ahlaki gelişim evreleri / Kohlberg'in Ahlak Gelişim Kuramı

Ahlaki Gelişim Evreleri

ahlaki gelişim evreleri

Piaget’in Ahlak Gelişimi Kuramı

Piaget’in Ahlak Gelişimi Kuramı zihinsel gelişim konusunda çocukların düşünme şekillerine ilişkin düşüncelerini ele almış ve ona göre çocukların yetişkinlerden oldukça farklı bir düşünce şekline sahip olduklarını söylemiştir. Yani çocukların farklı yaş gruplarında farklı düşünme sistemlerine sahip olduklarını öngörmüştür.

  • Ahlak Öncesi Evre ()
  • Dışa Bağlı Dönem (Hetoronom) () Somut İşlemler Dönemi
  • Özerk Dönem (Otoronom) (…) ⇒ Soyut İşlemler Dönemi

Okul öncesi döneme denk funduszeue.info evrede kural yoktur.

Dışa Bağlı Dönem (Ahlaki Gerçeklik )()

Bu dönemin adı çocuğun sadece somut düşündüğü için olayların sadece dışarıdan görülen kısmını fark etmesinden konulmuştur.Çocuğun niyetinden çok daha çok davranışın sonucunda ne oldu bu önemlidir.

Ör: Bir evde iki abla olsun birinci abla 20 bardağı taşırken yanlışlıkla kıfunduszeue.info abla ise 2 bardağı sinirlenerek yere fırlatarak kıfunduszeue.info bu evrede olan bir çocuğa göre suçlu olan kişi niyetine bakılmadan nicelliğe bakarak 20 bardak kıran abladır.Çünkü en çok bardağı o kırmış en çok o suçludur.

Özerk Dönem (Ahlaki Görecelik )(…)

Bu dönemde ki insanlar soyut düşünebildiği için üst düzey ahlaki kararlar funduszeue.inforın sadece dış taraftan gözüken kısımlarına değil iç kısımlarını da düşünürler.

Ör:Yukarıda verdiğimiz abla örneğinde bu dönemdeki birey 2 bardağı bilerek kıran ablanın daha suçlu olduğu cevabını verirler.Çünkü ablanın niyeti yanlışlıkla kırması değil bilerek kırmasıdır.

KAYNAK: funduszeue.info

Kohlberg Ahlak Gelişimi

Kohlberg Ahlak Gelişimi, aslında bir önceki konu olan Piaget&#;in Ahlak Gelişimi ile bağıntılı bir konudur. Eğitim Bilimleri, Gelişim Psikolojisi konuları içinde önemli bir yere sahip olan Kohlberg Ahlak Gelişimi başlığına, KPSS sorularında ve cevap şıklarında seçenek olarak da sıkça rastlamaktayız. Bir önceki konu başlığımız Piaget ahlak gelişimiydi, şimdi de Kohlberg Ahlak Gelişimi konusunun ayrıntılarını inceleyelim.

Kohlberg Ahlak Gelişimi

Kohlberg Ahlak Gelişimi, Piaget&#;in ahlak kuramının aslında yeniden anlamlandırılmasıdır. Kohlberg, bu kurama dayalı olarak kendi kuramını geliştirmiştir. Kohlberg, Piaget&#;in ahlak kuramındaki temel doğrulara bağlı kalmasıyla beraber, ahlaki ikilem içeren bazı hikayeler kullanmıştır. Bu hikayelerde, bireyin davranışları &#;doğru &#; yanlış&#; cevaplarıyla ilişkilendirilir. Fakat Kohlberg ahlak gelişimi kuramını &#;doğru &#; yanlış&#; cevaplarına göre değil, bu cevaplara yapılan açıklamalarla ortaya çıkarmaktadır.

Kohlberg&#;e göre ahlaki evreler düzenli bir sıra izlemektedir. Bir sonraki evreye ancak bir önceki evre sindirilince geçilebilir.

Evreler arasında ardışıklık vardır ve asla geriye dönülemez!

Her basamak bir sonraki basamağın ön koşuludur. Her birey farklı evrelerde sonlanabilir.

Dolayısıyla toplumsal ahlak ikinci plandadır. Bireysel ahlak ön plandadır.

Bilişsel gelişim, ahlaki gelişim için ön koşuldur fakat yetersizdir. Ahlaki gelişim için empati şarttır.

Bu şart Ceza ve İtaat Eğiliminden sonra geçerlidir.

Kohlberg, insanların altı yargı aşaması geçirdiğini söylemiştir ve bunları üç düzey içerisinde açıklamıştır. Bunlara genel olarak bir bakalım ve sonra ayrıntılarına geçelim.

1. Gelenek Öncesi Düzey

  • Ceza ve İtaat Eğilimi
  • Saf Çıkarcılık (Araçsal İlişkiler Eğilimi)

2. Geleneksel Düzey

  • İyi Çocuk Eğilimi (Kişilerarası Uyum)
  • Kanun ve Düzen Eğilimi

3. Gelenek Sonrası Düzey

  • Toplumsal Sözleşme Eğilimi
  • Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi

Kohlberg&#;e göre üst düzey ahlaka ulaşabilmek için üst düzel bilişsel gelişime, yani soyut düşünebilmeye ihtiyaç duyulur. Fakat bunun tersi mümkün değildir. Şöyle ki; üst düzey ahlaka sahip bireyler kesinlikle soyut düşünmektedir, ancak her soyut düşünen üst düzey ahlaka sahip olmayabilir.

Gelenek Öncesi Düzey

Kohlberg&#;e göre gelenek öncesi düzeyde, ihtiyaç karşılanırken otoriteye itaat ve çıkarlar göz önünde tutulmaktadır. Davranışın fiziksel etkileri önemlidir ve İD baskındır.

İtaat ve Ceza Dönemi: Davranış sonucunda sadece doğru ve yanlışa bakılır. Doğru ve yanlışı belirleyen ödül ve cezadır. Otorite varsa kural vardır. Birey bu aşamada dürtüsel hareket eder ve kurallar tamamen dışsaldır.

Davranışın yapılıp yapılmaması, otoriterin varlık, yokluk durumuna göre değişmektedir.

Bireyi cezadan kaçıran tüm davranışlar doğrudur.

Örnekler:

&#; Odasında televizyon izleyen Mahmut, annesinin geldiğini duyunca hemen çalışma masanın başına oturmuş ve ders çalışmaya başlamıştır.

&#; Kırmızı ışıkta karşıya geçen yayaya sorulur:  &#;Burada bir trafik polisi olsaydı, yine kırmızı ışıkta geçer miydiniz?&#; &#;Hayır&#; cevabı alınır.

&#; Çocuklar Yusuf Dede&#;nin bahçesinden kiraz çalmaya, sadece Yusuf Dede evde yokken giderler.

Saf Çıkarcı Dönem (Araçsal İlişkiler Eğilimi): İhtiyaç karşılandığı sürece kurallara uyulur. Birey için her şey karşılıklıdır. Doğru olan, diğer insanların ihtiyaçlarını da dikkate alan somut ve pragmatik bir alışveriştir.

Bireyin kendisi yine birinci plandadır. Ancak, ilk kez kendisi dışındaki diğer insanların da bazı ihtiyaçları olduğunu anlar.

Bu eğilimde olan bireyler, çıkarlarına göre davranmaktadır. Dolayısıyla burada doğru davranış, kişinin gereksinimlerini tatmin eden davranıştır.

Gör beni göreyim seni, kısasa kısas gibi deyimler, &#;Kan verin, bir gün sizin de ihtiyacınız olabilir&#; gibi sloganlar saf çıkarcı eğilime uygun davranışlardır. Eskiden yayınlanan Avrupa Yakası dizisindeki Burhan Altıntop karakteri, Şener Şen&#;in Neşeli Günler filmindeki Ziya karakteri saf çıkarcı eğiliminde olabilir.

Örnekler:

&#; Borçlarından kurtulmak için adam öldüren Muhittin, bu cinayeti gören kişiyi de öldürür.

&#; Önceki yıllarda mal bildirimi yapmayanların hapis cezası aldığını bilen ve mal bildirimi yapmayı unutacağından korkan Kamil, bu cezanın artık yürürlükte olmamasıyla birlikte mal bildirimi yapmanın önemli olmadığını düşünür.

&#; Arkadaşlarıyla yemeğe giderken normalde en az parayı vermeye çalışan Tankut, arkadaşlarından birinin parasının çıkışmadığını anlayınca herkesin yemek parasını eşit şekilde bölüşerek ödemesini ister.

Geleneksel Düzey

Birey kişi sayısını biraz daha genişletecektir ve bu dönemle birlikte birey, ilk kez kendi ihtiyaçlarını ikinci plana atacaktır. Empati yeteneğiyle birlikte birey artık kendini başkalarının yerine koyabilmektedir.

Geleneksel düzeyde grubun beklentileri bireyin kendi beklentileri kadar değerlidir. Grupsal bir bencillik anlayışı vardır. Kendi bulunduğu grup, diğer gruplardan üstün tutulmalıdır.

Kabul görme anlayışı vardır. Geleneksel düzey için anahtar kelimemiz budur.

İyi Çocuk Eğilimi (Kişilerarası Uyum): Çevresindeki insanların ihtiyaçları ve beklentilerine, kendine biçilen role göre davranır. Grubuna karşı düşünceli ve özverilidir. Bu süreçte artık birey, olayları çevresindeki kişilerin gözleriyle görmeye başlar, yani empati kurar.

İyi davranış demek başkalarını mutlu etmek demektir.

Örnekler:

&#; Fuat, takdir almak için ders çalışan bir çocuktur.

&#; Tarık, otobüste &#;eğer kalkmazsam beni ayıplarlar&#; endişesiyle bir teyzeye yer vermektedir.

&#; Annesine kavga etmeyeceğine söz veren Mehmet&#;in yolu tinerciler tarafından kesilir ve onlar tarafından dövülür. Kolu yaralanan Mehmet olayda hiçbir suçu olmamasına rağmen annesine yolda düştüğünü söyler.

Kanun ve Düzen Eğilimi (Toplumsal Uyum): Değer yargıları, kurallar toplumun düzeni için olmazsa olmaz olarak görülür. Dolayısıyla kanunların, yönetmeliklerin değiştirilmesine, ihlaline karşı çıkarlar. Kanun ve düzen eğiliminde genel anlamda yasaların, kanunun üstünlüğü esastır.

Doğru davranış kanunlar içinde değerlendirilir, kanunlar tartışılmadan, sorgulanmadan uygulanır.

Örnekler

&#; Veli, denizde dubaları geçip açılan arkadaşlarının tüm ısrarına rağmen, &#;Dubaları Geçmek Yasaktır&#; tabelasından ötürü açılmamıştır.

&#; Murat, etrafta hiç polis olmadığı halde yol bomboşken karşıya geçmek için yeşil ışığın yanmasını beklemektedir.

&#; Sigara içmenin yasak olduğu bir alanda sigara içenleri gören Yasemin, sigara içenleri ilgili görevliye hemen şikayet etmiştir.

Önemli Uyarı

Geleneksel  düzeyin 3. evresi olan İyi Çocuk Eğilimi ile 4. evresi olan Kanun ve Düzen Eğilimi arasındaki farka dikkat ediniz. 3. evrede bireyin tanıdığı ve bildiği daha yakın kişilerle olan ilişkilerine bakılırken 4. evrede tanımadığı fakat toplumun oluşturduğunu bildiği kişiler referans olarak alınır.

Gelenek Sonrası Düzey (İlkeli Ahlak)

Kohlberg ahlak gelişimi konusunda gelenek sonrası düzeyde artık çıkarcılık tamamen bitmiştir. Bağımsız değerler sistemi oluşmuştur. Gelenek sonrası düzeyde yer alan bireyler, mevcut otoriteden bağımsız olarak toplumsal düzeni, yasaları, kanunları artık sorgulayabilmektedir.

Bu düzeydeki bireyler kuralları reddetmezler, aksine savunurlar ancak bu kurallar önce sorgulanır ve değerlendirilir.

Kohlberg, Piaget&#;in her bireyin soyut işlemler dönemine çıkamayacağı bilgisine paralel olarak, insanların büyük bir kısmının geleneksel düzeyden ahlaki yargılarda bulunduklarını, gelenek sonrası düzeye çok az sayıda insanın çıkabileceğini belirtmiştir.

Sadece üst kimliğe sahip bireyler üst düzey ahlaka ulaşabilir. (James Marcia)

Toplumsal Sözleşme Eğilimi: Toplumun üzerinde anlaştığı konular korunmalıdır. Ancak ihtiyacı karşılamayan düzenler toplum yararına değiştirilebilir.

Kanunların toplumun ihtiyacına göre değişitirilebilmesi özelliği, kanun ve düzen eğiliminden farkını gösterir.

Örnek

&#; Atanamayan öğretmenler bakanlık önünde atama sayılarına ilişkin karara karşı protesto yürüyüşüne katılmıştır. ( Bu örnekte karara karşı çıkanlar toplumsal sözleşme eğilimindedirler. Kanun ve düzen eğiliminde olan bir birey ise bu protestoya katılmayı reddetmektedir.)

Evrensel Ahlak İlkeleri Eğilimi: Sistem ve kurallardan çok insan hakları, özgürlük, adalet, demokrasi gibi ilkeler ön planda tutulur. Yarar tüm insanlık içindir. Etik ilkeler göz önünde tutulur ve ahlak üstü bir anlayış oluşur. Evrensel ahlak düzeyi, bireyin ahlak ilkelerini kendinin seçip oluşturduğu, ahlak gelişiminin son aşamasıdır.

Evrensel ahlak ilkesine ulaşan bireyler ideallerine sıkı sıkıya bağlıdır ama aynı zamanda bunları sorgulamaya da açıktır. Buna açık alıcık denir.

Örnek

&#; Mustafa, denizde boğulmak üzere olan birini, yüzme bilmemesine rağmen canını riske atarak kurtarmaya çalışmaktadır.

Kohlberg&#;e Yapılan Eleştiriler

Diğer düşünürler ve ahlak kuramları savunucuları tarafından bazı eleştiriler yapılmıştır. Bunları madde olarak sıralayalım:

  • Kohlberg sadece ahlaki düşünce üzerinde yoğunlaşmıştır. Davranışa yansıyıp yansımaması üzerinde durmamıştır.
  • Sadece adalet üzerinde durmuştur. Kuramında Adalet = Ahlak anlayışı vardır.
  • Cinsiyet ve kültürel farklılıklar göz ardı edilmiştir.

KPSS Eğitim bilimleri Gelişim Psikolojisi dersine ait Kohlberg Ahlak Gelişimi kuramını bu bölümde inceledik. Bir sonraki gelişim psikolojisi dersimizin konusu Gilligan Ahlak Gelişimi olacaktır.

Kohlberg ahlak gelişimi kuramı nedir ve evreleri nelerdir? Ahlak gelişimi kuramı yaş aralığı hikayeleri ve &#;zellikleri

Haberin Devamı

Kohlberg, ahlaki gelişime evrensel ahlak ilkelerinin keşif süreci olarak yaklaşmaktadır. Ayrıca Katılımcıların anlattığı öykülerde eylem ve düşünce arasında bir ilişki söz konusudur. Kohlberg, katılımcının zihninde yaşadığı çatışmaları anlamak için varsayımsal öyküler anlatma yolunu tercih etmektedir. Bu amaç doğrultusunda çocuk ve yetişkinlerde ahlaki dilemmaları kapsamakta olan belirli durumlar oluşturulmaktadır. Bu durumlarda verilmekte olan tepkiler bulunmaya çalışılmaktadır.

Ahlaki Gelişim Kuramı Nedir?

 Kohlberg, ahlaki gelişim için başkalarının telkinine ihtiyaç olmadığını dile getirmektedir. Çocuk ileride ise yetişkin birey, kendi bilişsel gelişimine göre ve ilerleyen akıl yürütme süreçlerine paralel olarak seçim yapmaktadır. Kohlberg, bu amaç doğrultusunda geleneksel olarak belirli ahlak değerlerini öğretmemektedir. Bunun yerine ahlaki yargı gelişimini ortaya çıkartacak bir program önermektedir. Ahlaki bir ikilem durumunda çocuğun uygun olanı kendisinin bulmasını istemektedir. Bunun gerçekleşmesini çocuğa telkin edilmesinden daha önemli görmektedir.

Haberin Devamı

Ahlaki Gelişim Evreleri

 Ahlaki gelişim evreleri gelenek öncesi dönem, geleneksel dönem, gelenek sonrası dönem şeklindedir. Gelenek öncesi dönem kendi içinde ceza ile itaat eğilimi ve saf çıkarcı eğilim olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Geleneksel dönem kişiler arası uyum ve kanun ile düzen eğilimi şeklinde olmaktadır. Gelenek sonrası dönemde sosyal sözleşme eğilimi ve evren ahlak ilkeleri eğilimi vardır.

Gelenek Öncesi Dönem

 Bu dönemdeki çocuk kültürün kabul ettiği iyi ile kötü ölçütlerini içselleştirmektedir. Bu dönemin ceza ile itaat eğilimi ve saf çıkarcı eğilim aşamaları vardır.

Ceza ile İtaat Eğilimi: kuralların başkaları tarafından koyulduğu dönemdir. Yalnızca otoriteye uyum ve ceza almaktan kaçınma vardır. Karakteristik olarak olayların dış görüntüsü ile meydana gele zararın büyüklüğü ile ilgilenirler. Karar buna göre verilmektedir. Bu dönemde olayların arkasındaki sebeplerin önemi yoktur.

Saf Çıkarcı Eğilim: çocukların kendi çıkarlarının önemli olduğu bir dönemdir. Çıkarcı şekilde başkalarının ihtiyaçlarını da önemserler. Soyut olmayan adaletli değişimlere başvurmaktadırlar. Her şey karşılıklı yapılır anlayışı vardır.

Haberin Devamı

Geleneksel Dönem

 Bu dönemde diğer insanların beklentisi dikkate alınmaktadır. Özellikle özdeşim kurulan insan çok önemli olmaktadır. Bu dönemde ortaya kişiler arası uyum ve kanun ile düzen eğilimi çıkmaktadır.

Kişiler Arası Uyum: çocuk, akran grubu ile iş birliği yapmaktadır. İçinde olduğu grubun kurallarını benimsemektedir. İyi davranışta bulunmak ve yardım etmek mutlu edici olmaktadır. Kendisi için çevresindekilerin hisleri önemlidir.

Kanun ile Düzen Eğilimi: uygun davranış, sosyal düzen ile otoriteye paralel davranmak olarak görülmektedir. Akran grubun kuralları yerini toplumsal kurallara ve kanuna bırakmaktadır. Sorgulama olmaksızın kanunla uyulmaktadır.

Haberin Devamı

Gelenek Sonrası Dönem

 Bu dönemde kişi, ahlak ilkelerinin başkasının etkisi olmadan seçmektedir. Sosyal sözleşme ile evrensel ahlak ilkeleri eğilimi bu dönemde ortaya çıkmaktadır.

Sosyal Sözleşme Eğilimi: çoğunlukla temel hakların ve özgürlüklerin dikkate alınarak oluşturulduğu yasa ve kanunlara uymak önemlidir. Ancak demokratik olarak kanunlarda değişimler olacağı anlayışı vardır. Özgürlük gibi kavramlar bu dönem için öne çıkmaktadır.

Evrensel Ahlak İlkeleri: ahlaki gelişimin son noktasıdır. Kişi, ahlak ilkelerini kendisi seçmiştir ve seçtiklerine uygun davranmaktadır. İnsan hakları, eşitlik, adalet benzeri soyut ve evrensel boyutta ahlak ilkeleri oluşmaktadır. Bu ilkeler, demokratik toplumların kanun ve yasalarında kendine yer bulmaktadır.

Çocuklarda Ahlak Gelişimi

Kohlberg, ahlaki gelişimde zihinsel etkenler üzerinde önemle duran ve gelişim kavramını buna göre oluşturan araştırmacılardan biridir. Kohlberg’e göre ahlak, hak-haksızlık, doğru-yanlış, iyi-kötü konularında bilinçli yargılama ve karar vermeyi ve bu karar doğrultusunda davranışta bulunmayı kapsayan bilişsel bir yapıdır. Bir başka deyişle Kohlberg’e göre bilişsel bir yetenek olan ahlak, bireyin kendisinin belirlediği ve aynı zamanda evrensel ilkelerle örtüşebilecek düzeydeki ilkelere göre yargıda bulunması, kararlar alması ve bu doğrultuda da davranabilmesi yeteneğidir.

Kohlberg ahlak gelişiminin bilişsel gelişim ile paralellik gösteren bir yaklaşım içerisinde oluştuğunu açıklamıştır. Tayland, Malezya, Meksika, Türkiye gibi çeşitli ülkelerdeki ahlaki düşünmeleri araştıran Kohlberg, bu ülkelerde yaşayan bireylerde birbirine benzer gelişim süreçlerinin varlığını saptamıştır. Gelişim sürecinin bir dine ya da dinsizliğe de bağlı olmadığını belirlemiştir. Kohlberg’e göre bütün kültürlerdeki insanlar adalet, eşitlik, sevgi, saygı, otorite gibi aynı temel ahlaki kavramları kullanırlar.

Kohlberg de Piaget gibi çocuk ve yetişkinlerin, belirli durumlarda davranışlarını yöneten kuralları nasıl yorumladıklarını incelemiştir. Ancak Piaget’den farklı olarak Kohlberg, araştırmasını, çocukları oyunda gözleyerek değil, çocuklara ve yetişkinlere, ahlaki ikilemleri kapsayan belirli durumlar vererek, onlara bu durumlarda nasıl tepkide bulunacaklarını sorarak yürütmüştüfunduszeue.info en meşhur sorularından birisi şudur:

“Hans’ın karısı ölümcül bir hastalığa yakalanmıştır. Doktorlar ancak bir eczacının geliştirdiği bir ilacın fayda edeceğini söylerler. Hans eczacıya gider. Eczacı oldukça yüksek bir fiyat ister. Hans istenen paranın ancak yarısını bulabilir. Eczacıya yarısını teklif eder, eczacı kabul etmez. Yarısını daha sonra ödemeyi teklif eder, eczacı yine kabul etmez. Hans da akşam eczaneye gizlice girip ilacı çalar. Hans suçlu mudur? Suçluysa neden suçludur? Hans suçsuz mudur? Suçsuzsa neden suçsuzdur?

Kohlberg, aldığı cevapları sınıflayarak, insanların altı yargı aşaması geçirdiklerini belirtmektedir. Bu altı aşama ise, “Gelenek öncesi düzey”, “Geleneksel düzey”, “Gelenek sonrası düzey” olmak üzere üç ana evrede meydana gelmektedir. Diğer kuramlarında olduğu gibi, her bir düzey kendinden önceki düzeye dayanmakta, kendinden sonraki döneme temel oluşturmaktadır.

GELENEK ÖNCESİ DÜZEY

Bu düzey çocuğun, iyi kötü, doğru yanlış konusundaki yargıları, kendisinin yakınında bulunan ve fiziksel üstünlüğe sahip, genellikle anne baba gibi otorite kaynaklarına dayanır. Bu aşamada, doğru ya da yanlış olanı yargılarken çocuğun kullandığı ölçütler, içsel olmaktan çok dışsaldır.  Özellikle, çocuğun eylemlerinin doğru ya da yanlış oluşunu belirleyen, bu eylemlerin sonuçlarıdır. Bu düzeydeki çocuklar, insan yaşamının değerini, sadece kendi ihtiyaçlarını karşılayacak bir araç olarak görürler ve kendi ihtiyaçlarını ön planda tutarak, bu ihtiyaçlarınıtatmine yönelirler.

CEZA-İTAAT DÖNEMİ ( YAŞ)

Bu evrede davranışın sonucunda doğruluk ve yanlışlığına bakılır. Örneğin çocuk eğer ahlaki olarak hata yapmışsa cezalı, doğru olanı yapmışsa değildir. Olayın gerisindeki neden önemli değildir. Birinci evre son derece ilkel özellikler taşır. Çocuk bütün sorunlara fiziki cezalarla çözüm arar.  Zıddı olan doğru davranış düşüncesi de ödül getirir kanısındadır. Çocuklar bu evrede, kendilerini henüz bir toplumun üyesi olarak algılamazlar ve ahlakı, kendilerinin dışında bir olgu olarak görürler. Kohlberg’e göre bu evrede otorite, fizyolojik bakımdan güçlü görülmekte ve dolayısıyla bu erişilmez gücün oluşturduğu sabit ve durağan kurallar dizisine, sorgusuz sualsiz zorunlu bir itaat görüfunduszeue.info evreye ilişkin örnek olarak, trafik polisinin olmadığı bir kavşakta kırmızı ışıkta geçen sürücünün davranışı veya sınavda hocasının görmeyeceğini anlayan öğrencinin kopya çekmesi verilebilir. Bu devrede buluna kişiler“Hans suçludur” derler ve polisin onu yakalayıp cezalandırmasını isterler. Çünkü sonuçta Hans hırsızlık yapmıştır. Nedeni önemli değildir.

ÇIKARA DAYALI ALIŞ VERİŞ DÖNEMİ ( YAŞ)

Bu evrede göze göz dişe diş anlayışı hâkimdir. Kurallara, ihtiyacı karşıladığı sürece uyulur. Bu dönemdeki birey için her şey karşılıklıdır. Bu dönemde “doğru” olan şey, diğer insanların ihtiyaçlarını da dikkate alan, somut ve karşılıklı adil alışveriştir. Bu evredeki kişi ne kadar verirsem o kadar almalıyım anlayışına sahiptir.Çocukların kendi ihtiyaç ve isteklerinin karşılanması bu evrede önem arz eder. Bu aşamada belirgin düşünce “eşitlik” olduğu için, “iyilik ya da kötülüklerin karşılıklı eşit paylaşımı” ahlak anlayışının temelini oluşturmaktadır. Çocuklar bu dönemde diğer insanların da ilgilerinin farkına varırlar. Ancak, ahlakî yargıda bulunacakları zaman, başkalarının ihtiyaçlarını somut bir şekilde dikkate almakla birlikte, hala ilk planda kendilerinin ihtiyaçları ile funduszeue.info evrede çocuk, otoritenin de hata yapabileceğini somut olarak kavramaya başlar. Böylece, otoritenin daha önce düşündüğü gibi güçlü olmadığını anlamaya başladığında, topluma karşı yeni bir bakış açısı kazanır ve yavaş yavaş kendini diğer insanların yerine koyar. Ancak, bu evrede düşünce hala somut seviyededir. Bu dönemdeki kişilere göre“Hans suçsuzdur,karısı için böyle yapmıştır. İnsan karısı için böyle davranmalıdır. Karısı da onun için böyle yapardı.” şeklinde düşünürler.

GELENEKSEL DÜZEY

Bu düzeydeki birey, gelenek öncesi düzeyin egoist bakış açısından, grup değerlerini ve kurallarını, bilişsel açıdan tanıma düzeyine geçiş yapar. Birey, kişiler arası iyi ilişkiler kurma eğilimine yöfunduszeue.infoksel düzeydeki kişiler için; aile, grup ve diğer insanların beklentileri her şeyden önemlidir. Bu beklentiler yakın ve açık sonuçları düşünülmeksizin kabul edilir. Sosyal düzeni destekleme ve sadakat önemlidir. Kendi ihtiyaçları bazen grubunkilere göre ikinci planda kalıfunduszeue.infoksel düzeye geçişte en önemli bilişsel farklılık, rol alma ya da empati kurma becerisinin oluşup gelişmesidir. Birey kendisini, düşünce düzeyinde bir başkasının yerine koyar ve olaylara onun bakış açısı ile bakar.

KİŞİLERARASI UYUM DÖNEMİ ( YAŞ)

Bu evrede kişiler arası uyum ya da iyi davranış; başkalarını hoşnut kılan, onlara yardım eden ve onlar tarafından beğenilen davranıştır. Kibar olarak takdir edilmek önem kazanmıştır. Bu evrede iyi vatandaş vergi öder; iyi çocuk anne ve babanın koyduğu kurallara uyar ve ona göre hareket eder. Geleneksel düzey içinde yer alan üçüncü aşamada, akran gruplarıyla işbirliği gözlenir. İyi davranış, başkalarına yardım etmek ya da onları mutlu etmektir. Başkaları tarafından onay görmek, iyi çocuk olmak önemlidir. Benmerkezciliğin azalması ve somut işlemler dönemine girilmesiyle, olaylara başkaları açısından bakabilme özelliği kazanılır. Ahlakî yargılarda başkalarının hissettikleri de dikkate alınır. Ancak yapılan davranışlar sadece ceza almamak için değil, aynı zamanda başkalarını mutlu etmek için yapılmaya çalışılıfunduszeue.info dönemde davranışlar, ilk defa niyete göre değerlendirilmeye başlanır. İkinci evredeki “mutlak eşitlik”, yerini “adalet” anlayışına bırakır ve dolayısıyla üçüncü evredeki bir birey, hem kendi gözünde, hem de başkalarının gözünde iyi bir insan olma ihtiyacı hisseder. Bu dönemdeki insanlar “Hans suçludur” derler. Gerekçeleri toplumdaki insanların Hans’ı ayıplayacağı düşüncesidir.

KANUN VE DÜZEN DÖNEMİ ( YAŞ)

Bu dönemde yasa ve kural yönelimi vardır. Otoriteye ve kurallara uyma ve toplumun isteklerini yerine getirme yönelimi başlamıştır. Kurallara uymanın nedeni, toplumsal sistemin–düzenin korunmasıdır. Bu dönemdeki birey öğrencinin kopya çekmemesi gerektiğini, çünkü kopya çekmenin kurallara aykırı olduğunu funduszeue.info için doğru davranmak demek, toplumsal düzeni koruma ve toplumun ve grubun refahı doğrultusunda davranmak demektir. Kural ve otoriteye itaat yerine, kural ve otoriteyi sürdürmek esastır. Bu dönemde doğru davranış, otoriteye ve sosyal düzene uygun olarak kişinin görevini yerine getirmesi olarak düşünülür. Artık, akran gruplarının kurallarının yerini, toplumun kuralları ve kanunları almıştır. Kanunlar sorgulanmaksızın izlenir. Kanunlara uymayanlar asla onaylanmaz. Bu dönemde “Hans suçludur” denir. Çünkü o kanunlara aykırı davranmıştır. Kanunlar toplumsal düzeni sağlamaya yarar. Hans toplumsal düzeni bozmuştur.

GELENEK SONRASI DÜZEY

Bu düzeyde insan yaşamı, kutsal ve evrensel bir doğru olarak algılanır ve insan haklarının gözetildiği evrensel değerler benimsenir. Ahlakî otonomiyi geliştirmiş olan birey, toplumun kurallarını anlar ve kabul eder. Böylece kuralların oluşturduğu genel ilkeler birey tarafından yapılandırılabilir, kavranabilir ve gerektiğinde ilkelere bağlı olarak kuralları değiştirmeye çaba harcanarak daha iyi bir toplum oluşturulabilecek ilke ve değerlerle ilgilenilmeye başlanır.

SOSYAL ANLAŞMA DÖNEMİ ( YAŞ)

Bu aşamada kanunların kullanımı ve bireysel haklar, eleştirici bir şekilde incelenir. Toplumun kanunları ve değerlerinin göreli ve topluma özgü olduğu kabul edilmektedir. Bu evredeki birey için doğru olan davranış, insanların farklı düşünce ve değerlere sahip olduğunu bilme, bu göreceli değerleri, çoğunluğun görüşüne ters düşse bile korumaktır. Bununla birlikte, bu temel haklara herhangi bir müdahale olduğu takdirde, demokratik süreçleri işleterek hakların tekrar kazanılmasını sağlamak önemlidir. Bu evredeki bireyin, toplumun üstünde bir bakış açısı vardır. Kanunlar, sosyal düzeni korumak, temel yaşama ve özgürlük haklarını güvence altına almak için gerekli görülür. Kanunlara, çoğunluğun haklarını koruyacağı ve herkesin refahı için uyulur. Eğer kişinin ihtiyaçları ile toplumsal kanunlar arasında bir çatışma ortaya çıkarsa, adaletli olmayan yasalara boyun eğme yerine, bunları değiştirmeye çalışma doğru kabul edilir. Bu dönemde “Hans suçludur” denir çünkü insanlar toplum içinde birbirlerinin eşyalarına (özel eşyalarına) saygı göstermek zorundadırlar.

EVRENSEL AHLAKİ İLKELER DÖNEMİ (20 YAŞ VE ÜZERİ)

Altıncı evrede hayatın değeri, her türlü kişiler arası ilişkiden ötede, zorunluluk olarak kabul edilir. Bu evrede evrensel etik ilkelerine yönelim vardır. Söz konusu hayatın değeri olduğunda bunun kime ait olduğu, ne tür bir ilişki, yakınlık veya sözleşme çerçevesinde olduğu önemli değfunduszeue.infoşinci evredeki birey sosyal çıkarlarını düşünürken, altıncı evredeki bireyin düşüncesinde, mantıki bir kavrayış, evrensellik ve tutarlılık vardır. Altıncı evredeki birey, insanların sonlu varlıklar olduğunu ve onlara, bu gerçek bağlamında davranılması gerektiğini düşünür. Hayatın değeri, her türlü kişiler arası ilişkiden öte görülür. Bu evredeki bireylerin sahip olduğu ahlakî inançlar, çoğu zaman toplumdaki çoğunluk tarafından kabul edilen sosyal düzenle çatışma halindedir. Bu dönemde Hans suçsuz olarak görülür.Çünkü insan hayatı her şeyden önemlidir. Bir insanın hayatı söz konusu olduğunda, hırsızlık yapılabilir.

Kohlberg’in bahsedilen bu ahlakî gelişim evreleri bazı niteliksel özellikler gösterdiğini söylemek mümkündür: Gelişim evreleri adım adım birbirini izlemektedir. Örneğin, ikinci evrenin bencil bireyi dördüncü evreye atlayamamaktadır. Yetişkinlerin çoğunluğu muhtemelen dördüncü evrede bulunmaktadır, ancak bazılarının beşinci ve altıncı evreye doğru gelişmeleri de söz konusudur. Yaş, her zaman gelişim göstergesi değildir. Bazı gençler yetişkinlerden daha yüksek evrelere ulaşabilmektedir. Bilişsel gelişim ahlakî gelişim için gerekli, ancak yeterli değildir.

KAYNAKÇA

1)Kohlberg’in Bilişsel Ahlak Gelişimi Teorisi: Ahlak ve Demokrasi Eğitimi – Dr. Nermin ÇİFTÇİ –

Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi

2)Kuşakların Ahlaki Değerleri Birlikte Öğrenmesi: Kohlberg’in Ahlaki Gelişim Kuramı Açısından Bir Değerlendirme – Doç. Dr. M. Akif KILAVUZ ve Dr. İbrahim GÜRSES – Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi-TÜRK PEDAGOJİ DERNEĞİ

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası