişti. Kurtuluş mücadelesinin meşruiyet zeminini de oluşturan Misak-ı Milli'yi 24 Temmuz 'te imzalanan Lozan Antlaşması ile rafa kaldırdık ve Misak-ı Milli ile çerçevesini çizdiğimiz bütün bu bölgelerden vazgeçtik. Öyle ki Lozan öncesinde Misak-ı Milli'ye çok defalar vurgu yapan Mustafa Kemal de Lozan'dan sonra Misak-ı Milli'den neredeyse artık hiç bahsetmeyecekti.

"LOZAN'DA BİLE BİLE LADES DENİLDİ"
Tarihçi-yazar Ahmet Anapalı 1. Meclis'te Lozan'a karşı çıkan ve Misak-ı Milli'yi savunan bütün vekillerin dışlandığını ve Lozan'ı imzalayacak kişilerden oluşan 2. Meclis'in kurulduğunu belirtti: "24 Temmuz 'ten sonra Musul konusu Milletler Cemiyeti'nde görüşülmeye başlandı. Cemiyet, İngiltere'nin anlayışı doğrultusunda 3 kişilik bir komisyon seçti. Komisyonda Macar Kont Teleki, Belçikalı Albay Poulis, İsveçli A. Virsn bulunuyordu. Yani durumun vahametine bakınız ki Musul'un kaderini belirlemek için seçilen heyette bir tane bile Musullu veya Türkiyeli uzman yok ve bu duruma itiraz eden biri de yoktu. Cemiyet, hazırlanan yanlı rapor doğrultusunda Musul ve çevresinin Irak'a verilmesini ve İngiliz mandası altında bırakılmasını kararlaştırdı." Mustafa Budak ise Musul'un Lozan'ı kilitleyen en önemli mesele olduğunu belirterek şöyle dedi: "Mustafa Kemal ve hükümet bakıyor ki bu konuda direnirsek orada bir barış anlaşmasını çıkarmak pek mümkün değil. En önemli sıralama yapıp, barışı önceliyorlar ve Musul meselesini öteliyorlar. Bile bile ladestir bu. Zaten dönemin Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras açıkça itiraf ederek, 'Musul meselesinde fedakarlıkta bulunduk' diyor." 'da imzalanan Ankara Antlaşması'yla bölgedeki petrol gelirinin yüzde 25'inin Türkiye'ye verilmesine karşılık Musul ve Kerkük'e acı bir veda ettik. Ancak Misak-ı Milli hassasiyeti ve aklı devletin her zaman hafızasında var olacaktı.

MİSAK-I MİLLİ KARARLARI
1. Mondros Ateşkesi imzalandığı sırada işgal edilmemiş bölgeler kesin Türk yurdudur, parçalanamaz.
2. Kars, Ardahan ve Batum'da (Elviye-i Selase) gerekirse referanduma gidilecektir.
3. Araplar kendi geleceklerini kendileri (referandum) belirleyecektir.
4. Batı Trakya'nın geleceği referandumla belirlenecektir.
5. İstanbul, Marmara ve halifenin güvenliği sağlandığı takdirde, Boğazlar trafiğe açılacaktır.
6. Azınlıklara, diğer ülkelerdeki Türk azınlığa tanınan haklar tanınacaktır.
7. Siyasi, mali ve adli gelişmemizi engelleyen sınırlamalar kabul edilemez.

DERS KİTAPLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILDI
Mustafa Budak (Eski Devlet Arşivleri Genel Müdürü): 'lu yıllardaki ders kitaplarında Misak-ı Milli konusunu ele alan bölümlerde değişiklik yapıldı. Türkiye'yi yayılmacı bir devlet olduğu suçlamalarından uzaklaştırmak için ana metinde yer alan 'Mütareke hattının içinde ve dışında" ibaresinden 'dışındaki' ifadesi çıkartıldı.

YARIN
İNGİLİZLER, MUSUL PETROLLERİNİN KOKUSUNU NE ZAMAN ALDI?
II. ABDÜLHAMİD, MUSUL'U KURTARMAK İÇİN NELER YAPTI?
OSMANLI'YI PETROLDEN EDEN İŞADAMI GÜLBENKYAN'IN ENTRİKALARI
kaynağı değiştir]

Ana maddeler: Kürdistan Krallığı ve Özdemir müfrezesi‎

Eylül - Temmuz yıllarında IraklıKürtlerSüleymaniye merkezli yarı bağımsız Kürdistan Krallığı devletini kurmaya teşebbüs ettiler.[6] Şeyh Mahmut Berzenci, Kürdistan Krallığı'nın kralı olarak kendisini ilan etti.[7]Sevr Antlaşması'ndan sonra, Süleymaniye ile bütün bölge Birleşik Krallık yüksek komiserliğinin denetimi altına girdi. Eylül 'de Özdemir müfrezesinin İran'a çekilmesinden sonra, Birleşik Krallık Şeyh Mahmut Berzenci'yi vali olarak tayin etti. Şeyh Mahmut Berzenci Kasım'da tekrar kendisini Kürdistan Krallığı'nın kralı olarak ilan etti. Lozan Antlaşması'ndan sonra Birleşik Krallık yüksek komiserliği, Irak'ın bütün bölgelerini birleştirmek isteyince Şeyh Mahmut Berzenci buna karşı çıktı. Mahmut Berzenci ve hükûmetin teslim olmaması üzerine, Birleşik Krallık Hava Kuvvetleri Süleymaniye ve çevresini bombaladı ve bölge'de çatışmalar meydana geldi. 24 Temmuz yılında kesin olarak Birleşik Krallık Mezopotamya Mandası'na bağlanmıştır.

"Musul Harekâtı" planı ve Cafer Tayyar Paşa (Eğilmez)[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası